Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu
E: 1942/7
K: 1943/8
T: 03.02.1943
DAVA : Mütefevvizden hüsnüniyetle iştira eden kimse aleyhine Hazinenin iptali akit davasının dinlenip dinlenmiyeceği noktasında Temyiz 1. Hukuk Dairesinin 19.4.1034 tarih ve 881/1331 ve 23.12.1934 tarih ve 3931/3551 numaralı kararlarını havi ilamları arasında husule gelen içtihat ihtilafının halli mezkür daire reisliğinin 2.3.1942 tarih ve 2566 sayılı yazısıyle istenilmesine mebni 3.2.1943 tarihinde toplanan Heyeti Umumiyeye 41 zatın iştirak ettiği görüldükten ve müzakere nisabı tahakkuk ettikten ve zikri geçen yazı ile ihtilafın mevzuunu teşkil eden ilamlar okunduktan ve hadise bir kerre de 1. Reis İhsan Ezgü tarafından izah edildikten sonra söz alan :
Cevat Gücün : Lozan'da mün'akit Türk ve Rum ahalinin mübadelesine dair olup mukavelenin meriyete vaz'ından sonra Yunanistan'ı terkedecek Müslüman ahalinin nakil ve ibate ve iskanları için Hükümetimiz tertibat alarak bu cümleden olmak üzere 368 numaralı Mübadele İmar ve İskan Kanunu bunu müteakip 488 numaralı bir kanun neşredilerek Yunanistan'dan gelen veya evvelce gelip mübadeleye talib bulunan muhacirlerden Yunanistan'da gayrimenkul mal terketmiş olanlara tasarruf senetlerinde veya tasarrufu müsbit resmi vesikalarında muayyen nisbetler dairesinde mukayyet kıymetin % 20 si nisbetinde emval tefviz edildi. Mütebakisi de mübadele muamelesinin kat'i neticesine talik edildi. Tasfiyenin kat'i neticesine kadar bunların bey ve ferağ ve terlinleri ve tamir ve hedimleri yasal edildi.
Bundan sonra mübadil ve gayri mübadil, muhacir vesaireye kanun hükümlerine tevfikan tefviz veya adiyen tahsis olunan gayrumenkullerin tapuya rabtı hakkında 1331 numaralı ve 28 Mayıs 928 tarihli kanun çıkarıldı. Bu kanun mucibince Dahiliye Vekaletince tevfizleri tastik olunan mallar için ellerinde bulunan tefviz vesikaları mukabelinde tapu senedi verildi. Bilumum emvali metrukenin bu kanunun meriyeti tarihine kadar tefviz edilmiş veya edilmek üzere bulunmuş olanlardan maadası Maliye Hazinesine intikal etmiştir.
Bundan 3 sene sonra mübadele ve tefviz işlerinin kat'i tasfiyesine lüzum görülmüş ve 28.3.1931 tarihinde 1771 numaralı kanun neşredilmiştir.
Bu kanuna göre 1331 numaralı kanunda yazılı had dahilinde gösterilen nisbetler kat'i tasfiyeye esas tutulmuştur. Bu nisbet dahilinde verilmiş olan tefviz kararları kat'i ve muteberdir. Bu kanunun neşri tarihinden sonra tefviz kararı ittihaz olunmaz.
O vakte kadar hiç mal almamış olan istihkak erbabına zikri geçen nisbetler dairesinde tasfiye vesikası verilir. Adi iskan derecesinden fazlası borçlandırılır. Bu kanunun 5. maddesinde de meskene muhtaç harikzadelerin işgallerinde bulunan meskenleri aidiyeti ciheti ne olursa olsun uhdelerinde ipka olunacağı ve iskanı adiden fazlası borçlandırılacağı yazılıdır. Sonra bu madde tefsiriyle tevsi edilerek bu kanunun neşri tarihinden evvel vesikalarını hükümete vermiş olanların muahhar işgal ve tefevvüzleri muteber addedilmiştir.
İş bu 1771 numaralı kanuna tevfikan Maliye Hazinesi bu kanunun neşri tarihinden sonra ittihaz edilmiş hilafı kanun tefviz kararlarının hükümsüzlüğünden bahsile ana müsteniden verilen tapu senetlerinin iptalini dava etmektedir. Sahibi evvelinin yani mütefevvizin uhdesinde kalıp tedavül etmemiş olan tapu kayıtlarıyle bu esas üzerine iptalini dava etmek doğrudur. Ancak böyle bir malı kanunun neşrinden bir gün sonra hüsnüniyetle iktisap eden 3. şahıslar aleyhine de bu kabil davalar açılmıştır. Temyiz 1. Hukuk Dairesi Medeni Kanunun 931. maddesi hükmüne tevfikan hüsnineyetle vaki iktisabı muteber tutmuş iken diğer bir kararında, "müşteri Medeni Kanunun 928. maddesi hükmünce 1771 numaralı kanunun hükümlerini bilmesi lazım geleceğinden hüsnüniyet iddiası mesmu olmaz" demiştir. Halbuki bir kanunun neşri tarihinden itibaren hükümlerinin herkesçe bilineceği farzolunarak bunların ammeye tesirlerini kabul etmek icap ederse de bu hadisede dava, memnuiyeti kanun ile ilan edilmiş olan bir satışın taraflarından olan bir kimse aleyhine olmayıp satılan gayrimenkul tedavülü eyadi ile 3. bir şahıs uhdesine geçmesine ve ammeye karşı sıhhat ifade eden tapudaki kayda istinatla iştira eden müddeaaleyh bayinini satışındaki yolsuzluğu tetkik etmemesinden dolayı onu muaheze etmek Medeni Kanunun ruhu ahkamla da kabili telif olmaz. Bir kanunu hükümleri ancak o kanunu gözönünde tutması lazım gelen kimselere ve hadisede tefvizin akitlerine müessir olabilir. Binaenaleyh bu tasfiye kanunu ancak mal memurlariyle mütefevvizlere hitap eder. Ondan sonra gelen 3. şahıs müşterileri ilzam etmez. Hüsnüniyetle iktisap kaidesi kanunu Medeni ile bize gelmiş ve hukukumuzda inkılap yapmış bir nazariyedir. Bunun leh ve aleyhine söylenecek çok söz vardır. Evvelce bizde akit değil, mal sıyanet edilirdi. Garp ahkamı ismeti emval kaidesi üzerine teferru ederdi ve gasıbın müşterisi gasıbülgasıb ve ayni gasıb hükmünde idi ve mağsub arz üzerinde mescit bile bina edilse yıktırıldı. Arsa yerine bedel kabul edip etmemek arsa sahibinin muvafakatına mütevakkıftır, diyeceksizin. Bu kadarı da fazla. Çünkü gasıptan malümatı olmayan müşteri yani 3. şahıslar mutazarrır olurlar. Bunda haklısınız, fakat hüsnüniyet nazariyesini ifratla tatbik ettiğiniz halde de gasıbın gasbından bir saat sonra yed'i ahara nakil ve temlik ederek ve savuşarak gasbın hükmünden kurtulması mümkün olur ve hasım olan zilyet de asıl olan hüsnüniyetten dem vurur ve mal sahibi olan zilyet de asıla olan hüsnüniyetten dem vurur ve mal sahibi 3. şahsın niyeti iyi miydi, fena mıydı, aramakla mükellef tutulur ve tut kelin perçemini darbı meselince gasıb aleyhine tazminat davası külfetine bigayrinde ve zaruret miktarınca istimal olunmalıdır. Ve hakimin bir ufak suiniyet karinesine istinat etmekten korkmaması lazımdır ve temyiz bu kabil edilmelidir. Bundan dolayıdır ki, 1 2 sene evvel bir ilmühaberle hem intikal ve hem de ferağ yaptıran müşteri için tapu kaydına istinatla hüsnüniyetle iktisap mevzuubahis olamıyacağını iddia ettik. Fakat Tevhidi içtihat müessesesi 931. maddenin ıtlakı ibaresine ve satış takriri intikal muamelesinin tapu siciline geçtikten sonra yapılacağına göre bir ilmühaberle de olsa muteberdir, demiştir.
Şu hale göre bu hadisede 931. maddesine istinat eden mütefevvizin müşterisinin iktisabını muteber tutması icap eder. Bu hadisemiz Medeni Kanun 928. maddesinin mahalli tatbiki olamaz. Binaenaleyh Temyiz 1. Hukuk Dairesinin ilk içtihadı doğrudur. Ahvali mümaselede Medeni Kanunun 931. maddesi hükmünce amel olunmak iktiza eder.
Fuat Hulusi : Bu fikre temayül ettiğini, çünkü davacının Hazine bulunduğunu, şimdi hazine kendi hatasınden kendisi istifade etmek istiyor. Binaenaleyeh 1. kararı doğru bulduğunu beyan buyurdular.
Kazım : Bu hadisede davacı hazine olmakla beraber başka bir hadisede hazine olmayabilir. Böyle bir vaziyet karşısında yapılacak muameleyi tayin etmemiş lazımdır.
1. Reis : Bir kaide konulurken tarafları vesaireyi nazara alamayız. Tapudaki kayıtları gördükten sonra 1771 numaralı kanunu da bilmesi lazımdır, denmemek lazımdır. Filhakika kanunun iki tarafın da bilmesi mefruz olmakla beraber bir kaideyi nazara alacağız.
Şefkati : 3. şahsa geçildikten sonra böyle bir iddiada bulunulamaz. Ancak bübadile karşı hiç müruruzamana tabi olmaksızın hakkını isteyebilir.
Şemseddin : Müşteri defterdeki kaydı tetkik eder. Bu kaydın müstenidatının sahteliği veya herhangi bir suretle kanuna muhalif bulunması müşterinin suiniyetini ica ettirmez. Şerhler bunu göstermektedir.
Aziz : 1771 numaralı kanun tefvizi men ettikten sonra bazı muameleler cereyan etmiş olmasına göre bu kanunu hadisedeki hüsnüniyeti ihlal eden biri mahiyet arzetmemeti lazımdır. demeleriyle neticede :
SONUÇ : Gayrimenkul sicilinde malik olarak kayıtlı bulunan bir şahıstan bu kayda hüsnüniyetle istinat ederek mülkiyet iktisap ettiğini iddia eden 3. şahsa karşı istinat olunan kaydın esasında lüzum ifade etmeyen bir akte dayandığını ve tescildeki herhangi bir yolsuzluğun mevcudiyetini ispat etmek kanunu medeninin 932. maddesi hükmünün tatbikini istilzam edemeyip 3. şahsın keyfiyeti iktisap zamanında bilir veya bilmesi lazım gelir olduğunun ispatı lazım geldiğinde şüphe yoktur. Gerçi sicildeki kayıtlar ve şerhler veya sicil muhafızının o işe ait dosyasındaki müsbit varakalar mezkür kanunun 928. maddesi mucibince alakalı 3. şahıs tarafından görülüp tetkik edilebilirse de salahiyetli memurun tefviz kararına müstenit olan tescil talebi tezkeresinin ve bu tezkere üzerine bayii namına yapılmış olan tescilin sıhhatından şüphe etmeyip kayda itimaz etmek 3. şahsın hakkıdır. Çünkü 1771 sayılı kanunun 4. maddesi 1331 tarihli kanunun tayin ettiği müddet içinde tefevvüze esas olan vesikalarını vermiş fakat muameleyi ikmal ettiremimiş olanların haklarını mahfuz tutmaktadır. 3. şahıs bayiin, hazinenin tefviz üzerine sicilde malik sıfatıyle kaydedilmiş olmasının ve bunu mesnedi olan tefviz hakkındaki tescil talebinin ve tefviz kararının zikri geçen 1771 sayılı kanun hükümlerine uygun olup olmadığın tetkikle mükellef tutulamaz. Çünkü bu malumat ne sicilde ne de evrakı müsbitesi olan tescil talebi tezkeresinde mevcut değildir. Hazinenin mümessili vaki olan tefvizden bahsile tezkere yazmış ve sicil muhafızı bu tezkereye istinatla tescili yapmıştır. 3. şahıs tefviz kararındaki yolsuzluğu kararın tarihini tetkik ederek öğrenmeliydi, yolunda bir mütalaa hadiselerde bu sebeple de varit görülemez. Zaten bu hadiselerde tefviz kararını müsbit varakalarını havi dosya sicil muhafızlığına tevdi edilmemiş ve ancak 3. şahsa yapılan satıştan sonraki bir tarihte tefvizin batıl olduğu vali tarafından kararın altına yazılmış bulunmaktadır. Sicille henüz verilmemiş olan dosyanın iskan dairesine veya diğer idari makamlara müracaatla tetkik edilmesine kanunun medeninin yukarda bahsi geçen 928. maddesi müsait değildir. Mezkür madde sicil muhafızlığında mevcut olan müsbit varakalar hakkındadır. 3. şahıs idari makama satış sırasında müracaat etmiş olsaydı bile o sırada henüz tefviz kararı iptal edilmemiş olduğundan kararın muteber olmadığı hakkında bir cevap almış olacağı da şüpheli görülür. Kaldı ki, 3. şahsa Medeni Kanun bu kadar geniş bir mükellefiyet tahmil etmediği gibi 1771 sayılı kanun dahi yukarda beyan edildiği gibi bazı hallerde tahsisleri muteber tuttuğu için 3. şahıs emsali hadiselerde tefviz kararını yolunda olup olmadığını bilmek mevkinnde ve bunu anlama için lazım gelen tahkikat ve tetkikatı yapmak kudretinde değildir. Onun için mümasil davalarda 3. şahsın yolsuzluk keyiyetini bilerek iktisapta bulunduğunun davacı hazine tarafından usulü dairesinde ispat edilmesi lüzumuna ve bu husus hazine tarafından iddia ve ispat edilmedikçe mücerret 1771 sayılı kanunun hükümlerini herkesin bilmesi lazım geldiği faraziyesine istinat edilerek 3. şahsın kanunu medeninin 931. maddesine istinat etmek hakkı reddeolunamıyacağına reylerin üçte iki nisbetini geçen çoğunluğu ile 3.2.1943 tarihinde karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini