 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu
E: 1942/35
K: 1943/19
T: 05.05.1943
DAVA : İcra Tetkik mercilerinin kararlarına karşı alakalılar tarafından verilen temyizi istidalarının defteri mahsusuna kaydı tarihi müddetin hesabında esas tutulmakta iken ahiren yapılan bir müzakere sırasında, bu kayıt tarihinin temyize mebde addedilmeyip kaydiye harcının istifa olunduğu tarihin başlangıç sayılması lazım geleceği hakkında müstakar içtihada muhalif yeni ber ekseriyet tahassül etmiş olduğundan bahsile keyfiyetin tevhidi içtihat yoluyle halli Temyiz Mahkemesi İcra ve İflas Dairesi Reisliğinin 8.9.1942 tarih ve 555 sayılı yazısıyla istenilmesine mebni 5 Mayıs 1943 tarihinde toplanan Heyeti Umumiye kırk bir zatın iştirak ettiği görüldükten ve müzakere nisabı tahakkuk ettikten ve sözü geçen yazı okunduktan ve hadise bir kerrede 1. Reis İhsan Ezgü tarafından izah edildikten sonra söz alan :
O.Nuri Köni : Biz bu kayıt defterinin vezne defteri olduğunu ileri sürdük ve buraya geldik, onlarda temyiz defteri diyorlar. Kanunda bu defterlerin yeri yoktur.
Cevat Gücün : Cezalarda havale tarihi kabul ediliyor. Bu da kanunda hakime verildiği tarih esastır denilmesindendir.
Zahir Sencer : Sulhte harca tabi olmıyan işler vardır. Havale tarihi esastır. Bir de kazalarda harç pulu yoktur. Bunları istisna etmek lazımdır.
Şefkati Özkutlu : Bendenizce hak sahipleri lehine kanunun tefsir etmek lazımdır, demeleriyle neticede :
Bahis mevzuu olan hususun halli için bu mesele ile alakalı bulunan iki kanunun yani 2503 sayılı Adliye Harç Tarifesi kanunun ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin bir arada tetkiki icap etmiştir. Şöyle ki, adı geçen Adliye Harç Tarifesi Kanununun 6. maddesi sarahatına göre kaydı tabi evrakın kayıt harcı alınmadıkça muameleye konması caiz olamıyacağına binaen kaydiyesi verilmeyen temyiz arzuhali gibi kayda tabi evrakın kayıt harcı alınmadıkça muameleye konması caiz olamıyacağına binaen kaydiyesi verilmeyen temyiz arzuhali gibi kayda tabi evrakın da muameleye konmasına kanuni imkan yoktur. Muameleye konmadıkça hükmen mevcut sayılamıyan bu gibi evrakın kanuni müddetler üzerinde müessir olacağı düşüncesi de varit olamaz. Yine yukarda adı anılan HUMK.nun 434. maddesinde, "Temyiz arzuhali hangi mahkemeye verilmiş ise o mahkemece kayıt ve bu kayıt tarihi temyize mebde addolunur" diye yazılı olmasına nazaran mezkür harç tarifesi kanunu icabınca ve her iki kanun arasındaki ahengi temin için madde metnindeki kayıt tarihinin mahkeme adına kanuni harçları alan vezne veya memur tarafından tutulan hasılat defterine düşürülen kayıt harcı tarihi olarak kabulü tabii bulunmuştur. Mer'i usul iktizasınca bu tarihin aynı, kayda tabi evrak üzerine yapıştırılan pullar üzerine vaz edilmektedir. Bu sebeplere mebni sabit bir ölçüyü tazammun etmesi itibariyle arzuhallerdeki kayıt pulu üstündeki tarihin muameleye başlangıç sayılması her iki kanun hükümlerine uygun görülmüş ve bu görüşte isabet temenni olunmuştur.
Binaenaleyh temyiz arzuhali gibi evraka ilsak edilen kayıt pulu üzerine vaz edilen tarihin temyize mebde addedilmesi ve müddetin hesabında esas tutulması lüzumu heyetin sülüsan ekseriyetiyle karar altına alınmıştır.
AYKIRI GÖRÜŞLER :
Ş.Özkutlu :
Adliye Harç Tarifesi kanunun 6. maddesinde kaydiye harcı verilmeyen kağıdın kabul edilmiyeceği değil, muameleye konulmayacağı yazılı bulunmaktadır. İbraz edilen bir kağıdı almak başka harcı verilinceye kadar muameleyi durdurmak yine başkadır. Bahusus iş sahibinin, istenildiği halde harcı vermekten taallul gösterdiği sabit olmadıkça harcın verilmemesinden dolayı mesul tutulması ve hakkından mahrum bırakılması hiç bir suretle hukuk ve adalet prensiplerine uyamaz. Harç tarifesinin adı geçen maddesi HUMK.nun 414. maddesiyle birlikte mütalaa edilerek kaydiyeyi vermeyen kimsenin mühlet tayin edilerek istenildiği halde dahi vermiyecek olursa o zaman o kayda tabi kağıdı mahkemeye tevdi etmekten sarfınazar etmiş sayılması icap edeceği hüküm ve neticesini çıkarmak hem tefsir kaidesine hem de hak ve adalete daha muvafık olur. Bu şekilde olmıyan karara muhalifim.