 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu
E: 1940/22
K: 1941/31
T: 10.12.1941
DAVA : Kanuni tahfif sebepleri dolayısiyle hapis cezasının bir günden aşağı indirilmesi mecburiyeti hasıl olduğu takdirde cezanın tamamen kaldırılıp kaldırılamıyacağı hususunda Temyiz Mahkemesi 2. Ceza Dairesi'nin 19.12.1939 tarih ve 13667/13423 ve 12.4.940 tarih ve 3209/3057 ve Ceza Umum Heyeti'nin 1.4.940 tarih ve 50/60 sayılı kararları arasında hasıl olan içtihat ihtilafının halli lüzumu Cumhuriyet Başmüddeiumumiliği'nin 3.6.940 tarih ve 2205 sayılı yazısıyla istenilmesine mebni 10.12.1941 tarihinde toplanan Heyeti Umumiye'ye 46 zatın iştirak ettiği görüldükten ve müzakere nisabı tahakkuk ettikten ve mezkur müzakkere ile ihtilafın mevzuunu teşkil eden ilamlar okunduktan ve hadise bir kere de 1. Reis İhsan Ezgü tarafından izah edildikten sonra söz alan:
İbrahim Ethem : Dairelerin muaddel 29. maddeden sonraki içtihadı hiç değişmedi ve bu madde muvacehesinde bu iş münakaşaya da mahal bırakmaz.
Halil Hilmi : Tevbihi adli hafif bir şeydir. Hapiste buna imkan bulamayınca ipka etmek doğru olmaz. Adalete de muvafık değildir.
Başmüddeiumumi : Bundan evvel bir gün hafif hapisten tenzilat hakkında tevhidi içtihat suretiyle cereyan eden müzakere esnasında Türk Ceza Kanunu' nun maddi ve hukuki içtimaı mücezatı kabul eylemiş olması esasın istinaden bize bir gün hafif hapisten tenzilat icrası bel'i ceza demek olacağı cihetle caiz olmadığı reyinde bulundum. Heyeti Celile'lerinin büyük ekseriyeti asi reyi iltizam ederek, "maddenin tamamen tatbiki kabil olamayan yerlerde kanunun kabul eylediği esas hilafına olarak mahkum aleyhine gidilmeyerek lehine olmak üzere bir gün hafif hapis cezasının ayrıca infaz edilmemesine" karar vermiştir. Bu karara göre yaş ve esbabı muhaffifei takdiriye gibi ahvalde bu maddelerin tatbiki mümkün olamayan yerlerde kanunun kabul eylediği esas hilafına olarak mahkumun aleyhine bir gün hapis cezasının infazı cihetine gidilmesi caiz değildir. Gerek içtima ve gerek yaş ve sair esbabı kanuniyenin temel noktasında hasıl ettiği neticeler itibariyle ve hafif hapis hakkında aynı suretle tevhidi içtihat kararı veçhile yaş ve esbabı muhaffefeden dolayı bu hapis cezasının dahi infaz edilmemesi lazımdır. Bu suretle bir karar vermekle mahkumların kabili tefsir olmayan hukuku kanunisine riayet edilmiş ve kanunun kabul eylediği esas hilafına mahkum aleyhine gidilemiş ve aynı zamanda her iki tevhidi içtihat kararı tevhit edilmiş olur. Yoksa böyle bir kararla haddi kanuniden aşağı tenzilat icrasına mesağ bulunmadığını tazammum eden ve kanunda yeri olmayan bir içtihada ve lehe yerine aleyhe gidilmek gibi bir esasa göre bir ceza tayin ve tahdidini kabul eylemiş oluruz ki bunda asla isabet mütalaa edilemez.
İbrahim Etem : Bir evvelce verilen tevhidi içtihat kararında 29 ve 30. maddelerin beraberce mütalaa edilmesini teklif etmiştik, kabul edilmedi. Ve içtima halinde de okuduğum kararı ittihaz etti. Fakat bütün daireler hapis cezasının kanuni hadden aşağı inemeyeceğini tasrih ettiğine göre dairelerde müstakar tatbikat Heyeti Umumiye kararında olduğu gibidir, demeleriyle neticede:
Ceza artırılır veya eksiltilirken kanunun sureti mahsusada tayin ettiği ahval müstesna olmak üzere, her nevi ceza için muayyen olan hudut tecavüz edilemiyeceği Ceza Kanunu'nun 29. maddesi hükmü iktizasından olmakla içtimaı ceza kaidesinin tatbiki haricinde tahfif sebeplerinden dolayı hapis cezasının asgari hadden aşağı tenzil ve tayini ve tenfiz kabiliyeti kalmadığından bahsile bu misli cezaların çektirilmemesine karar verilmesi gayri caiz olduğuna ekseriyetle karar verildi.