 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu
E: 1940/16
K: 1940/89
T: 07.06.1940
DAVA : Mülga Usulü Muhakematı Cezaiye Kanunu'nun mer'i olduğu zamanda kabul ve neşrolunan 765 numaralı Türk Ceza Kanunu'nun 104. maddesinde Vicahi veya gıyabi hükmün tefhimiyle hukuku amme davası müruruzamanının kesileceği ve 105. maddesinde "hukuku amme davası bir çok defalar kesilmiş olsa bile her terk ve kat'ı tarihleri arasında geçen müddetler mecmuunun, asıl suç için muayyen dava müruruzaman müddetinin yarısından fazlasını geçtiği halde müruruzamanın tahakkuk edeceği" bildirildikten sonra bu hükümlere ilave olarak sözü geçen usul kanununun mütemerrit gıyabi mahkumlara müteallik mevzuu ile muvazi olmak üzere (116) ıncı maddesinde, "Gıyaben verilen ceza hükümlerinde hükmün ertesi günü dava müruruzamanın işlemeğe başlayacağı ve bu müddetin mahkumun elde edilmesiyle kesileceği" hükmü konmuş ve bu mevzu kanun davetini dinlemeyen mütemerrit gıyabi ceza mahkumlarının kaçak oldukları müddette haklarında tam bir dava müruruzamanın müddetinin hesabı lüzumunu müfid bulunmuştur. Ceza Kanunun tadilinden evvel bu anlayış ve tatbik hali esasta ihtilaf mevzuu değildir.
3038 numaralı Türk Ceza Kanunu'nun bazı maddelerini değiştiren kanunda Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun mer'i bulunduğu ve bu kanunun gıyabi hüküm usulünü kabul etmemiş olduğu gözetilerek 765 numaralı Ceza Kanunu'nun 116 ıncı maddesi hükmü kaldırılmış ve 104 üncü madde ile de, mahkumiyet hükmünün, diğer kesme sebepleri arasında hukuku amme davası müruruzamanını keseceği ve müruruzamanın kesilme gününden itibaren yeniden başlayacağı ve müruruzamanı kesen muameleler müteaddit ise bunların müruruzaman müddetini, asıl suç için muayyen olan müddete yarısının ilavesiyle baliğ olacağı müddetten fazla uzatamayacağı hükmü konularak 765 numaralı kanunun 105. maddesinde gösterilen yarı müruruzaman müddeti en çok bir buçuk misle çıkarılmıştır. Ceza Kanunu'nun tadilatının mer'i olduğu zamanda suç işleyenler hakkında bu hükümlerin tatbiki kanun emridir.
Asıl ihtilaf mevzuu, olan mülga Usülü Muhakematı Cezaiye Kanunu'nun mer'i olduğu zamanda bu kanun hükümleri dairesinde verilmiş gıyabı ceza hükümlerinin mebhus yeni Ceza Kanunu tadilatı muvacehesinde tabi olacağı müruruzaman müddetine gelince, Türk Ceza Kanunu'nun ikinci maddesi hükmünce suçlunun lehine olan kanunun tatbiki bir esas kaide olduğundan böyle bir gıyabi ceza mahkumu hakkında (3038) numaralı kanunla kabul olunan (104) üncü madde hükmünün daha ağır ve aleyhte olduğu hallerde (765) numaralı Ceza Kanunu'nun (105)inci maddesi mevzuu yanında ayrı bir tatbik sahası bulan (116) ıncı madde hükmünün tatbiki icap edeceğine ekseriyetle 7.6.1940 gününde karar verildi.