 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu
E: 1939/41
K: 1940/74
T: 08.05.1940
DAVA : Heyetten bazı zevat, 15 yaşından küçük olanların şehvet hissi veya evlenmek niyeti olmaksızın ana ve baba veya vasisi veyahut muvakkaten olsun kendisine bakmakta ve muhafaza etmekte olan kimseler yanından kaçıranlara ve çocuğun muvafakatı ile bigayri hak yanında tutanlara ceza tayin eden Ceza Kanunu'nun 182. maddesinde yalnız şehvet hissi ve evlenmek niyeti olmaksızın kaçırma ve alıkoymadan bahsedilmiş olmasından dolayı şehvet hissi veya evlenmek maksadiyle rızasiyle kaçırılan veya alıkonulan bu gibi küçüklere karşı vaki tecavüzleri korumak için 430. maddenin tadil edilmiş olduğu Hükümet'in esbabı mucibe mazbatasında gösterilmiş ve bu suçun takibi şikayete bağlı bulunmamış olduğundan ve 430. maddenin mutlak surette yazılmış bulunduğundan bahsile ebeveyni veya vasisi olsun olmasın ve ebeveynin rızası bulunsun bulunmasın reşit olmayan bir kimsenin şehvet hissi veya evlenmek maksadiyle rızasıyle kaçırılması veya alıkonulması halinde 430. maddedeki suçun tekevvün edeceği reyinde bulunmuşlardır. Filhakika, (kız ve kadın ve erkek kaçırmak) cürümlerini cezalandıran eski 430. madde, cebir ve şiddet ve hile fiillerini cürmün unsuru olarak kabul ettiğinden şehvet hissiyle veya evlenmek maksadiyle reşit olmayan gerek 17 yaşında ve gerek daha aşağı bir yaşta olanları eski Ceza Kanunu'nun 430. maddesi ile cezalandırmağa imkan olmadığı gibi şehvet hissi ve evlenmek niyeti olmamasını suçun unsuru için şart tutmuş olan 182. madde ile de bu gibilere ceza tayin etmeğe imkan bulunmamakta idi.
Her ne kadar, 182. madde metninde tasrih edildiği gibi muaddel 430. madde metninde rızasiyle alınıp getirilen ve reşit olmayan şahsın ebeveyni veya vasisi yanından alınması hallerinden bahsedilmemiş ise de bu maddede kullanılmış olan "kaçırılan" ve "alıkonulan" tabirleri reşit olmayan kimsenin rızasına mukabil üzerinde velayeti veya vesayeti olanların muvafakatı olmaksızın bunların yanından alınıp götürülmediği tazammun etmekte olduğundan ve bu cürmün reşit olmayan kimselerin üzerinde velayet veya vesayet hukukunu haiz olanların hukukuna taarruz mahiyetinde bulunduğundan muaddel 430. maddenin son fıkrasında bahsedilen işbu suçun teşekkülü için hem şehvet hissi veya izdivaç maksadının mevcudiyeti ve hem de rızasiyle kaçırılan veya alıkonulan şahsın ebeveynin veya vasisinin muvafakat etmemesi şart bulunduğu ve ebeveynin veya vasisinin muvafakatı altında rızasiyle reşit olmayan bir kimseyi mezkür maksatlar altında alıp götüren veya yanında alıkoyan bir şahsın bu hareketi aile hukukuna tecavüz ve taarruz mahiyetinde addedilemiyeceğinden 430. madde ile ceza tayini maksut olan gayeye münafi bulunduğu ve bu suçların takibi şikayete bağlı bulunmaması, suçun unsununu teşkil eden ebeveynin veya vasinin muvafakatı olup olmadığını aramak lüzum ve zaruretini ortadan kaldıramayacağı ve velayet ve vesayet hukukunun suiistimal edilmesi halinde bu gibi veli ve vasiler hakkında Ceza Kanunu'nun 435. maddesinin tatbiki icap eylediği cihetle reşit olmayan kimselerin rızaları ile kaçırılmaları veya alıkonulmaları halinde suçun tekevvünü için ebeveynin veya vasinin rıza ve muvafakatı bulunmaması icabettiğine birinci içtimada sülüsan ekseriyet hasıl olmadığından ikinci içtimada mutlak ekseriyetle 8.5.1940 gününde karar verildi.