 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu
E: 1938/14
K: 1939/27
T: 18.01.1939
DAVA : Nezdinde müstahdem bulunduğu mühendisin kusuru ile kazaya uğrayan amele tarafından şirket aleyhine açılan tazminat davasında Borçlar Kanununun 100. maddesi mucibince muamele ifası lazım geleceği ve bu fiilin müruruzamanı da ahkamı umumiye dairesinde hallolunmak icap edeceği ve Borçlar Kanununun 60. maddesinin hadiseye şamil olmadığı içtihat edilmiş iken mümasil bir hadisede meselede Borçlar Kanununun 60. maddesi hükmünün tatbik edildiği ve şu suretle daire kararları arasında tezat ve mübayenet husule geldiği cihetle mezkur ihtilafın tevhidi içtihat yolu ile halli Temyiz Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi Reisliğinin 17.6.938 tarih ve 1159/152 numaralı müzekkeresiyle istenilmesine mebni 18.1.939 tarihinde toplanan Heyeti Umumiyeye 45 zatın iştirak ettiği görüldükten ve müzakere nisabı tahakkuk ettikten ve mezkur müzekkere ile ilamlar okunduktan ve hadise bir kerre de 1. Reis İhsan Ezgü tarafından izah edildikten sonra neticede:
Temyiz 4. Hukuk Dairesi Riyasetinde verilen 17 haziran 938 tarihli tezkerede, bir şirket nezdinde müstahdem amalenin o şirketin mühendisinin kusuriyle kazaya uğramasından dolayı amale tarafından şirket aleyhine açılan tazminat davasında Borçlar Kanununun 100. maddesi mucibince muamele ifası lazım geleceği ve bu fiilin müruruzamanı da ahkamı umumiye dairesinde hal olunmak iktiza edeceği ve Borçlar Kanununun 60. maddesi hadiseye şamil olmadığı içtihat edilerek bu yolda müteaddit kararlar ittihaz edilmiş bulunduğu halde mümasil hadiseye müteallik bir hükmün tetkiki sırasında daireden sadır olan 25 haziran 935 tarihli ilamı ile meselede Borçlar Kanununun 60. maddesi hükmünün tatbik edildiği ve şu suretle aynı daire kararları arasında mübayenet husule geldiği anlaşıldığından bahsile tevhidi içtihat suretiyle meselenin halli bildirilmiş ve keyfiyet 18.1.939 tarihinde toplanan Umum Heyette müzakereye konmuştur.
Temyiz 4. Hukuk Dairesinin tetkik olunan bu hususa dair ilamlarına nazaran vakıalarda mümaselet ve hükümler arasında da muhalefet olduğu anlaşıldıktan sonra yapılan münakaşa ve müzakere neticesinde Borçlar Kanununun 60. maddesindeki tazminat davalarına ait müruruzaman mezkur kanunun 1. babının 2. faslına dahil olan haksız muamelelerden neşet eden borçlar hakkında cari olup mezkur faslın 55. maddesinde istihdam edenlerin mes'uliyeti hakkındaki hükümde müstahdem ve amelenin hizmetlerini ifa ederken diğer amele ve müstahdeme karşı değil, istihdam edenle bu hususta hukuki ve akti rabıtası olmayan 3. şahıslara karşı yaptıkları zarara ait olduğu ve Borçlar Kanununun yüzüncü maddesinin ihtiva eylediği ahkam ise istihdam edenin amelesi tarafından amellerini icra sırasındaki istihdam eyleyenin akdi bir rabıta ile bağlandığı diğer bir şahsa karşı ika ettikleri zarara şamil bulunduğu ve istihdam eden kimse ile mutazarrır arasında evvelce yapılmış bir mukavele ile bu mesuliyet kısmen veya tamamen bertaraf edilebileceği ve 55. madde mucibince istihdam eden mes'ulünbilmal bütün dikkat ve itinayı sarfettiği halde mesuliyetten kurtulacağı halde 100. maddeye temas eyleyen ahvalde bu ciheti isbatla mesuliyetten verasete kalamıyacağı cihetle 55. ve 100. maddelerin ihtiva eyledikleri hükümler ve mahiyetler arasında fark mevcut olduğundan ve ihtilafın mevzuunu teşkil eyleyen her iki ilamdaki vakıalara Borçlar Kanununun 100. maddesi veçhile on senelik müruruzamanın tatbiki lazım geldiğine 18.1.1939 tarihinde ittifakla karar verildi.