Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu
E: 1937/50
K: 1937/5
T: 10.02.1937
DAVA : İcra tetkik mercilerinden verilen cezai hükümlere karşı vaki temyiz üzerine Temyiz İcra ve İflas Dairesinden verilen kararlara Başmüddeiumumiliğin itiraza hakkı olup olmadığı hususunda Temyiz Mahkemesi Ceza Heyeti Umumiyesinin 18.12.1933 tarih ve 360/354 numaralı ilamıyla 04.05.1936 tarih ve 78/66 numaralı ilamları arasında hasıl olan içtihat ihtilafının halli C. Başmüddeiumumilik makamının 05.12.1936 gün ve 4932 numaralı müzekkeresiyle talep edilmesi üzerine 03.02.1937 gününde toplanan Heyeti Umumiyeye (49) zatın iştirak ettiği görüldükten ve müzakere nisabı tahakkuk ettikten sonra söz alan:
KARAR : Şefkati : İcra Kanunu bir usul kanunudur. Binaenaleyh istidlal yoluyla bunu kabul etmeye imkan yoktur.
İbrahim : Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun itiraz ve tashihi karar maddeleri sarihtir. Bu maddelerdeki kelimelerin delalet ettiği manalar da buna manidir. İtiraz ve tashihi karar yolunu kabul ettiğimiz zaman merci Ceza Umum Heyeti olacaktır. Bu Heyette ise İcra ve İflas Dairesi bulunamayacaktır.
Osman Nuri : 930 senesinde tadili mevzuubahs olunmuştur. Evvelki kanunun tatbik kabiliyeti olmadığı görüldü. Bu kanunun yürür bir hale getirilmesi mevzuubahs olunması hasebiyle tazyik edilmemek şartıyla müeyyideler konulması kabul edildi. İçtimaımızda ceza usulüne gidileck yerler tasrih edilmiştir. Mümkün mertebe ceza usulünden kaçınılmıştır. Başmüddeiumumiliğin hakkı itirazı olamaz.
Fahreddin : Bir kanun yapıldığı zamandaki maksatmı, yoksa tatbik edildiği zamanlardaki hadisat mı nazara alınacak? Ben hadiseyi ne ceza usulü ve ne de hukuk usulünün tatbiki noktasından değil, temyiz teşkilatı noktasından mütalla etmekteyim. Binaenaleyh Teşkilat Kanunu muvacehesinde bunu heyeti celile kendisi depiş edebilir.
Baş Reis : Hususi kanunun tayin etmediği hususlarda ceza usulü muhakemelerine gidilmesine ve umumi hükümlerin tatbikına bir mani yoktur. Bu ceza inzibati değildir Tecil yapılmaması bir istisnadır.
Bu yollar varken yanlış kararlar hatai adli olarak tashih için Büyük Millet Meclisine gitsin.
Fahreddin : Teşkilat Kanunumuz İcra ve İflas Kanununun neşri üzerine tadil edilmiştir. Bu kararlar ceza kararlarıdır.
İbrahim Etem : Teşkilat Kanunumuzdaki bu kısım usul kanunuma alınmıtır. Bu takyit varken nasıl olur da idari bir mülahaza ile Başmüddeiumuminin itiraz hakkı vardır, diyebiliriz.
1. Reis : İcra ve İflas Dariseni ceza kararlarını da tetkik etmek salahiyeti verilmiş olduğundan ceza sıfatı da vardır. Bu noktadan heyetin Ceza Heyeti Umumiyesine iştirak etmesine mani değildir.
Mecdi : Bedayeten evraklar Başmüddeiumumiliğe uğramadan sonra nasıl olur da itiraz edebilir?
1. Reis : Yazılı emir verilemez mi? Şüphesi verilir.
Fuat Hulusi : Tevhidi içtihada lüzum hasıl olmuştur. Tetkik mercileri cezai vazife aldıktan sonra bunların verdikleri kararların temyizi kabil olmadığını müdafaa edenlerin noktai nazarı kabul edilmeyerek temyiz kabiliyetleri kabul edilmeli.
Ceza Muhakemeleri Usulünden ayrılmıştır. Bir kerre depo parası istenilmez, saniyen evrak doğrudan doğruya dairesine gönderilir. Başmüddeiumumilik kanalından geçirilmez. Takip usulünü hukak usulüne vermiştir.
Israr ve tashihi karar reffedilmiştir. Teşkilat Kanununun muahharan tadil edilen maddesi İcra ve İflas Dairesine ceza salahiyetini vermiştir. Amma sarahaten söylenmemiştir. Bu bir şekil meselesidir. Daire de layuhi olmadığı için ceza muhakemeleri usulünün bir itiraz usulü ne için kabul edilmemiş? Şeklen değil, sarahaten bir mani varsa onu bilmiyorum. Bu itiraz yolu çok iyi bir yoldur. Bidayeten değil amma nihayeten yani karar verdikten sonra ilamının bir suretini Başmüddeiumumiliğe verecektir. Daire de bunu memnuniyetle ifa eder.
Şemseddin : Ticaret Kanunundaki bazı cezaları ticaret mahkemeleri verir. Bu kararı vermiş olmaları bu dairenin ceza sıfatını almasına delalet etmez.
Şefkati : Kanunda bu kanunda sarahat olmayan yerlerde ceza usulüne gidilir diye bir kayıt yoktur. İcra Kanunundaki cezalar medeni cezalardır.
Tekerrüre esas olmaz. Bu, kanunu tefsir meselesidir. Ceza usulü bir kanunun boşluklarını dolduracak demeye imkan yoktur.
Ali Rıza (hukuk) : Şüphe yokki bu kanunda noksanlık vardır. Ruhu kanuna bakmak lazımdır. Kanunda aranılan sürattir.
Başmüddeiumumi : İcra ve İflas dairesinde tashihi karar ve itiraz yolları açmak meselesidir. Zaten yüz bini bulan işlerimize zamimeten bu işleri de yapmaya sai olacaktır.
Bu kanun usul kanunudur. İcra kanunundaki 25 maddeye inhisar eden usuller kafi değildir. Mükerrirlik, içtima, tevkif, iadeki muhakeme, tashihi karar, itiraz için bu kanun meskuttur. İtiraz yolunun İcra ve İflas Kanununda sakit ve samit kalması ahkamı umumiyeye gitmeyi katyit etmez. Bilakis bu yollara gitmek ahkamı kanuniye iktizasındandır.
Reddi hakim için icra kanununda sarahat yoktur. Heyeti Umumiye bunu ahkamı umumiyeye tevfikan halledebilir, dedi. Daha evvel Ceza Heyeti umumiye kararları tashihi karar edilemezken tevsi edilerek bu da kabul edilmiştir. Kanunda sarahat olmayan yerlerde dairenin ahkamı umumiyeye müracaat etmeleri caiz midir? Heyeti Umumiye tashihi karar yolunu kabul etmekle buna cevap vermiştir.
Gerçi kanunda tashihi karar için bir kayt vardır. Bendenizce bu kayt hukukidir, cezai değildir. Hukuk için istinai bir kayıttır. Diğer ceza daireleri ile İcra Dairesi arasında bir fark var mıdır? Bu daire cezai kararları da tetkik ettiğine göre ceza sıfatını haizdir. Bu dairenin cezai kararlarının diğer daire kararlarından bir farkı yoktur. Bu dairenin bundan istisnası ihtilafı mucip olur.
Ceza dairelerinden verilen daha ziyade sürati istilzam etmekte ve bir çokları saati saatine tetkik edilerek intaç edilmektedir. Hak ve adalete müntehi olmak itibarıyla hatadan salim olarak karar vermek endişesi umumidir. bu yolların kabul edilmemesi ile bu daireyi müşkül vaziyete sokmuş oluruz. bu yollara müracaat hüküm ve kanun iktizasındandır. Başmüddeiumumiliğe bu hakların verilmesi daireleri için ve adaletin hüsnü tatbiki noktasından bir garanti teşkil eder, demeleriyle reye konularak sülüsan ekseriyet hasıl olmadığından müzakeresi 10.02.1937 gününe bırakıldı.
10.02.1937 gününde toplanan Heyeti Umumiyede hadise tekrar 1. Reis tarafından izah edildikten sonra devamla : Ceza mahkemesinde görülen bir şeyin ceza usulü yollarından gitmesi lazımdır. Takip hukukuna taallük eden kararlardan hukuk usulüne tabi olduğu tasrih edildiği halde ceza icin bir şey yoktur. Makamı idddianın hakkı itirazı vardır. Bu kabul edilince tashihi karar hakkı da vardır.
Şemseddin : İcra ve İflas Kanunu bu hususta iki ahkamı ihtiva eder. Ticaret Kanununda bazı cezai nakdiler vardır. Bu cezai nakdilere ticaret mahkemeleri karar verir. Temyiz mercii Ticaret Dairesidir.
1. Reis : Üç aya kadar verilen hapis cezaları hiç bir zaman tazyik değildir.
İbrahim Ertem : Nas ve sarahat olmadığına göre bu içtihadın kabul edilmesini temenni ediyoruz. Başmüddeiumuminin itirazı asıl mıdır, değildir, istisnadır. Hususi kanunda bu hususta sarahat bulunmadıkça hangi salahiyetle bunu kabul ederiz. İcra ve İflas Dairesi Heyeti Umumiye kararına ittiba etmezse ne olacak? Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun değişen 322. maddesinde (Ceza dairelerinden birinin kararına karşı Cumhuriyet Başmüddeiumumisi, ilamın kendisine verildiği tarihten 30 gün içinde Ceza Heyeti umumiyesine itiraz edebilir) edemektedir. Şu sarahata göre Başmüddeiumumiliğin ancak ceza dairelerinden verilen kararları itiraz hakkı vardır. İcra ve İflas Dairesince ceza dairesi denemez. Eğer bu maddede (ceza dairesi) tabiri kullanılmayarak yalnız ceza mukarreratına karşı dense idi tetkik mercilerinden verilip İcra ve İflas Dairesinden temyizen verilen kararlara karşı Başmüddeiumuminin itiraz salahiyetini kabul etmek mümükün olurdu. Evvelemirde önümüzde böyle kanuni mania ile karşılaşmaktayız. Bundan başka İcra ve İflas Dairesi ilamlarının Başmüddeiumumiliğe verileceğine dair de usul kanununda bir sarahat mevcut değildir. Başmüddeiumumiliğin itiraz müddetine mebde olmak için İcra ve İflas Dairesinin ilamlarının Başmüddeiumumiliğe verilmesi hakkında bir emri kanuni yoktur. böyle bir mecburiyeti İcra ve İflsa Dairesine tahmil etsek bile Ceza Heyeti Umumiyesinde bulundurulmasına da cevaz yoktur. Zira Ceza Heyeti Umumiyesinin ceza dairelerinden teşekkül edeceği Temyiz Mahkemesinin Tevsii hakkındaki kanunda tasrih edilmiştir. Şu hale göre, İcra ve İflas Dairesinin bu kabil kararlarına Başmüddeiumumilekten itiraz edilmesi halinde Ceza Heyeti Umumiyesinin İcra ve İflas Dairesine karşı vaziyeti istinaf mahkemesi gibi olacaktır. İcra ve İflas Dairesinin, Ceza Heyeti Umumiyesinde bulundurulması için de kanuni bir sarahata dayanmak lazımdır. Nerede kaldı ki, İcra ve İflas kanununda İcra ve İflas Dairesinin mevzuubahis olan hadisat hakkında verdikeri kararlarınakarşı ısrar edilemeyceği ve tashihi karar usulünün cari olmadığı kanunu mahsusta musarrahtır. Vazııkanun bu kabil kararların itiraz kabiliyetini kabul etse idi bu ciheti tasrih eder ve aynı zamanda Ceza Heyeti Umumiyesinin ne surette teşekkül edeceğini bize gösterirdi. Bu gibi kanuni manialara karşı Başmüddeiumuminin itiraz salahiyeti olmadığını, kabul etmek mecburiyeti karşısındayız.
1. Reis : Heyeti Umumiye itirazı kabul ederse tetkik eder. İstisnası müddet ve şart meselesidir. Ahkamı istisnaiye cezai hataların ıslahıdır. İcra ve İflas Dairesinin kararları hatadan salim midir?
Ferit : Ceza mukarreratını tetkik ederken İcra ve İflas Dairesi bir ceza heyeti hukukiyesidir. Ticaret Kanunundaki cezalar hukuku amme cezası değildir. Heyeti Umumiye kararlarına dairelerin ittiba zarureti yoktur. Dairei hususiyeler hakkında ne kadar mecburiyet varsı İcra ve İflas Dairesi de aynı vaziyeti takınır.
Şefkati : İcra ve İflas Kanunu usul kanunudur. Bir hukuki amme kaidesidir. Binaenaleyh kıyas yapılamaz. Mutlaka usul kanununun içinde bulunmak lazımdır. Layiha yapanlardan bazılara bu hükümlerin kabili temyiz olmaması noktasını da müdafaa etmişlerdir. Ceza Muhakemeleri Usulünün tatbik edileceğine dair ne usulde ve ne de esbabı mucibede bir şey yoktur. İstisnaen eski hale getirme talebi kabul edilmiştir. Her şeyde hukuk kaideleri tatbik edilir.
1. Reis : Hukuk Usulünün tatbik edileceğinin tasrih edilmiş olması lağvmıdır? tetkik mercii tamamen cezai bir mercidir. İcra ve İflas Kanununda gösterilen şeyler istisna teşkile denlerdir. İcraya taalluk eden hususlarda bir usul kanunudur. Diğer hususlarda hukuk usulüne ve kanunda gösterilmemiş ise ceza usulüne gidilir. Hukuku ammeye müteallik bir cezanın haksız olarak infaz için bu işlerde istisna edilsin.
Şemseddin : Bir iki madde müstesna diğerleri şikayete muallaktır, inzibatidir.
1. Reis : Şikayete taalluk etmesi inzibati olmasını istilzam etmez.
Başmüddeiumumi : Meselemiz İcra ve İflas Kararlarının kabili tashih ve itiraz olup olmadığına mütedairdir. Bu meselenin müsbet bir surette halli zaten varide ve sadıra ve bütün muhaberatı ile yüz bin yekünü olan Başmüddeiumumilik dairesinin vazifesini ve mesuliyetini bir kat daha arttırmış olacaktır. Fakat hak ve adaletin hüsnü cezeyanı zarureti ile bu bapta ilave ve tevsi edilecek vazifenin bihakkın ifasından dahi bittabi çekinilmeyecektir. Bu hususta karar heyeti celilelerindir. Ancak meselenin ilmi ve kanuni noktasından halli için müsaadeleriyle bir kaç söz söylemek isterim.
Bazı rüfekat kiram İcra ve İflas Kanunu usulü muhakemeyi cami olduğundan Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun tatbikına ihtiyaç olmadığı ve zaten İcra ve İflas Kararlarında tashihi karar usulü kabul edilmediği cihetle bapta itiraz ve tashihi karar yoluna müracaata mahal olmadığı reyinde buyunuyorlar.
Bir de İcra ve İflas Dairesi hukuk dairesi olmak itibarıyla kararları kabili itiraz olmayacağından bahsolunuyor. Halbuki İcra ve İflas Dairesi bir hukuk dairesi olmakla beraber aynı zamanda bir ceza dairesidir. Ve kararları diğer ceza daireleri gibi kabili itirazdır. Bir hukuk dairesine cezaların bir kısmını görmek salahiyeti verilirse.
Filvaki İcra ve İflas Kanununda usulü muhakemeye ve cezaya müteallik maddeler vardır. Fakat 25 maddeden ibaret oln bu hükmün 426 maddeden mürekkep olan ceza usulü muhakemesiyle 592 madde ve aynı zamanda cezai prensipleri muhtevi olan Ceza Kanunundaki hükümleri tamamen cami farzedilemez. Ezcümle usulde vazife ve ihtilaf, reddi hakim, şahadetten istinkaf, tevkif ve yakalama ve müruruzaman, yazılı emir, iadei muhakeme, tashihi karar ve itiraz gibi fasıl ve maddeler ile Ceza Kanununda tekerrür, içtima, cezaya ehliyet ve esbabı muhaffife, ceza davalarının sukutu, yalan şahadet gibi prensipler ve hükümleri tatbikini icap eden mesailde İcra ve İflas Kanunu sakit ve samittir. Bu gibi ahvalde ahkamı umumiyeye müracaat hem zaruridir ve hem kanunidir. Şimdi Mahkemei Temyizin tevsii vezaifi hakkındaki kanun ile Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 322. maddede mevzuubahis olan tashihi karar ve itiraz yollarının dahi İcra ve İflas Kanununda bulunmaması ve bu bapta İcra ve İflas Kanununun sakit kalması cezaya mütedair kararlarda umumi hükümlerden olan bu yollara gidilmesine manii kanuni teşkil etmez, bilakis bu gibi ahvalde Temyiz Mahkemesine münhasır hususi ve umumi hükümler dairesinde ittihazı muamele ve karar olunmak yine kavaidi kanuniye icabatındandır. Nitekim yazılı emir de İcra ve İflas Kanununda olmadığı halde ahkamı umumiyeye tevfikan dairei hususiyece kabul edilmektedir. Kezalik icra hakimleri için reddi hakim hakkında İcra ve İflas Kanununda sarahat olmamasına göre bu gibi ahvalde ahkamı umumiyeye tevfikan ittihazı muamele olunması Heyeti Umumiyece içtihat olunmuştur. Kezalik Heyeti Umumiyetin kararlarının tadilden evvel, tashihi karar tabi olacağı hakkında bir sarahatı kanuniye olmadığı halde Heyeti Umumiye kararlarının tashihi karara tabi olması içtihaden kabul edilmiştir. İcra ve İflas Kanununda bulunmayan sair hükümler için ahkamı umumiyeye müracaat edildiği halde tashihi karar ve itiraz için bu kaideden inhirafı kanuni olabilir mi? Heyeti Umumiyenin tashihi kararı kabul etmesi buna kafi bir cevap teşkil eder. Gerçi İcra ve İflas Kanununda tashihi karar kabul edilmediği sarahaten görülüyorsa da bu kaydı kanuni cezaya değil, hukuki hadiselere müteallik olduğu maddenin siyakı ibaresinden ve hükmünden müstefat olmaktadır. Çünkü bu tashihi karar usulü esasen ciheti cezaiyede umumi esaslardan olmamasına göre burada cezai noktadan istisnai bir kayda lüzumu kanuni yoktur. Ve bu kaydın konulması hukuk usulü muhakemesinde mevcut tashihi karar prensibine bir istisna olarak konulmuş olduğu bariz bir şekilde nümayan olmaktadır.
Diğer taraftan ceza dairelerinden verilen kararlar hakkında tashihi karar ve itiraz yollarına gidildiği halde İcra ve İflas Dairesinin cezaya müteallik kararlarının bu umumi hükümden istisnası için bir sebebi kanuni mülahaza edilemez. Sürat mülahazası diğer ceza daireleri için daha ziyade varittir. Mevkuflu işler ve hatta meşhud suçlar ne derecede sürati istilzam ettiği meydanda iken yine tashihi karar ve itiraz yolları açık bulunmaktadır. Bununla beraber hak ve adaletin teminine matuf olan vazifelerimizin ifasında zuhul ve hatadan azami derecede salim olmak keyfiyeti hepimizin kaygusunu teşkil eder.
Halbuki affa tabi olan hadiselerin affa tabi olmadığına ve ehliyeti cezaiyeyi haiz olmayanların ehliyeti cezaiyesine ve hakkı temyizi olmayan mafevk müddeiumumilerin beraat kararlarına hakkı temyizinin kabulüne dair verilen ve sırf sehiv ve zühulden münbais olan bu kabil hatalar karşısında diğer ceza daireleri için şayanı kabul olan tashihi ve itiraz yollarını İcra ve İflas Dairesi için kapamak diğer daireler gibi hak ve adalete vakfı mesai eden ve aynı zamanda bir ceza dairesi olan bu yüksek dairemizi mühim vazifesinde büyük bir müşkülat içinde bırakmak olur. Esas itibarıyla tashihi karar ve itiraz yollarına itiraz eden muhterem arkadaşlara bu hakların kanun hükümlerine dahil bulunduğu ve muahharan yine kanunen tevsik edildiğini arz ile iktifa ederim. Başmüddeiumumiliğin bu bapta vazifesi mesaili yine yüksek hakimlerimize arzetmekten ibarettir. Hakkı takdir ve karar yine en son hakimlerimizindir. Mesailin böyle ikinci Defa tetkiki hukuk noktasından bir teminattır. İcra ve İflas Dairesine dahi yüksek vazifesini teshil için bu teminatı vermekte heyeti celileniz içtinap etmez ümidindeyim.
Binaenaleyh İcra ve İflas Dairesinin ceza kararlarının diğer ceza daireleri kararlarından istisnasına kanuni ve nazari hiç bir sebep mülahaza edilmemekte ve bilakis bütün temyiz ceza kararlarınınbir birinden farksız ve aynı hükümlere tabi olması daha kanuni ve daha mantıki bulunmakta ise de evvelce arzeylediğim gibi rey ve içtihat heyeti celilelerindir.
Fahreddin : Müddetle mukayyet olan bu işlerde makamı iddia ne yapabilir?
Şefkati : Teşrii vezaif ile Temyiz Mahkemesi vezaifi başka başkadır. İdari mercilerle Temyiz Mahkemesinden verilen işler ortada durmaktadır. Kanaatlarımızdan feda etmemize gelince buna imkan yoktur. İlmi bir esasa istinat eden kanaatlarından Temyiz azaları vazgeçemez. Onlar kanaatlarını istimal için bu mevkie gelmişlerdir.
SONUÇ : İcra tetkik mercilerinden verilen cezai hükümlerin tetkikatı neticesinde Temyiz İcra ve İflas Dairesince ittihaz olunacak kararlara karşı Başmüddeiumumiliğin itiraz yoluna müracaata hak ve salahiyeti olmadığına dair 2004 numaralı kanunda istisnai bir kayt ve sarahat olmamakla bu hususta ahkamı umumiyeye müracaat zaruri ve kanuni olmasına ve Ceza Usulü Muhakemeleri Kanununun 322. maddesinde Temyiz Ceza kararlarına karşı C. Başmüddeiumumiliğinin 30 gün içinde Ceza Umum Heyetine itiraz edebileceği gösterilmesine ve İcra ve İflas Dairesi de tetkik mercilerinin verecekleri cezai hükümleri tetkik etmek salahiyetini haiz bulunmasına mabni diğer ceza karaları gibi icraya müteallik Temyiz ceza kararlarının da kabili itiraz olduğuna 10.02.1937 tarihinde mutlak ekseriyetle karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Aziz Yeğer, Ş. Özkutlu :
Gerek İcra ve İflas Kanununda ve gerek Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu ile TemyizMahkemesinin Teşkilatına Dair Kanunda, İcra ve İflas Dairesinin mercilerden cezaya müteallik olarak sudur eden kararlar hakkında ittihaz ettiği kararlara karşı Başmüddeiumumiliğin itirazda bulunabileceğine dair bir hüküm yoktur. Usul ve Teşkilata müteallik olan bu kanunların hükümleri Temyiz ceza Dairelerinin kararlarına karşı Başmüddeiumumiliğin itiraz hakkı bulunduğuna müteallik hükme kıyasen tevsi edilemez, çünkü böyle bir tevsi kanun koymak demek olur. Temyiz Mahkemesi ise kanun koyan bir müessese, bir teşri müessesesi değildir. Gerçi hukuku hususiye sahasında bu kabil kıyas ve tevsilere yer verilmektedir. Fakat bu cevaz hususi hukukun hususiyetinden ileri gelmektedir. Çünkü bu sahada hakim kendisine arzolunan ihtilafı halletmek mecburiyetindendir, kanunda mahsus hüküm yoktur, diye davayı reddedemez. Halbuki amme hukukunda emri hükümlerde iş berakistir. Mahsus hüküm mevcut olmayınca hakim talebi reddeder. Bu fark hususi hukuk sahasında yapılmış bir muameleye tatbik edilecek bir hükmü hukuki aranmasından, amme hukuku sahasında ise, yapılacak muamelenin emir ve nehy eden hükmü hukukiye uydurulması mecburiyetinden doğmaktadır. Binaenalyh yukardaki sebeplerden dolayı İcra ve İflas, Ceza Muhakemeleri Usulü ve Temyiz Mahkemesi Teşkilatı Kanunlarını kıyas yolu ile tefsire müncer olan işbu karar muhalifiz.
R. Altay, Y.K. Aslansan :
İcra ve İflas Kanununda hangi hallerde Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununa müracaat edileceği tasrih kılınmış ve İcra ve İflas Kanununda icra tetkik mercilerince verilen ceza hükümleri hakkında Temyiz İcra ve İflas Dairesinden ittihaz olunacak kararlara karşı Başmüddeiumumiliğin itiraz yoluna müracaat hak ve salahiyetine dair bir kayıt ve sarahat bulunmamış olmasına ve İcra ve İflas Kanunu bir usul kanunu olmasına ve intizamı ammeden olan usuli muamelelerde dıyas cari olamayacağına ve binaenaleyh bir sarahat olmaması itibarıyla Temyiz İcra ve İflas Dairesi tarafından cezai hükümlere dair verilen kararlardan dolayı Başmüddeiumumiliğin Ceza Umum Heyetine karşı itiraz hakkı olamayacağına binaen işbu karar muhalifiz.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini