 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu
E: 1933/30
K: 1933/6
T: 12.04.1933
DAVA : Sebebi gösterilmiyen borç senetlerine karşı vukubulan defilerin ikrarda kizbe müncer olacağına dair verilen hükmün tasdikine 21.12.931 tarihinde karar verilmiş iken mümasil iki hadise üzerine yapılan müzakereler neticesinde muhalif bir içtihat tebellür ve sabık içtihadın tebdiline lüzum tahassul etmiştir. Filhakika borç ikrarını mutazammım beyyine aleyhine delil ikamesi caiz olup ancak ikrarda borcun sebebi musarrah ise müddealeyh bu sebebin tahakkuk etmediğini, mesela zikredilen ikrar muamelesinin vaki olmadığını isbat edebilir. Eğer borcun sebebi tayin olunmamış ise müddeaaleyh evvela ikrarın bir sebebi muayyeni bulunduğunu, saniyen bu sebebin tahakkuk etmediğini isbat mecburiyetinde kalır. Borçlar Kanunu Nazariyeleri, Sahife 20 İzahatı maruzaya nazaran senedi ikrar eden müddeaaleyhe isbat hakkı verildiğine göre, hilafını iddia edip bu iddiasını isbat edemiyen müddeaaleyhin hadisei kanuniyenin göstereceği şekle göre hasmına bir yemin teklifine hakkı olacağının kabulü de zaruridir. Kaldıki Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 295. maddesinin 1. bendinde vazııkanun salahiyettar memurların salahiyetleri dahilinde usulüne tevfikan tanzim veya tasdik ettikleri vesikaların bile hilafını isbata cevaz vermiştir. Binaenaleyh mevzuatı hazırai kanuniyede yeri olmadığından bahisle bu kabil müdafaata iltifak olunmaması doğru olmadığından berveçhi maruz hasıl olan içtihat ihtilafının halli Ticaret Dairesi Yüksek Reisliğinin 26.9.932 tarih ve 192 numaralı müzekkeresiyle istenmiştir.
Temyiz Mahkemesi Teşkilatının tevsiine dair olan 1221 numaralı kanunun 8. maddesi mucibince bu husustaki mübayin hadiseler telhisen Heyeti Umumiyeye arzedildikten sonra 12.4.933 tarihine müsadif çarşamba günü 1. Reis İhsan Beyefendinin riyasetinde içtima eden Heyeti Umumiyeye 43 zatın iştirak ettiği görüldükten ve müzakere nisabı tahakkuk ettikten sonra söz alan Kazım Beyefendi müzekkere münderecatını tekrarla beraber, sebebi gösterilmiyen borç ikrarı da Borçlar Kanununa göre muteberdir. Bu suretle senede karşı dermeyan olunan def'i davaya isbata salahiyeti olduğu gibi isbat edemediği takdirde hasmına bir yemin tevcihine hakkı derkardır.
Tevhidi içtihat müzakeresi yapılabilmesi için muhakkak bir dairenin iki kararı veya iki dairenin yekdiğerine mübayin kararları bulunması şart olmakla beraber bir dairenin müstakar içtihadını tebdil edecek mahiyette ekseriyetin tahassülünü gören o daire reisi keyfiyetin tevhidi içtihat tarikiyle hallini isteyebilir. Binaenaleyh tevhidi içtihada lüzum vardır.
Ziya Beyefendi: Dairemizin ikinci bir kararı mevcut olmamasına ve içtihadımız kağıt üzerinde tesbit edilmemiş olmasına göre bendenizce tevhidi içtihadı mucip bir hal yoktur, dedikten sonra Ziya Beyefendinin muhalefetiyle tevhidi içtihada mahal olduğu ekseriyetle kararlaştırıldı.
Tekrar söz alan Ziya Beyefendi: Senette ciheti karzdan (aldım) diye ikrarı sepk ettikten sonra dönüp de karzan almadım, eşya verecekti, vermedi, demesi ikrarda kizb değil de nedir? İşte bu ikrarda kizbdir. Buna def'idir,demeyiz. Bunun def'i olduğunu kabul etmek için dünkü mevzuatta olduğu gibi bu günkü yeni mevzuatımızda da bir sarahat veya zımni bir delalet yoktur.
1. Reis İhsan Beyefendi: Eski ahkamımız olan Mecellede bunun def'i mahiyetinde olduğuna dair sarahat vardır.
Sait Beyefendi: Senede karşı dermeyan olunan şu şekildeki def'i dahi bir davadır. Yalnız vazııkanun isbatı için bazı kuyut vaz etmiştir.
Ali Himmet Beyefendi: Hadisede ikrarda kizbmevzuubahis olamaz zannederim, çünkü senette ikrarda kizb iddia edilmemiş, borç ciheti karzdan gösterildiği halde mebi semeninden olduğu iddia edilmiştir. Bu iddia senette mevcut bazı cihetin hilafı hakikat olduğu iddiasıdır.
İkrarda kizb iddialarının istima edilmesi para alınmadan senet verilmek beynennas adet olmasına mebni idi. Hadisede bu mülahaza cereyan edemez.
Binaenaleyh vakıa ikrarda kizb şeklinde değil, arzettiğim şekilde düşünülmek lazımdır. Mahaza her ne şekilde olursa olsun müddeaaleyhin iddiasını tetkike bir mani yoktur. Diğer iddialar gibi bunun da tetkiki icap eder, demeleriyle müzakerenin kifayeti kabul edilerek reye vaz olundukta:
Borç ikrarını mutazammın beynine aleyhine delil ikamesi caiz olup ancak ikrarda borcun sebebi musarrah ise müddeaaleyh bu sebebin tahakkuk etmediğini isbat edebilir. Eğer borcun sebebi tayin olunmamış ise müddeaaleyh evvela ikrarın bir sebebi muayyeni bulunduğunu, saniyen bu sebebin tahakkuk etmediğini isbat hakkını haizdir. Şu hale göre senede müstenit iddiaya karşı yukarda yazılı def'i dermeyan edip bu def'ini alelusul isbat edemiyen müddeaaleyhin hasmına bir yemin teklifine hakkı olduğu ekseriyetle tekerrür etmiştir. 12.4.1933