 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1972/1274
K: 1975/528
T: 09.04.1975
DAVA : Taraflar arasındaki temliknamenin iptali ve alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen 6.10.1971 gün ve 238/320 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle Yargıtay ll. Hukuk Dairesinin 16.12.1971 gün ve 5740/7444 sayılı onama kararının karar düzeltilmesi yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine 4.5.1972 gün ve 2017/2253 sayılı ilamiyle bozulmasına karar verilip dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; bazı sebep ve düşüncelerle önceki hükümde direnmeye karar verilmiştir. Temyiz eden: Davacı V.T. vekili avukat B.T.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, İcra ve İflas Kanununun 277 ve müteakip maddelerinde öngörülen iptal davası olup davacı, 10.6.1970 tarihli temliknamenin iptaline ve bu temliknameye dayanılarak icra veznesinden alınan 122.570,80 liranın tahsiline karar verilmesini istemiş, bilahare 3.7.1971 tarihli dilekçesinde de icra dosyasından alınan paranın aynı dosyaya iadesini talep etmiştir.
İptal davası, işlemin iptalini ve dava sabit olduğu takdirde İcra ve İflas Kanununun 283 ncü maddesinin 1 nci fıkrasına göre, davaya konu olan mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkın alınması yetkisini verir. Davanın kazanılmasının başlıca sonucu, borçlunun patrimuanından çıkarılmış olan malın davacı alacaklı lehine tekrar cebri icra sahasına sokulmasıdır.
Davalı M.K.'nin avukatı 24.6.1971 tarihli cevap dilekçesinde davacının ihtarı üzerine müvekkilesinin temlikten vazgeçerek temlik bedelini diğer davalı şirkete teslim ettiğini beyan etmiştir. Cevap dilekçesinde sözü edilen ihtarnamede davacı, temlikin muvazaa olduğundan bahisle temlik tasarrufunun geri alınmasını davalılara ihtar etmiştir. Bu ihtirname üzerine temliki tasarruftan vazgeçen davalı M.'nin icra veznesinden aldığı parayı diğer davalı borçlu şirket değil icra veznesine iade etmesi gerekirdi.
İcra ve İflas Kanununun 283 ncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince borçlu ile muamele yapan üçüncü şahıs iktisap ettiği malları elinden çıkarmış ise iptal davası bu malların yerine geçen değere taalluk eder ve iptal davasını kaybeden davalı üçüncü şahıs bu değer nisbetinde tazminata mahkum olur.
Davalı M. davacının ihtarnamesi üzerine temliki tasarruftan vazgeçmiş ve dolayısiyle davacının iddialarını kabul etmiş olduğundan İcra veznesinden aldığı parayı icraya iade etmeyerek borçluya vermek suretiyle alacaklının zararına sebebiyet vermiştir.
Bu itibarla Borçlar Kanunun 101 ve müteakip maddeleri de gözönünde bulundurularak davanın reddine değil İcra veznesinden alınan paranın icra veznesine iadesine şeklinde karar verilmesi gerekirdi, Esasen İflas davasının mevcudiyeti iptal davasının açılmasına ve bu davanın görülmesine engel değildir. Borçlu hakkında İflas Kararı verilmesi halinde her ne kadar iptal davasına mevzu olan hak masaya intikal eder ise de iflas idaresi bu hakkı kullanmaz ise davacı şahsi hakkına dayanarak davasına devam edebilir. Bu nedenlerle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı avukatının temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda açıklanan sebeplere Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 429 ncu maddesi uyarınca BOZULMASINA 9/4/1975 gününde oybirliğiyle karar verildi.