 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1972/11
K: 1973/859
T: 10.11.1973
DAVA : A.Ö. tarafından S.Ç. aleyhine açılan tapulu taşınmaza elatmanın önlenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda davalının elatmasının önlenmesine dair Dursunbey Sulh Hukuk Mahkemesince verilen, 3/6/1971 günlü karar davalının temyizi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 24/9/1971 gün ve 6109/7436 sayılı kararıyla (Davalının bahsettiği 1971/100 sayılı dosyadaki 11/5/1971 sayılı dosyadaki 11/5/1971 günlü dilekçesinde yazılı savunması tahkik edilmeden, daha önce kocası aleyhine açılıp husumet yönünden reddedilen davadaki keşfe ve diğer delillere dayanılarak karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır) denilerek bozulmuş; mahkeme sözü edilen dilekçede yazılı hususların davalının kocası aleyhine açılan davada tahkik edildiğini, o davanın keşfinde şimdiki davalı S.nin de hazır bulunduğu, bakacakaraştırılacak bir yön olmadığını belirterek esik kararda direnmiş ve direnme kararı davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnmeyi kapsayan son hükmün süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : H.U.M.K nun 364. maddesi keşfin iki tarafın usulen davet edilmesinden sonra, yüzlerine karşı, ve davete uymamaları halinde gıyaplarında mahkeme veya tahkikat hakimi taarfından yapılacağını amirdir. Mahkemece bakılmakta olan ve davalı aleyhine açılmış bulunan bu davada keşif yapılamıyarak daha önce aynı konuda davalının kocası aleyhine açılan ve husumet yönünden reddedilen dava dolayısıyla yapılan keşifle yetinilmiştir. Davalı her ne kadar kocası aleyhine açılan dava dolayısıyla yapılan keşifte hazır bulunmuş ise de o davada taraf sıfatını haiz bulunmamıştır. O halde davalı aleyhine açılan ve bakılmakta olan bu davada usulün yukarıda belirtilen hükmü gereklerine uygun bir keşfin yapılmış olduğu ileri sürülemez. Diğer taraftan, dahaönce kocası aleyhine açılan davadaki keşifte hazır bulunmuş olması keşifte yapılan işlemler yönünden bu dava içninkendisini bağlayıcı hiç bir hukuki sonç doğuramaz. Davalı aleyhine açılan dava ile kocası aleyhine açılan davanın konularının aynı olması dahi yukarıda değinilen yasal esasları değiştiremez. Bu nedenlerle özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki karada direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararının bozulması gerekir.
SONUÇ : Temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü H.U.M.K. nun 429. maddesi gereğin BOZULMASINA 10/11/1973 gününde oybirliğiyle karar verildi.