 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1971/8-389
K: 1974/1032
T: 02.10.1974
- ÇELİŞKİNİN (MÜBAYENETİN) GİDERİLMESİ - TAPU İPTALİ - TESCİL
ÖZET: 1- Tapulama Kanununun 97. maddesi yolu ile bu kanununun 1617 sayılı kanunla değişen 33. maddesinin son fıkrası hükmünce devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerler ve yasalar uyarınca devlete kalan taşınmaz mallar, tapuda kayıtlı olsun veya olmasın, kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisap edilemez.
2- Kamu düzenini ilgilendirmesi nedeniyle yukarıdaki esaslar resen gözönünde tutularak bilirkişi ve tanık beyanları arasındaki çelişkilerin giderilmesi gerekir.
(766 s. Tapulama K m. 97, 33)
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Urla Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 19/12/1967 gün ve 966/491 E. 967/416 K. sayılı kararın incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 20/6/1968 gün ve 2518/3649 sayılı ilamiyle kadastro beyannamesindeki bilirkişi beyanı ile duruşmada dinlenen bilirkişi ve tanık sayılan arasındaki mübayanetin giderilmediği gerekçesiyle bozularak yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden: davalı Hazine vekili.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnmeyi kapsayan son hükmün süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
766 sayılı Tapulama Kanununun, kanunun uygulanacağı diğer halleri öngören 97 nci maddesinin "Bu hükümler, zilyet aleyhine açılacak davalarda def'an ileri sürülebileceği gibi, kesinleşmemiş olan davalarda dahi tetkik olunur" biçimindeki hükmü yoluyla, gene Tapulama Kanununun 1617 sayılı Toprak ve Tarım Reformu öntedbirler Kanununun 20 nci maddesi ile değişik, 33 ncü maddesinin son fıkrası hükmünce, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerler ile Kanunlar uyarınca Devlete kalan gayrimenkuller -Tapuda kayıtlı olsun veya olmasın- kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisab edilemez.
Olayda, dava konusu taşınmazın "mütegayyip eşhas "tan kaldığı anlaşılmaktadır. O halde Mahkemece bozma kararına uyularak kamu düzenini ilgilendirmesi nedeni ile, resen gözönünde tutulması zorunlu olan yukarıdaki kanuni esaslar uyarınca karar verilmek gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenlerle direnme kararı bozulmalıdır.
Sonuç: Temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerle, H.U.M.K.nun 429 ncu maddesi uyarınca BOZULMASINA 2/10/1974 gününde oybirliğiyle karar verildi.