Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1971/810
K: 1974/1043
T: 02.10.1974
DAVA : Taraflar arasındaki evlatlığın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın reddine dair verilen 12.5.1970 gün ve 965/339-970/356 sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 20.11.1970 gün ve 5884-6134 sayılı ilamiyle evlat edinme muamelesinin muteber olması için Noterlikçe resen tanzim edilmiş, bir senetle evlat edinenin iradesini açıklaması icabettiği gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden : Davacılar vekili.
Davanın konusu evlatlık sözleşmesinin iptali isteminden ibaret olup, hakimin evlat edinmeye izin verdiği, evlatlık sözleşmesinin resmi şekle uyulmadan yapıldığı evlat edinenin ölümünden sonra bu sözleşmenin notere tasdik ettirildiği tarafların sözleşme hükümlerini ifa ettikleri hususlarında uyuşmazlık yoktur. Mahkeme evlatlık sözleşmesi geçerli bulunmamakla beraber taraflarca ifa edildiği, evlat edineni ölümünden sonra davacıların mahkemeye başvurmalarının hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde bulunduğu nedeniyle davayı reddetmiş, özel daire "Medeni Kanunun 2. maddesine göre objektif iyiniyet kuralları tarafların uyguladıkları bir sözleşmenin mirasçıları tarafından iptaline engeldir. Ancak bu kuraldan istifade edebilmek için, senedin yetkili noterce düzenlenmesi sırasında şekle riayetsizlik yapılması icap eder. Halbuki hadisede noter tarafından şekil noksanı ile muallel bir muamele yapılmamış, haricen tanzim kılınan senet murisin ölümünden sonra tasdik olunmuştur. Ortada keenlemyekün bir muamele vardır. Yokluk ifade eden muameleler hiçbir suretle sıhhat kazanamayacağı gibi, tabiatıyla Medeni Kanunu 2. maddesi yoluyla da varlık iktisap edemezler" gerekçesiyle kararı bozmuş, mahkeme önceki kararında direnmiştir.
Medeni Kanunun 256. maddesi hükmünce "Evlat edinme, evlat edinen kimsenin ikametgahı hakiminin müsaadesi üzerine yapılacak resmi bir senet ile olur ve keyfiyet doğum kütüğüne kaydedilir". Buna göre evlat edinme müessesesinin gerçekleşebilmesi hakimden izin alınmasını ve resmi bir senet yani sözleşme yapılmasını gerektirir. Medeni Kanunumuzun alındığı İsviçre'de başlangıçta Zürih Hukukunda resmi makamın yani hakimin izninin yeterli bir güvence oluşturduğ düşüncesiyle evlat edinme sözleşmesi bir şekle bağlı tutulmamış, İsviçre Medeni Kanunu tasarısında adi yazılı biçimde yeterli görülmüşken İsviçre Medeni Kanunu resmi şekli öngörmüştür. (Dr.A.Egger Aile Hukuku).
Resmi şekil resmi sıfatı bulunan kimsenin hukukun değer tanıdığı bir irade bildirimini bir belge ile tesbit etmesini gerektirir. Şekle bağlı irade bildirimleri, bildirimin yapıldığı sırada yürürlükte bulunan şekil kurallarına tabi bulunmaları itibariyle resmi şekil kamu düzeni ile ilgili bir güven müessesesini düzenleyen eski Noterlik Kanununun 35. ve 38. maddeleri açısından ele alınmalıdır. Olayda sözü edilen maddelerde öngörülen resmi şekle uygun bir senet düzenlenmiştir.
İsviçre Medeni Kanununun Fransızca, Almanca ve İtalyanca metinlerinin "Borçlar Hukukunun genel hükümleri" ve Medeni Kanunumuzun "Borçların umumi kaideleri" başlıklı 5. maddesine göre "Akitlerin inikadına ve hükümlerine ve sukutu sebeplerine taalluk edip borçlar kısmında beyan olunan umumi kaideler, Medeni hukukun diğer kısımlarında dahi caridir". Borçlar Hukukunun genel hükümleri mahiyetleri elverişli olduğu ölçüde medeni hukuk sözleşmelerinde de uygulanabilir. Konu yönünden önemli bir düzenleme Borçlar Kanununun 11/2. maddesinde şu biçimde yer almıştır. "Kanunun emrettiği şeklin derecei şumul ve tesili hakkında başka bir hüküm tayin olunmamış ise akit bu şekli riayet olunmadıkça; salih olmaz" Kanunun öngördüğü şekle uyulmamakla birlikte sözleşmenin ifa edilmesi halinde bu ifaya hukuki değer tanıyan özel hükümler mevzuatımızda yer almıştır. Örneğin : Medeni Kanunun 123. maddesine göre "Belediye Reisi veya vekili veya köylerde ihtiyar heyeti huzurunda akdedilmiş olan evlenme kanuni şekillere riayet edilmemiş olması sebebiyle feshedilemez" Borçlar Kanununun 238. maddesi hükmünce bağışlama taahhüdü yazılı şekle tabi tutulmu olup, şekle uyulmadan yapılan bağışlama ifa edilince elden bağışlama hükmüne tabi olur "Becker-borçlar Kanunu 1.Kısım Genel Hükümler-Ankara 1967-S. 59). Türk Ticaret Kanununun 283. maddesine göre Anonim Şirketlerde iştirak taahhütnamesi özel bir şekle tabi tutulmuş olup bu şekle uyulmamakla beraber ifada bulunulması halinde bu ifaya hukuki değer danınarak 284. madde ile şu hükümler, sevkedilmiştir : "iştirak taahhütnameleri yukardaki madde de yazılı şekilde tanzim edilmediği veya iştiraki taahhüt eden kimse kuruluş umumi heyetinin ilk toplantısında hazır bulunan veyahut sonradan pay sahipliğine ait hakları kullanır ve vazifeleri yerine getirirse kayıt ve şartlardan ari ve şekline uygun bir taahhütname ile şirkete bağlı sayılır" v.s. Alman Hukukunda şekil noksanı olan sözleşmelerde ifaya değer tanıyan özel düzenlemeler daha fazla olmakla beraber ne Türk İsviçre Hukukunda ve nede Alman Hukukunda ifaya bazı hallerde değer tanıyan özel düzenlemeleri genelleştiren şekle uygun olmayan sözleşmelerin ifa edilmesinin hukuksal sonuç doğuracağını öngören bir kural bulunmamaktadır. (Prof.Dr.S.S.Tekinay-Borçlar Hukuku-İstanbul 1974 S.102) ifaya hukuksal değer tanıyan özel hükümlerin bulunmaması halinde hukuksal muamele batıldır ve ifa şekil eksikliği dolayısıyla batıl olan muameleyi geçerli duruma getirmez (A.Von.Tuhr-C.Edege tercümesi Borçlar Hukuku-İstanbul 1952-S.245-Dr.Oser.Schönerberger-Borçlar Hukuku-R.Seçkin Tercümesi-1974-S. 112-Dr. Becker-İsviçre Medeni Kanunu Şerhi : Borçlar Kanunu ,1. Kısım -Genel hükümler-S. 58) Hakim biçim eksikliği, veya bozukluğu nedeniyle geçersizliği resen gözönünde bulundurmak zorundadır ve diğer tarafın iyiniyet sahibi olması da buna engel teşkil etmez (A.Von Zuhr-Borçlar Hukuku-S. 245 ayrıca G.Sciboz-PR. Gillieron-Code Civil Suisse et Code des obligations (Code des obligations-1972-S. 7-Not 11).
Medeni Kanunun 256. maddesi, maddi hukuk kuralları ile öngörülen şekil koşulunun isbat değil, geçerlilik koşulu olduğu esasına dayanan aynı kanunun 5. maddesi yoluyla 11/2. maddeleri açısından değerlendirildiğinde evlatlık sözleşmesi için öngörülen şeklin geçerlik koşulu olduğu sonucuna varılır ve bu şekle uyulmadığı takdirde evlat edinme muamelesi hükümsüz sayılır ve ayrıca sözleşmenin geçersizliğini gerektirir eksiklikler yönünden bir ayrım yapılarak onu farklı hükümlere tabi tutmak da mümkün değildir. Şu halde, noterde resen düzenlenmesi gereken evlatlık sözleşmesinin örneğin noterin sadece imzasının eksikliği nedeniyle geçersiz sayılması ile, dışarıda düzenlenerek notere tasdik ettirilen veya tarafların kendi aralarında özel olarak düzenledikleri bir senedin geçersizliği arasında, resmi şeklin geçerlik koşulu olması itibariyle geçersizliğin doğuracağı hukuksal sonuçlar açısından bir ayırım yapılamaz.
Genel Kural böyle olmakla beraber şekil eksikliği veya bozukluğu nedeniyle sözleşmenin iptali isteminde bulunmak hakkının da Medeni Kanunun 2. maddesinin "Herkes haklarını kullanmakta ve borçlarını ifada hüsnüniyet kaidelerine riayetle mükelleftir" hükmü uyarınca dürüstlük kuralıyla bağdaşamıyacak bir biçimde kullanılmaması zorunludur. Olayda evlatlık sözleşmesi resmi şekilde yapılmamış ise de taraflar evlat edinenin ölümüne kadar sözleşmenin gereklerini geçerli olduğu düşüncesiyle yerine getirmişler ve davacılar ancak evlat edinenin ölümünden sonra sözleşmenin iptali amacıyla mahkemeye başvurmuşlardır. Davacıların bu davranışları olayın özelliği yönünden hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup yasal bakımdan korunmaya değer görülemez. Bu nedenlerle direnme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan onanması gerekir.
SONUÇ : Temyiz itirazlarının reddi ile yukarıda açıklanan nedenlerle usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının (ONANMASINA) (15) lira peşin harç alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına 2.10.1974 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini