 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1971/7-55
K: 1974/1117
T: 01.11.1974
- TAPULAMA TUTANAĞI (TESBİTTEN DOĞAN HAKLAR)
- GÖREV
ÖZET: Tutanağın düzenlenmesi gününden ve tutanak sonradan tamamlanmış ve düzenlenmiş ise o günden sonra doğan haklara ilişkin uyuşmazlıklar Tapulama Mahkemesince çözümlenemeyeceğinden, tesbit ten sonra taşınmazı satın alan kişinin davası hakkında görevsizlik kararı verilmesi zorunludur.
(766 s. Tapulama K m. 47, 48/C, 54)
Taraflar arasındaki tapulama tesbitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Tutak Tapulama Mahkemesi) nden verilen 1.8.1970 gün ve 210/151 sayılı kararın incelenmesi Maliye Hazinesi tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 24.9.1970 gün ve 6248/5127 sayılı ilamiyle bozulmasına karar verilip yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; bazı sebep ve düşüncelerle önceki hükümde direnmeye karar verilmiştir.
Temyiz eden: Davacı Maliye Hazinesi
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnmeyi kapsayan son hükmün süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Nizalı 543 parsel sayılı taşınmaz tapulama sırasında davalı adına tesbit edilmiştir. Tapulama komisyonu tarafından itirazı red edilen Hazine, mülk edinme koşulları gerçekleşmediğinden sözederek 1341 dava açmıştır. Yargılama sırasında davaya katılan (C) nizalı parselin zilyetliğini tapulama tesbitinden sonra devraldığını ileri sürerek taşınmazın kendi adına tescil edilmesini istemiştir. Mahkemece Hazine davasının reddine taşınmazı sonradan satın alan (C) adına tesciline karar verilmiştir. Hazine tarafından hükmün tem. yiz edilmesi üzerine, özel daire 766 sayılı Tapulama Kanununun 47. maddesi uyarınca tapulama tutanağının düzenlenmesi gününden sonra doğan haklara ilişkin uyuşmazlıkların çözümlenmesi Tapulama Mahkemesinin görevi dışında bulunduğu gerekçesiyle (C) nin davası hakkında görevsizlik kararı verilmesi zorunluğuna değinerek hükmü bozmuştur. Mahkeme, Tapulama Kanununun 48/c ve 54. maddelerinden söz ederek önceki hükümde direnmiştir.
Özel daire ile mahkeme arasındaki görüş ayrılığı, dava konusu olan taşınmazı tapulama tesbitinden sonra satın alan kişinin davalının halefi olup olamıyacağı ve onun adına diğer koşullar gerçekleşmiş ise tescile karar verilip verilemiyeceği yönünde toplanmaktadır. 766 sayılı Tapulama Kanununun 1. maddesinde yer alan temel kural gereğince, tapulamanın amacı, tapulama tesbit günündeki hukuksal durumu saptamak ve o günkü hukuksal duruma göre gerçek hak sahibi adına hakkı belirtmektir. Tapulamanın gerek idari, gerekse yargı uğraşıları, tapulama tesbit gününden önceki geometrik ve hukuksal durumu saptamayı amaç güder. Nitekim kanun koyucu bu nedenle Tapulama Mahkemesinin genel- olarak görevini belli eden 47. maddesinde "tapulama- tutanağının düzenlenmesi gününden, tutanak sonradan tamamlanmış ve düzeltilmiş ise o günden sonra doğan haklara ilişkin uyuşmazlıkların" tapulama mahkemesinin görevi dışında kaldığı belirtilmiştir. Tapulama Kanununun getirdiği ilkelere ve anılan 47. maddenin açık hükmüne göre sorunun başka türlü düşünülmesi imkansızdır. Aksi durumda tapulama işlemlerinin ve davalarının ardının alınması ve tapulamanın amacına uygun olarak davaların çabuklukla bitirilmesi imkansızdır. 766 sayılı Tapulama Kanununun 48/c maddesinde yer alan hüküm gereğince davanın elde bulunduğu süre içinde yapılacak diğer itirazlara Tapulama Mahkemesinin bakabilmesi, kuşkusuz bu itirazların 47. maddedeki görev sınırı içine girmesiyle mümkün olur. Diğer yandan, aynı Kanunun 81. maddesinde yer alan hükümler dahi tapulama tesbitinden sonra hak kazananların bu hakka dayanarak tapulama mahkemesine başvurmalarını önleyici niteliktedir. Tapulama davalarında feri müdahilliği önleyen bir hüküm tapulama Kanununda yer almadığı nedeniyle sonradan hak kazanan kimsenin savunmasız kalması gibi bir durum da söz konusu olamaz. O halde 1342 tutanağın düzenlenmesi gününden ve tutanak sonradan tamamlanmış ve düzeltilmiş ise o günden sonra doğan haklara ilişkin uyuşmazlıklar Tapulama Mahkemesinde çözümlenemeyeceğinden tapulama tesbitinden sonra taşınmaz malı davalıdan satın alan müdahil davacının davası hakkında görevsizlik kararı verilmesi zorunludur. Mahkemece bu nedenlerle özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki hükümde direnilmiş olması isabetsiz usul ve kanuna aykırı bulunduğundan Hazinenin temyiz itirazları kabul edilmeli ve mahkemenin direnmeyi kapsayan hükmü bozulmalıdır.
Sonuç: Temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda ve özel daire kararında açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), 1.11.1974 gününde oyçokluğuyla karar verildi.