 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1971/5-811
K: 1974/474
T: 03.05.1974
- VEKALET ÜCRETİ - TAPUYA ŞERH VERİLMESİ - AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİ
ÖZET: 1 - Kamulaştırmayı yapan idare 6830 sayılı yasanın 16 ve 17. maddelerinde gösterilen hallerde bu işlemi tamamlanmış bir taşınmazın tescilini veya tapuya şerh verilmesini isteyebilir. Bunun dışındaki şerhler hukuki sonuç doğurmaz. Ortada mülkiyet ve bedel anlaşmazlığı bulunmaması, dava konusu şerhin tasarruf yetkisini engelleyecek nitelikte olmaması, bu yolda bir zararın da ispat edilmemiş bulunması karşısında davacı yararına tarif ede yazılı maktu vekalet ücretine hükmolunması gerekir. Nisbi vekalet ücreti alınamaz.
2- Avukatlık parası konusunda, davanın açıldığı gün yürürlükte bulunan 1966 tarihli tarife hükümlerinin uygulanması zorunludur. Karar tarihindeki tarife uygulanamaz.
(6830 s. İstimlak K m. 16, 17)
(775 s. Gecekondu K m. 21)
Taraflar arasında cereyan eden tapudaki kaydın silinmesine ilişkin davanın yapılan yargılaması sonunda Gaziosmanpaşa Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen karar Yargıtay 5 nci Hukuk Dairesince (dava, davalı idarenin talebi üzerine tapu sicil muhafızlığınca kütüğe geçirilen ve kanuni mesnet ve değeri olmayan bir şerhin kaldırılmasından ibaret olmakla davacı lehine tarifede yazılı maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken, değer esas tutularak vekalet ücreti takdiri yolsuzdur. Ayrıca, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 1966 tarihli asgari ücret tarifesi hükümleri yerine yeni avukatlık tarifesine göre ücret takdiri) nin isabetsiz bulunduğu nedenlerile, 5703 - 6727 sayı ile 28.12.1970 gününde bozularak mahalline geri çevrilerek mahkemece yeniden yapılan yargılama sonunda bazı sebep ve düşüncelerle önceki kararda direnilmiştir. 29 Temyiz Eden: davalı idare.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnmeyi kapsayan son hükmün süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Olayda, dava konusu taşınmaz malın, 775 sayılı gecekondu Kanununun amaçlarında kullanılmak üzere davalı İmar ve İskan Bakanlığı tarafından kamulaştırılmasına karar verilmiş ancak, davacıya bu konuda bir tebligat yapılmadığı gibi, 6830 sayılı Yasa hükümlerine göre kamulaştırmada gerçekleştirilmemiştir. Böylece kamulaştırma işlemi sadece karar safhasında kalmıştır. Sözü edilen karar üzerine davalı idarece tapu sicil muhafızlığına gönderilen 10.2.1969 günlü yazı ile, dava konusu yerle birlikte kamulaştırılmasına karar verilen taşınmaz malların tapu kütüklerine (İmar ve İskan Bakanlığınca kamulaştırılacaktır.) diye şerh verdirilmiştir. Davacı bu şerhin kaldırılmasını istemiştir. Dava devam ederken idare kamuşlaştırmadan yaz geçmiş ve durumu tapu sicil muhafızlığına bildirmiş ve kayıt silinmiştir. Bunun sonucu olarak konusunun ortadan kalkmış bulunması nedeniyle davanın reddine ve taşınmaz malın değerine göre hüküm tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince 16340 lira nisbi vekalet ücretinin davlıdan tahsiline karar verilmiştir.
1) Tapu siciline nelerin kayıt edileceği ve hangi hakların tapu siciline geçirilmesi gerektiği yasalarla saptanmıştır. 6830 sayılı Yasanın 16 ve 17 nci maddelerinde açıkça yazılı olduğu üzere, kamulaştırmayı yapan idare ancak sözü geçen maddelerde gösterilen hallerde kamulaştırma işlemi tamamlanmış olan bir taşınmaz malın kendi adına tescili ve tapuya şerh verilmesini mahkemeden isteyebilir. Bunların dışında kamulaştırılması kararlaştırılan fakat kamulaştırma işlemleri henüz tekemmül etmeyen herhangi bir taşınmaz malın tapu siciline, kamulaştırılacağına dair şerh verilmesine olanak veren hukuki bir dayanak yoktur. O halde, davalı idarenin isteği üzerine tapu sicil muhafızlığı tarafından tapu kütüğüne böyle bir şerh verilmiş bulunması hiçbir hukuki sonuç doğurmayacağı gibi Tapu Sicil Muhafızlığının karşılık yazısındaki (Bakanlığın yeni emri ile kalkmadan veya mahkeme kararı ile Tapu Sicilindeki bu şerh silinmeden sahipleri bu taşınmazları, satış ve sair surette devir ve temlik edemezler) şeklindeki düşünce dahi hukuken geçerli sayılamaz. Bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere dava, davalı idarenin isteği üzerine tapu sicil muhafızlığınca kütüğe geçirilen ve kanuni dayanak ve değeri olmayan bir şerhin kaldırılması isteminden ibaret 30 olup, ortada taşınmaz malın mülkiyeti veya herhangi bir ayni hakha yahut kamulaştıran bedeline dair anlaşmazlık bulunmamasına, dava konusu şerhin kanunen davacının tasarruf yetkisine herhangi bir surette engel teşkil edemiyeceğine ve davacı tarafından bu yolda bir zararın varlığıda isbat edilmemiş olmasına göre davacı yararına tarifede yazılı maktu vekalet ücreti takdiri gerekir.
2) Avukatlık parası konusunda davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 1966 tarihli tarife hükümlerinin uygulanması icabeder.
Mahkemece bu esasa aykırı olarak karar tarihindeki tarife hükümlerine göre Avukatlık parası takdiri isabetsizdir.
Yukarıda 1 ve 2 sayılı bentlerde açıklanan nedenlerle, mahkemece Hukuk Genel Kuruluncada benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bozulmalıdır.
Sonuç: Temyiz itirazlarının kabulüyle, direnme kararının yukarıda 1 ve 2 sayılı bentlerde gösterilen nedenlerle H.U.M.K.nun 429 ncu maddesi gereğince bozulmasına 3.5.1974 gününde oyçokluğuyla karar verildi.