Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1971/509
K: 1975/1535
T: 28.11.1975
DAVA : Taraflar arasındaki tapu iptali ve tesçil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Manisa 1. Asliye Hukuk Mahkemesince davanınkabulüne dair verilen 25/2/1970 gün ve 467/92 sayılı kararın incelenmesi davalı Hafize vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 17/11/1970 gün ve 5929/5032 sayılı ilamiyle bozularak dosya yerinegeri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Kadastro sırasında 474 ada, 10 parsel sayılı taşınmazın malik hanesi boş bırakılmıştır. 1967 yılında, Belediye tarafından davalı tarafa tahsis edildiğine ilişkin yazı gereğince tapuya tesçil işlemi yapılmıştır. Davacı 1938 yılından beri malik sıfatı ile zilyet olduğunu ileri sürmek suretile davalı tarafın tapu kaydının kendi adına düzeltilmesini dava etmiştir. Mahkemece dava kabul edilmiş ve fakat davalı vekilinin temyizi üzerine özel daire "Ebniye Kanununu değişterine 642 sayılı Kanun gereğince belediye tarafından yapılan tahsis geçerli olup kadastro tesbit tarihi olan 1938 yılın a kadar da kazandırıcı zamanaşımı dolmamış bulunduğu" gerekçesiyle hükmü bozmuştur. Mahkeme önceki hükümde direnmiştir.
Mahkeme ile özel daire görüşleri arasında ayırım kazandırıcı zamanaşımının hangi güne kkadar hesap edileceği ve Ebniye Kanuna göre düzenlenen çap ve sair belgelerin kazandırıcı zamanaşımının işlemesine engel olup olmayacağı yönlerinde ortaya çıkmıştır. Gerçekten kadastroya tabiitutulan taşınmazlarda kazandırıcı zamanaşımı süresi, kadastro ile hakların saptandığı güne kadar hesabedilir. Kadastro ile taşınmazın hukuksal durumunun saptanması, kadastronun hukuksal yönden oluşturulması demektir. Eğer, taşınmazın hukuksal durumu incelenmemiş ve olayda oluduğu gibi hukuksal açıdan bir işlem yapılmamışsa, bu takdirde hukuksal açıdan kadastro yapılmamış olur. Kuşkusuz, böyle bir durumda kazandırıcı zamanaşımı işler ve taşınmaz kazandırıcı zamanaşımıyla mülk edinilmeye elverişli durumunu sürdürür. Davacının 1938 yılında başlayan malik niteliğiyle zilyetliği, yirmi yılı doldurmuş ve Medeni Kanunun 639. m. hükmündeki koşular davacı yararına oluşmuştur.
Diğer yandan özel daire (Belediye tarafından yapılan tahsisin geçerli olduğunu bu bakımdan da kazandırıcı zamanaşımı işlemiyeceğini) bozma kararında belirtmekle, Ebniye Kanunu hükümlerine göre oluşturulan çap vesair belgelerin kazandırıcı zamanaşımına engel olduğunu anlatmak istemiştir. nitekim, Hukuk Genel Kurulunda da bu görüş savunulmuştur.
Taşınmaz niteliği yönünden kazandırıcı zamanaşımıyla mülk edinilmeye elverişliyse, kazandırıcı zamanaşımına ya kanun açık hükmü (Tapulama Kanununun değişik 33. m. hükmü gibi) ya da tapu kaydı engel olur. Tapu Sicilinin açıklık (Aleniyet) ilkesi, kazandırıcı zamanaşımının işlemesini önler. Nitekim, Medeni Kanunun 639. m. hükmü, (Tapu silicine mukayyet olmayan) yerlerin kazandırıcı zamanaşımına konu olabileceğini kabul etmiştir. Ebniye Kanununda ve o kanunun bazı maddelererini değiştiren 642 sayılı kanunda belediyeler tarafından yangın yerlerinde düzenlenen harita ve belgelerin, tapu sicili olarak nitelendirileceğine dair bir hüküm yer almamıştır. Medeni Kanunun yürürlüğünden önce taşınmazların türlerine göre ayrı ayrı kuruluşlar tarafından o taşınmazları sicileri tutulagelmiş ve yar ayrı zamanlarda çıkarılan irade, tüzük ve yönetmeliklerle bu işlemlerin tapu idarelerince yürütülmesi öngörülmüştür ve son kez 30/Mart/1329 günlü Emvalı Gayrimenkulenin Tasarrufu hakkındaki kanun ile, her türülü taşınmaz mallara ait işlemlerin sadece tapu idareleri tarafından yapılması öngörülmüş fakat bu kanun gereğince tapu idarelerine devredilecek defterler arasında Ebniye Kanunu gereğince belediyeler tarafından tutulan defter vesair belge ve çaplar yer almamıştır. Aslında, Medeni Kanundan önce türlü kuruluşlar tarafından tutulan sicillerin tapu kaydı olarak nitelendirilmesi için o defterlerin taşınmaz üzerindeki hakları belirtmesi; Hak değişmelerinin bu defter üzerinden yürütülmesi kuşkusuz o zaman tapu idarelerinin bu işleri yapma yetkisinin bulunmamış olması aynı zamanda defteri tutan görevlilerin yapılan işlemlere (Kamusallık) (Resmiyet) verme yetkisinin var olması ve son olarakta defteri tutanların yetkileri kaldırıldıktan sonra defterlerin zamanında tapu idarelerine devredilmiş olması zorunludur.
Ebniye Kanununda yer alan hükmülere göre düzenlenen belgeler sözü edilen bu ölçülere göre de tapu kaydı olarak nitelendirilemez. Kaldı ki 642 sayılı kanunla değişen Ebniye K. nun 7. m. de işlemler tamamlandıktan sonra tapuya tesçil işleminin yapılması öngörülmüştür. O halde tapuya tesçili öngörülen işlemlerin, tapuya tesçilden önce tapu kaydı olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Ebniye Kanununun, o taşınmaz üzerinde mülkiyet hakkı oluşturulması başka şey, tapu sicili olarak nitelendirilmesi başka şeydir. Tapuya tesçil edilmemiş mülkiyet hakkı ise, bir diğer kişi yararına kazandırıcı zamanaşımının işlemesine engel olamaz. bu nedenlere özel daire görüşünün kabul edilmesine olanak yoktur. Ancak taşınmaz, yangından ve Ebniye Kanununun uygulanmasından önce tapu sicilinde kayıtlıysa, o takdirde Medeni Kanunun 639/2. maddesindeki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması zorunludur. Mahkemece bu yönün eksik bırakılması isabetsizdir. Bu nedenlerle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Sair temyiz itirazlarının reddine ve direnmeyi kapsayan kararın yukarda açıklandığı üzere soruşturma eksikliği nedeniyle BOZULMASINA, 28/11/1975 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini