 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1970/1068
K: 1974/757
T: 21.06.1974
DAVA : Taraflar arasındaki elatmanın önlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Ordu 1. Asliye hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 4.7.1969 gün ve 966/298 969/360 sayılı kararın incelenmesi davalı tarfından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 3.10.1969 gün ve 969/6970 - 5622 sayılı ilamiyle davacı tapusu tesis tarihinde davalı tarafı sınır komşusu olarak belirttiği halde, tedavül sırasında tapusu sınır olarak gösterilmesi sebebinin araştırılmadığı gerekçesiyle bozularak yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davalı R.A.
Hukuk Genel kurulunca incelenerek direnmeyi kapsayan son hükmün süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Davanın konusu elatmanın önlenmesi isteminden ibarettir. Davacı ile davalının taşınmaz malları birbirine bitişik olup uyuşmazlığın çözümü iki taşınmaz mal arasındaki ortak sınırın tesbitine bağlı bulunmaktadır.
O halde yerinde keşif yapılarak bilirkişi marifetiyle, bilirkişi ile mümkün olmadığı takdirde taraflarca gösterilecek tanıklar dinlenilerek ortak sınırın tesbiti gerekir. Bilirkişi ve tanıkla söz konusu sınırın tesbit edilmesi olanağı bulunmazsa tarafların tapularında yazılı miktarlara itibar edilmeli yapılacak inceleme de tarafların tapularına göre daha fazla miktarın olduğu anlaşılırsa bu fazlalığın, tarafların tapularında yazılı miktarlarla orantılı olarak kendilerine bölüştürülmesi suretiyle ortak sınır tesbit olunmalıdır. Burada şu husus ayrıca belirtilmelidir ki bilirkişi ve tanıklarla ortak sınır bulunamayıpta tapulardaki miktara itibar olunarak bu sınırın tesbiti yoluna gidildiğinde davalının elinde kendi tapusunda yazılı olandan daha az miktarda bir yer kaldığı anlaşılırsa davalının davacınıntaşınmaz malına el attığı idiası kabul olunamaz. Mahkemece bozma kararına uyulup az önca açıklanan biçimde ortak sınır tesbit olunup buna göre elatma iddiası incelenerek varılacak sonuç uyarınca karar verilmek gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenlerle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 429. maddesi uyarınca bozulmasına 21.6.1974 gününde oybirliğiyle karar verildi.