Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1969/712
K: 1973/770
T: 10.10.1973
DAVA : Taraflar arasındaki gümrük beyannamesinin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 5. Ticaret Mahkemesi'nden verilen 28.12.1966 gün ve 280/572 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay Ticaret Dairesi'nin 3.12.1968 gün ve 2369/6489 sayılı ilamiyle bozulmasına karar verilip yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; bazı sebep ve düşüncelerle önceki hükümde direnmeye karar verilmiştir.
Temyiz eden : Davalı F.A. vekilleri avukat T.G.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnmeyi kapsayan son hükmün süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : 1- Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun incelendiği tarafların iddia ve savunmaları ile mahkemenin ve Yargıtay Özel Dairesi'nin kararları özetle şu şekildedir :
a) Davacı vekili, konşimentosu müvekkili adına tanzim edilip Türkiye'ye ithal edilen kilitlerin, acenta D. tarafından bu konşimentoya istinaden tanzim edilen iki ordinosunun, davalı ile bir alaka ve münasabeti olmadığı halde onun muameleli evrakına raptedildiğinden bahisle ordinoların, bağlı bulunduğu beyannamelerin iptal edilerek müvekkiline verilmesini ve ordinoya bağlı emtianın kendisine teslim hususunda davalı F.'nin vaki müdahalesinin men'ini talep ve dava etmiştir.
b) Davalı F. vekili, sözü edilen emtianın müvekkiline ait olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
c) Mahkemece, ordinoların D. Acentası tarafından davacı adına tanzim edildiği, davacının gümrük müfettişlerine verdiği "malı gümrükten çektikten sonra kendisine devredeceği için ordinoları davalıya teslim ettiği ve ordinoların tanzimindeki yanlışlığın bu suretle telafi edildiği" yolundaki ifadesinin ceza tehdidi altında alınması dolayısiyle geçerli olmayacağı, davacı iki ordinoda yazılı malı İsviçre'den satın aldığını söylemiş ise de malın Hamburg'dan sevk edildiğinin anlaşılması muvacehesinde sonuca etkili görülmediği D. Acentasının ordinoların davacı adına tanzim edildiğine tanıklık etmesinin yeterli bulunduğu, davalı F.'nin bu ordinoların iptali için bir davası mevcut olmadığı halde tescilli gümrük beyannamesine dahil ederek müdahale ve muaraza meydana getirdiği belirtilerek iki adet davacıya ait ordinonun, kendi beyannamesinde kullanılması suretiyle davalı tarafından vaki müdahalenin men'i ile bunların davacıya ait olduğunun anlaşılmasına mebni kendisine verilmesine karar verilmiştir.
ç) Davalı F. vekilinin temyiz üzerine Yargıtay Özel Dairesi, "konşimento bir antrepoya veya taşıyıcıya tevdi edilmiş olan emtiayı temsil eden kıymetli evraklardandır. Türk Ticaret Kanunu'nun 1101. maddesi uyarınca aksi kararlaştırılmış olmadıkça yükletenin talebi üzerine konşimento gönderilenin emrine veya sadece emre olarak tanzim olunur. Bu son halde (emre) yükletenin emrine demektir.
Konşimento, gönderilen sıfatiyle taşıyanın veya kaptanın namına da yazılı olabilir.
Bu maddeyi izleyen 1102. madde uyarınca da konşimento emre yazılı ise malları teslim alma yetkisi ciro ve teslim suretiyle konşimento kendisine verilen kimseye aittir. İnceleme konusu davada konşimentolar yabancı dil ile düzenlenmiş olduklarından münderecaatı sarahaten anlaşılmamakla beraber (order) yazılı bulunduğundan bu tabirin 1101. ve 1102. maddelerde yazılı olan sadece (emre) anlamına gelip gelmediğinin tesbiti icap eder. Bunun için bu gibi işlerde bilgi ve tecrübesi olan uzman bilirkişiler aracılığı ile ve Türk Ticaret Kanunu'nun ilgili hükümleri ve dosyadaki belgeler ve özellikle taraflar vekillerinin beyan ve layihaları gözönünde tutulmak suretiyle inceleme yaptırılarak hukuken malların kime ait olduğu buna göre belli edilmek lazım gelir. Bu cihetlerden zuhul ile ve eksik soruşturmaya dayanarak yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna aykırı ve davalının bozma isteği bu bakımdan yerinde görülmekle hükmün açıklanan sebeplerle davalı yararına bozulmasına" kara vermiştir.
d) Bidayet mahkemesi, özel dairenin bozma kararından sonra, (order) kelimesinin (emre) manasına geldiğini davalı vekili dahi duruşma sırasında kabul ettiğinden tercüme ettirilmesine mahal bulunmadığı, iki adet konşimentonun yükletenin cirosu ile davacıya intikal ettiği ve onun da D. Acentası'na vererek mukabilinde iki ordinoyu aldığı ve bu ordinolar davacı adına düzenlendiğinden malın ona verilmesi iktiza ettiği, gerekçesi ile eski kararında direnmiştir.
Direnme kararı, davalı F. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2- Yukarıdaki açıklamadan da anlaşılacağı gibi bidayet mahkemesi ile Yargıtay Özel Dairesi arasındaki uyuşmazlık, (order) kelimesinin anlamı üzerinde duruşma sırasında bir mutabakat hasıl olduğu anlaşıldığından ve esasen beynelmilel kıymetli evrak uygulamasında (emre) anlamına geldiği genellikle bilinen bir kavram olduğundan bu yön sonuca etkisi bulunmaması itibarıyla ayrık tutulursa, esas bakımından (malın kime ait olduğunun tesbiti) noktasında toplanmaktadır.
a) Gerçekten Türk Ticaret Kanunu'nun 1101. ve 1102. maddeleri hükümleri gereğince, konşimento emre yazılı ise ciro ve teslim ile kendisine devredilmiş olan kimse, malı almaya yetkilidir.
Olayda emre yazılı konşimentonun, bidayette davacıya ciro ve teslim edildiği hususunda da bir uyuşmazlık yoktur. Ancak söz konusu iki konşimentonun davalı elinde bulunduğu ve bunların arkasında davacının ad ve soyadını ihtiva eden kaşenin basılarak imza ile beyaz ciro yolu ile ciro edildiği de sabittir.
Her ne kadar davacı vekili duruşma arasında acentaya müvekkili tarafından verilirken konşimentoların ciro edildiğini ve mukabilinde ordinoların alındığını beyan etmiş ise de (5.6.1965 tarihli oturum) ordinolar da davalı F. adına düzenlenmiş bulunmaktadır. (Davacı vekilinin 10.12.1965 tarihli oturumda tutanağa geçirilen sözleri.)
b) İncelenen dava dosyası münderecatına göre, davalı F. nin yurt dışındaki servetini Türkiye'ye getirmek istediği ve (223.686) dolarlık ithal müsaadesini 5.5.1961 tarihinde aldığı (İstanbul Kanbiyo Müdürlüğü'nün 5.5.1961 tarihli ithal müsaadesi), bilahare davacı ile temasa geçtiği ve ithal müsaadesine müsteniden kilit getirterek İstanbul'da davacıya teslim etmek üzere aralarında bir anlaşma vuku bulduğu (davacının ihtarnamesi, bizzat davacının 11.10.1965 tarihli oturumdaki beyanı), bu amaçla davalı F. nin İtalya'daki Socomestero (Soxco) firması ile İstanbul'da teslim edilmek üzere kilit satışı hususunda anlaştığı (20.10.1961 tarihli mukavele), faturanın davalı F. adına düzenlendiği (23.10.1961 tarihli fatura), 31.10.1961 tarihinde yine kendi adına düzenlenen iki adet ordinoyu alarak 2.11.1961 tarihinde giriş beyannamesini gümrük idaresine verdiği (giriş beyannamesi) davacının iddiasına göre aralarındaki anlaşma gereğince (730) bin lira gümrük resmini davacının ödediği (davacı vekilinin 17.12.1965 tarihli oturumdaki beyanı ve bu husustaki 11.12.1962 tarihli dava dilekçesi), Bakanlar Kurulu'nun bu malın ithalini men etmesi sebebiyle malın gümrükten çekilemediği (davacının 25.1.1963 tarihinde gümrük müfettişlerinde verdiği ifade), davacının davalıya ihtarname keşide ederek "İstanbul giriş gümrüğü ile Sirkeci giriş gümrüğünde muameleleri ikmal edilmek üzere bulunduklarını ve en geç bir hafta içinde bize teslim edeceğinizi taahhüt etmiş olduğunun kilitler, aradan bahsedilen bir hafta bugün öğle vakti hitam bulduğu halde hala bir tek sandık dahi teslim etmediniz" şeklinde ve en geç 10.11.1961 Cuma akşamına kadar teslim etmediği takdirde aralarındaki 26.5.1961 tarihli mukavelenin 7. maddesinde yazılı cezai şartı talep ve dava edeceğini davalı F.'ye ihtar ettiği (İstanbul 2. Noterliği'nin 32218 yevmiye numarasında kayıtlı ihtarname) ve bilahare davacının, gümrük resmi olarak ödediği (730.000) lira ile elden verdiğini iddia ettiği (220.000) lira tutarı (950.000) liranın tahsili için 11.12.1962 tarihli dilekçe ile davalı F. aleyhinde ayrıca dava açtığı anlaşılmaktadır.
c) Bu durumda bizzat davacı, malın davalı F.'ye ait olduğunu ve aralarındaki satış akdi mucibince malı teslim etmediğini iddia ve kabul etmiş bulunmaktadır.
Davacı bu suretle akdin ifasından vazgeçerek ödediği meblağın tahsilini 11.12.1962 tarihinde talep ve dava ettikten sonra 7.6.1964 tarihinde ikame ettiği bu dava ile, malın kendisine teslimine müncer olacak şekilde, davalı F.'nin sahibi olduğunu kabul ettiği bu malın teslimi yetkisini veren ordino ve konşimento üzerindeki muarazasının men'ini isteyemez.
Her ne kadar bidayet mahkemesi kararında, davacının gümrük müfettişlerine verdiği ifadenin samimi olmadığını ve kendisini ilzam etmiyeceğini kabul etmiş ise de, davacının sözü edilen ihtarnamesi ve duruşma sırasında beyanı (11.10.1965 tarihli oturum) ve hatta vekilinin yukarıda temas edilen duruşmadaki sözleri ve önceki 11.12.1962 tarihli dava dilekçesi, bu ifadenin gerçeğe uygun olduğunu kanıtlamaktadır.
Bundan başka acentanın sözleri de, yazılı belgeler ve davacı tarafın beyanları karşısında sonuca etkili görülmemiştir.
ç) Bu itibarla, dosya münderecatına göre yeni bir tahkikat ve incelenmeye de mahal bulunmadığından, mahkemece davalı F. hakkındaki davanın reddine karar verilmek gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı davalı Fehmi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının HUMK.'nun 429. maddesi gereğince bozulmasına 10.10.1973 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini