 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1969/2-417
K: 1969/719
T: 1.10.1969
- BOŞANMA DAVASI ( Terk Nedeniyle )
- TERK NEDENİYLE BOŞANMA DAVASI ( Mahkeme Veznesine Depo Edilmesi İstenen Masrafın Tayin Edilen Süre İçinde Mahkemeye Ulaştırılmasının İsteniyorsa Muhtırada Açıkça Gösterilmesi )
- MAHKEME MASRAFLARI ( Mahkeme Veznesine Depo Edilmesi İstenen Masrafın Tayin Edilen Süre İçinde Mahkemeye Ulaştırılmasının İsteniyorsa Muhtırada Açıkça Gösterilmesi )
- POSTADAKİ GECİKME ( İhtar Edildiğine Göre Gecikmeden Masrafı Gönderenin Sorumlu Olmaması )
1086/m.414,429
743/m.176
DAVA : Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 3.Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 3.2.1996 gün ve 814/57 sayılı hükmün incelenmesi davalı tarafından istenilmiş olmakla Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin bozulmasına karar verilip yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda eski hükümde direnmeye karar verilmiştir.
Temyiz süresi hakkında bir diyeceği olmadığı davacı vekilinden sorularak temyiz dilekçesinin müddetinde verilip kaydedildiği incelenerek anlaşıldı.
Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki kağıtlar okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşüldü.
KARAR : Terk sebebiyle tarafların boşanmalarına ilişkin ilk kararın özel dairece onanması üzerine davalı vekili tarafından süresi içinde karar düzeltme isteminde bulunulmuş ancak dosyanın Yargıtay'a sevki için gerekli posta masrafı gönderilmemiştir. Mahalli mahkemece 12.1.1965 tarihli muhtıra uyarınca lüzumlu masrafın gönderilmesi için davalı vekiline 5 günlük mehil verilmiştir. Bu muhtıra davalı vekiline 6.1.1965 tarihinde tebliğ edilmiş ve adı geçen vekil aynı gün posta havalesiyle parayı göndermiştir. Bu paranın yolda gecikmesinden dolayı mahkemece 17.1.1965 tarihinde davalının karar düzeltme isteminden vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiştir. Ancak davalı vekilinin sonradan başvurması üzerine dosya Yargıtay 2.Hukuk dairesine gönderilmiş ve bu dairece karar düzeltme istemi kabul olunarak davacının Kırklareli nüfusunda kayıtlı bulunduğu gerekçesiyle boşanmayı kapsayan hüküm yetki yönünden bozulmuştur. Bu bozma üzerine mahkemece verilen 3.2.1966 tarihli kararla davalının karar düzeltme isteminden vazgeçmiş sayılmasına ilişkin 27.1.1965 günlü karar ortadan kalkmadan esas hükmünde Yargıtay'ca incelenemeyeceği ve davacının yerleşmek niyetiyle İstanbul'da ikamet ettiği nedenleriyle eski hükümde direnilmiştir. Direnme kararını inceleyen Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23.12.1967 tarihli ilamında önce davalının karar düzeltme isteminden vazgeçmiş sayılmasına ilişkin hükmün özel dairece incelenmesi, ondan sonra dosyanın genel kurula gönderilmesi lüzumuna işaret olunmuştur. Bu ilam uyarınca inceleme yapan özel daire 27.1.1965 tarihli hükmü de bozmuş ve mahalli mahkemece buna karşı ayrıca direnilmiştir. Şu halde önce davalının karar düzeltme isteminde vazgeçmiş sayılmasına 26.12.1968 günlü direnme kararının ve ondan sonra işin esasına ait 3.2.1966 tarihli direnme kararının incelenmesi gerekir;
1-Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 414. maddesi gereğince taraflar yapılmasını istedikleri işlemin masrafını mahkeme veznesine tevdile mecburdurlar. Hakim tarafından tayin edilen süre için masrafı vermeyen taraf talebinden vazgeçmiş sayılır. Ancak olayda karar düzeltme isteminde bulunan davalı vekili mahkemenin kaza sınırları dışında ikamet etmektedir. Bu durumda tayin edilecek mehlin münasip olması gerektiği gibi paranın kesin olarak mahkeme veznesine ulaştırılması isteniyorsa tebliğ edilecek muhtırada bu yönün açıkça belirtilmesi icap eder. Mahkeme davalı vekiline masrafın beş gün içinde vezneye ulaştırılması hususu değil gönderilmesi lüzumu tebliğ edilmiş ve adı geçen vekil de bu muhtırayı aldığı gün posta aracılığıyla parayı göndermiştir. Bunu ayrıca telgrafla veya mektupla bildirmesi zorunlu değildir. Aksine tebliğ edilen muhtıra münderecatına ve tahmin edilen mehle göre masrafın posta havalesiyle gönderilebileceği düşünülerek mahkemece uygun bir süre beklenmesi ve ondan sonra bir karara varılması gerekirdi. Bu itibarla özel dairenin bu yöne ilişkin 21.3.1968 tarihli bozma ilamına uyulmak ve davalının karar düzeltme isteminden vazgeçmiş sayılmasını kapsayan 27.1.1965 günlü karardan rücu edilmek gerekirken yazılı şekilde direnilmesi usul ve yasaya ve dosya muhtevasına aykırıdır.
2-Özel dairenin 30.3.1965 tarihli karar düzeltme ilamına karşı direnmeyi kapsayan 3.2.1966 günlü esas hükmün incelenmesi sırasında oylarda çoğunluk sağlanamadığından müzakerenin başka bir güne bırakılması uygun görülmüştür.
1-Davalı vekilinin yukarıda birinci bentte kararının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 429. maddesi gereğince bozulmasına,
2-Dosyanın mahalline gönderilmeyerek ikinci bentte belirtilen yönlerin incelenmesi için müzakerenin başka bir güne bırakılmasına 20.9.1969 gününde çoğunlukla karar verildi.
Mahkemece 3.2.1966 günlü kararla davalı kadının yetki itirazının reddine tarafların boşanmalarına ilişkin evvelki hükümde direnilmiştir. Medeni Kanunun 176. maddesi gereğince boşanma davalarında yetkili hakim, davacının ikametgahının hakimidir. Aynı Kanunun 19. maddesi uyarınca bir kimsenin ikametgahı yerleşmek niyetiyle oturduğu yerdir. Yerleşmek niyeti sabit olmadığı takdirde tahsil veya iş sebebiyle bir yerde bulunmak o yerin kanuni ikametgah sayılmasını gerektirmez.
Ancak olayda davacının göçmen Kırklareli nüfusuna kaydedildiği sonradan bu yerden ayrılıp, lise, üniversite tahsillerini İstanbul'da ikmal ettiği ve yüksek mühendis olarak uzun bir süreden beri İstanbul'da çalıştığı şahadet ve dosyadaki diğer delillerden anlaşılmaktadır. Bu suretle davacının 20-25 yıldan beri Kırklareli ile ilgisini kesip İstanbul'da yerleşmek niyetiyle oturduğuna dair dosyada yeterli deliller vardır. Yetki itirazında bulunan davalı, aksine bir delil öne sürmemiştir. Bu itibarla mahkemenin yetki yönüne ilişkin direnme kararı yerindedir. Öteki yönlerin incelenmesi için dosya özel daireye gönderilmelidir.
SONUÇ : Davalı vekilinin yetkiye ilişkin temyiz itirazlarının reddine bu yöne ilişkin direnme kararının doğru olduğuna diğer yönlerin incelenmesi için dosyanın özel daireye gönderilmesine ve davacı taraf yararına avukatlık ücret tarifesi uyarınca takdir olunan 650. lira avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine ..10/1969 gününde çoğunlukla karar verildi.