Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1968/840
K: 1974/101
T: 13.02.1974
DAVA : Taraflar arasında yapılmış olan taksim sözleşmesiyle davacıya bırakılmış olan tarlanın tümünün davacı adına tapuya teciline karar verilmesi istenmiş; davacının duruşmaya gelmemesi üzerine, davayı takip eden davalı vekili, davacının gıyabında duruşmaya devam olunmasını ve uyuşmazlığın karara bağlanmasını talep etmiştir.
14/11/1967 günlü ara kararıyla, tapu kaydının uzman bilirkişi marifetiyle mahalinde uygulanması için keşif yapılmasına ve gerekli giderlerin davalı tarafından yatırılmasına karar verilmiş ve bu karara karşı davalı vekili: (Toplanan delillere göre keşif yapılmasına mahal görmüyorum). Bu sebeple masraf yatıramıyacağım, davanın reddine karar verilmesini isterim, demiş ve tutanağı imzalanmıştır.
Davalı vekilinin bu açıklaması üzerine mahkemece: Davalı vekilinin işbu beyanının davayı takip etmiyeceği anlamına geldiği gerekçesiyle usulün 409. maddesi uyarınca dava yenileninceye kadar dosyanın muameleden kaldırılmasına karar verilmiştir. Taraflara tebliğ edilmeden davalı vekilinin verdiği dilekçe ile temyiz edilmiş olan bu karar özel dairece (davacıya gıyap kararı tebliğ edilmesine rağmen duruşmaya gelmemesi sebebiyle dava davalı tarafından takip edilmiştir. Mahkemece keşfe lüzum görülmüş ve keşif masrafının davayı takip eden davalı tarafından ödenmesi karar altına alınmıştır.
Davalı keşfe lüzum olmadığını, keşif masraflarını yatırmıyacağını bildirmesi üzerine dava mahkemece müracaata bırakılmıştır. Davayı davalı takip ettiğine göre müracaata bırakılması yolsuzdur. Her halde keşif yapılması gerekli görüldüğü ve davalı taraf keşif masrafını yatırmamakta ısrar ettiği takdirde usulün 425 inci maddesine göre keşif masrafının hazineden alınması suretiyle tahkikatın yapılması ve davanın sonuçlandırılması zorunlu olduğu düünülmeden yazılı olduğu üzere karar verilmesi yolsuz olduğu, gerekçesiyle bozulmuş : Mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davalı vekili.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnmeyi kapsayan son hükmün süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : 1 - Görüşme sırasında önce temyiz olunan kararın temyiz kabiliyetinin bulunup bulunmadığı yönünün incelenmesi gerekli görülmüştür. Olayda, davacının duruşmaya gelmemesi üzerine, davalı vekilinin isteği ile, davacının gıyabında duruşmaya devam edilmiş davalının keşif masraflarını yatırmıyacağını bildirmesi üzerine mahkemece usulün 409. maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir. Usulün sözü geçen maddesi hükmünce duruşmaya çağrılmış olan taraflardan hiçbiri geldiği veya gelipte davayı takip etmiyeceklerini bildirdikleri takdirde dava yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir. Oysaki davalı vekili duruşmaya gelmiş ve davayı takip edeceğini bildirerek kesin bir sonuca bağlanmasını ve davacının isteğinin reddine karar verilmesini istemiştir. Bu durum karşısında mahkemece davaya bakma devam olunmak ve aşağıdaki bent uyarınca işlem yapılmak gerekirken olayda H.U.M.K.nun 409. maddesinin uygulanması usul ve kanuna aykırıdır. Diğer taraftan usulün 409. maddesinin uygulanması dosyanın işlemden kaldırılması kararının verilmesini gerektiri ve bundan sonra mahkemece kendiliğinden yeniden davaya bakmaya devam edemez bunun sonucu olarak mahkeme davadan elini çekmiş olur. Bu nitelikteki bir kararın ise temyiz kabiliyeti bulunduğunu kabulü gerekir.
2) Mahkemece, mahallinde keşif ve tapu uygulaması gerekli görülmüş ve masrafın davalı tarafından yatırılmasına karar verilmiş ise de davalı vekili masraf yatırmayacağını ve mevcut delillere göre hüküm verilmesini istemiştir. Bu durum karşısında mevcut delillere göre davanın sonuçlandırılması ve bir hükme bağlanması mümkün olunduğu takdirde, usulün 425. maddesi hükmünce işlem yapılması ve giderlerin ileride icap edenlerden alınması şartıyla, Devlet Hazinesinden ödenmesine karar verilmesi gerekmektedir.
Bu nedenlerle mahkemece, Hukuk Genel Kurulunca'da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz itirazlarının kabulüyle direnme kararının yukarıda ve özel daire bozma kararında gösterilen nedenlerle, H.U.M.K.nun 423. maddesi gereğince BOZULMASINA, 13.2.1974 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini