 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1968/198
K: 1968/197
T: 27.03.1968
DAVA : Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnmeyi kapsayan son hükün süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü :
KARAR : 30.1.1950 gün ve 5521 sayılı iş Mahkemeleri kanunun 5 nci maddesinde (İş Mahkemelerine açılacak her dava, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni kanunu gereğince ikametgahı sayılan her mahkemesinde bakılabileceği gibi, işçinin işini yaptığı iş yeri için yetkili mahkemede de bakılabilir. Bunlara aykırı sözleşme muteber sayılmaz.) hükmü öngörülmüştür. Kamu düzeni düşüncesiyle kanuna konulan bu hükmün başka bir şekilde yorumlanması ve uygulanması mümkün değildir. Zira, anılan maddede (bunlara aykırı sözleşme muteber sayılmaz.) denilmek suretiyle yetki konusunda, madde hükmü dışında sözleşme yapma serbestisi ortadan kaldırılmıştır. Hukuk Usulü Mahkemeleri Kanunu'nun ikametgah ve mukavelenin icra mahalli mahkemesinin yetakisini belirten 9 ve 10 uncu maddeleri mevcut iken 5521 sayılı kanunda bunlar tekrarlandıktan sonra usulün 22 nci maddesine yer verilmeksizin (bunlara aykırı sözleşme muteber sayılmaz.) hükmü sevkedilmiş olmakla yetkiye ait sözleşmelerin muteber olamıyacağı belirtilmiştir. Esasen 22 nci madde, mahkemenin yetkisi kamu düzeni esasına binaen tayin edilmemiş olan hallerde uygulanabilir. Bu itibarla, toplu iş sözleşmesinin 105 inci maddesinde, sendika ile işveren arasında kabul edilena yetki anlaşması bu olayda gözönünde tutulamaz. Çünkü davacının çalıştığı işyeri ile davalının Medeni kanunun gereğince ikametagahı sayılan yer istanbul kaza çevresi dışındadır.
O halde, Mahkemece, davalı vekilinin yetki itirazına dayanılarak davanın yetki yönünden reddine ilişkin hükümde direnilmesi kanuna uygundur. Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile direnme kararı onanmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazının reddine, direnme kararının ONANMASINA 27.3.1968 gününde oy çokluğu ile karar verildi.