Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1967/210
K: 1968/151
T: 20.03.1968
DAVA : Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnmeyi kapsayan son hükmün süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü :
KARAR: 5521 sayılı İş Mahkemeleri kanununun 7 nci maddesi uyarınca iş mahkemelerinde sözlü yargılama usulü uygulanır. Bu usulün özellikleri HUMK.nun 473 ve sonraki maddelerinde belirtilmiştir. Söz konusu Kanunun 197 ve 198 nci maddeleri sözlü yargılama usulünde uygulanmaz. Yalnız zamanaşımı itirazının iş mahkemesinin ilk oturumunda ileri sürülmesi gerekir. İİK oturumda esas hakkında başka savunmalar yaptıktan sonra ikinci oturumda zamanaşımı itirazı yapılması savunmayı tevsi olur. Bu takdirde ancak karşı tarafın rıza göstermesi halinde gözönünde tutulur. Olayda ise davacı vekili
ilk oturumda, okunan dava dilekçesini tekrar ettikten sonra, Yargıtaydaki dosyanın beklenmesini, şimdiki davanın ilk davada saklı tuttuğu hakka ilişkin bulunduğunu bildirmiş, davalı vekili de vekaletnamesinin yargıtaydan gelecek dosyada olduğunu, dosya gelince savunmasını yapacağını bildirmiş, mahkemece dosyanın Yargıtaydan gelmesinin beklenmesine, davalı vekilinin savunmasını
dosya geldikten sonra yapmasına karar verilmiştir. Dosya Yargıtaydan gelmiş, 15.11.1966 günlü ikinci oturumda, davalı vekili ilk savunma olarak alacağın
zamanaşımına uğradığını ileri sürmüştür. Vekaletnamesi bulunmadığı için ilk oturumda bir savunmada bulunmayan davalı vekili ikinci oturumda bu savunmayı yapmıştır. Bu davranışta usule uymayan bir yön bulunmamaktadır. Davada
vekaletnamesiz temsil söz konusu olamayacağına göre, taraf teşkili kanuni
anlamda ikinci oturumda mümkün olmuştur. Zamanaşımı savunması da zamanında yapılmıştır.20.3.1968 gününde karar verildi.
Önceki davada, ziyade hakkı saklı tutmak Borçlar Kanununun 133 ncü maddesinde yazılı zamanaşımını kesen sebeplerden sayılamaz. O halde, zamanaşımı savunmasının dava tarihine göre beş yıl öncesini ilgilendiren (28.9.1961 tarihinden evvelki) alacak hakkında gözönünde tutulmasını öngören özel daire bozma ilamına uyulmayarak eski hükümde direnilmesi isabetsizdir. Davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazının kabulüne, direnme kararının HUMK.nun 429 ncu maddesi gereğince BOZULMASINA, 20.3.1968 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini