 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1966/999
K: 1966/358
T: 20.09.1967
DAVA: Taraflar arasındaki davadan dolayı yapılan yargılama sonunda; Samsun İş Mahkemesinden verilen 8.4.1965 gün ve 313/144 sayılı hükmün incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla Yargıtay 9. Hukuk Dairesince: (Davacı, iş sözleşmesinin haklı sebep olmaksızın bozulduğunu ileri sürerek ihbar ve kıdem tazminatının ödetilmesini istemiştir. Davalı karşılık dilekçesinde, davacnın 6.6.1964'ten 14.6.1964 gününe kadar işyerine gelmemiş olmasından dolayı iş sözleşmesinin bozulduğunu bildirmiştir. Mahkeme sigorta doktorunun verdiği rapor ile davacının 10 gün istirahatli olduğundan bilgisi olmayan davalının iş sözleşmesini bozmakta kanuna aykırı bir durumu görülmemişti, gerekçesile davayı reddetmiştir. Ancak dosyadaki belgelere ve Kurumun diş hekimi Zahide Türkdoğan'ın ifadesine göre, hastalığının diş ile ilgisi bulunmadığı anlaşılan davacı, Kurumun anlaşmalı hekimi sinir hastalıkları uzmanına gönderilmiş ve bu hekim tarafından kendisine 10 gün istirahat verilmiştir. Davacı aldığı raporu vizite kağıdı ile gittiği diş hekimine vermiştir. Raporun Kurum aracılığı ile işyerine bildirilmesi gerekmektedir. Raporun işyerine gönderilmemiş olmasından davacıyı sorumlu tutmak mümkün değildir. Bu durumda iş sözleşmesinin haksız olarak bozulduğu kabul edilmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemenin bu yönleri gözönünde tutmaksızın aksine yazılı düşünce ile davayı reddetmiş olması usule ve yasaya aykırı olduğundan temyiz olunan kararın gösterilen sebepten bozulmasına 3845/4239 sayı ile 25.5.1965 gününde) karar verilip, sebep ve düşüncelerle eski hükümde direnmeye karar verilmiştir.
KARAR: Davacı işçinin işyerinden ayrılması nedenini davalı işverenin araştırması, kusurlu hareketi tesbit edildiği takdirde akti feshetmesi için bir sebep sayılamaz. Davacı 4.6.1964 günü diş doktoruna muayeneye gönderilmiştir. Muayene sonucunun işveren veya temsilcisi tarafında izlenmesi ve sonucuna göre işlem yapılması gerekirdi. Bu bakımdan yerinde olan özel daire bozma ilamına uyulması gerekli iken eski hükümde direnilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Davacı vekilinin yerinde olan temyiz itirazını kabulüne, direnme kararının yukarıda açıklandığı üzere, özel daire bozma ilamı veçhile H.U.M.K. nun 429 uncu maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20,9.1967 tarihinde karar verildi.