 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C. YARGITAY Hukuk Genel Kurulu
E: 1966/1228
K: 1967/152
T: 15.03.1967
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İzmir 6. Asliye Hukuk (İş) Hakimliğinden verilen 22.12.1965 gün ve 1480/1148 sayılı hükmün incelenmesi davacı vekilleri tarafından istenilmiş olmakla Yargıtay 9. Hukuk Dairesince: (Uyuşmazlık, 275 sayılı Kanun 23 ncü maddesi hükmüyle kabul edilen hukuki esasa aykırı olarak, yapılan grevin durdurulması isteğine ilişkindir.) Mahkeme, iddianın, hukuki gerçeğe uygun olmadığı düşüncesiyle isteğin reddine karar vermiştir.
Buna karşı davacı Tekstil Sanayii İşverenler Sendikası, mahkeme kararının, gerek genel hukuk kurallarına ve gerekse 275 sayılı Kanunun şe'niyetine aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
a - Gerçekten Türkiye Tekstil, Örme ve Giyim İşçileri Sendikası, greve gitme kararını 29.11.1965 günü işveren temsilcisine bildirmiştir. Tebliğat 275 sayılı Kanunun 45 nci maddesine göre, temsilci sıfatiyle de olsa, toplu görüşmede taraf olarak hareket eden kimseye yapılmıştır. Bu durumda davacı işveren sendikasının, toplu görüşmeye katılan şahsın yetkili temsilcisi bulunmadığı yolundaki itirazını kabule imkan görülmemiştir.
b - Süre konusundaki itirazlara gelince; gerçekten greve gitme kararı toplu görüşmede taraf olarak hareket eden kişiye 29.11.1965 günü bildirmiştir. Öte yandan 275 sayılı Kanunun 23/2 maddesi, 1 nci maddesi, 1 nci fıkrada söz konusu bildiri tarihinden başlayarak 6 işgünü geçmedikçe grev kararının yürürlüğe giremiyeceği şeklinde hukuki bir ilke koymuştur. Madde metninden de anlaşılacağı üzere bildiri tarihinden başlayarak 6 iş günü geçmedikçe grev kararı yürürlüğe giremez. Kanun koyucunun buradaki düşüncesi, bildiri gününü izleyen 6 tam işgününün geçmiş olması vakıasına yönelmiştir. Bildiri günü hesaba katıldığı takdirde, 6 tam iş gününün geçmiş olduğu düşünülemez. Gerek Borçlar Kanunun ve gerekse Hukuk Yargılamaları Usulü Kanunun koyduğu ilkeler de bu görüşün doğruluğunu teyit eder.
Davalı işçi sendikasının 6.12.1965 günü greve gittiği konusunda ise bir uyuşmazlık yoktur. O halde; 275 sayılı Kanunun 23/2 nci maddesindeki süreye uyulmamış olmasına göre, isteğin reddine karar verilmiş bulunması anılan yasaya ve usule aykırıdır. Ve davacı sendikanın temyiz itirazı bu bakımdan yerindedir. Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan sebeplerden bozulmasına 379/1135 sayı ile 8.2.1966 gününde karar verilip yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; bazı sebep ve düşüncelerle eski hükümde direnmeye karar verilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnmeyi kapsayan son hükmün süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü :
KARAR : Tarafların iddia ve savunmalarına, dosyadaki kağıtlara, 275 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunundaki sürelerin hesap şekli bu kanunda ayrıca gösterilmediğine, bu kanunun 23/2 maddesinde söz konusu edilen 6 iş günün hesabında umumi hükümler dairesinde bildiri günü hesaba katılamayacağına, bildiri iş günü başladıktan sonra yapılmış olacağından o gün hesaba katıldığı takdirde tam altı iş günü geçmiş sayılamayacağına ve dayandığı gerektirici sebebe göre yerinde olan özel daire bozma ilamına uyulması gerekli iken eski hükümde direnilmesi usule aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz itirazlarının kabulüne, direnme kararının özel daire bozma ilamında gösterilen sebepten H.Y.U.K.nun 429 ncu maddesi gereğince BOZULMASINA, 15.3.1967 gününde oybirliğiyle karar verildi.