 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVAVE KARAR:Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnmeyi kapsayan son hükmün süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
1- 5521 sayılı iş Mahkemeleri Kanununun 7 nci maddesine göre iş mahkemelerinde sözlü yargılama usulü uygulanır. Hukuk Yargılama Usulü Kanununun 478 inci maddesi uyarınca sözlü usulde iptidai itirazların her halde ilk oturumda bildirilmesi gerektir ve kanunda hakimin bu konuda taraflara süre verebileceğini gösteren özel bir hüküm yoktur. Usulün 97 ve 198 inci maddeleri hükümleri hem amaçlarının yazılı usulü düzenlemek olması bakımından, hem de 478 inci madde hükmünün özel bir hüküm olması bakımından, sözlü usulde uygulanamaz ve esasen davaların tezelden bitirilmesini sağlamak üzere konulmuş bulunan sözlü usulde böyle süreler verilmesi, bu usulün kanuna konuluşun sebebine uygun olmaz. Usul Kanununun koyduğu süreler, kural olarak, (Usulün 163 üncü maddesi gereğince) kesin sürelerdir. O halde, mahkeme tarafından, doğrudan doğruya gözönünde tutulmaları şarttır. Zira, sözü edilen 163 üncü madde hükmünce, kesin süre içinde yapılması gereken usul işlemi, bu süre geçtikten sonra yapılamaz.
2- İlk oturumda davalı vekiline, isteği üzerine, dosyayı incelemek üzere süre verilmiş bulunması, usul hükümlerine uygun olmadığından, ikinci oturumda kendisinin ileri sürdüğü yetkisizlik itirazı süresinden sonra ileri sürülmüş olacağından dolayı gözönünde tutulamaz ve mahkemenin yetkisizlik kararı vermiş bulunması, bundan ötürü, usule aykırıdır.
SONUÇ:Direnme kararının, yukarıda azılı sebepten ötürü, Hukuk Yargılamaları Usulü Kanununun 429. madesi gereğince BOZULMASINA, 12.12.1962 gününde karar verildi.
|