 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1972/282
K: 1972/382
T: 27.11.1972
DAVA : Mahkeme kararında, sanığın eyleminde TCK.nun 49. maddesindeki meşru savunma hali kabul edilerek verilen beraet hükmünde direnilmiş ise de, dosyaya ve toplanan delillere göre bu yoldaki kabulde isabet görülmemiştir.
Şöyle ki; sağ elinde sopa, sol elinde bıçak bulunduğu halde sanığın üzerine saldıran kayınbabası Ş.'nün kastı, sanığı öldürmek olsa idi sopa ile vurmaz, ilk imkanda bıçağını kullanarak hasmını öldürmeye kalkışabilir.i iş, tamamıyla aksi yönde gelişmiştir. Öldürülen, gerektiğinde kullanıp kendisini savunmak amacıyla sol elinde tuttuğu bıçağı sanığa yöneltmekten sakınmıştır. gerek tanık beyanları ile savunma tarzı, gerekse sanıkta tesbit edilen hafif sıyrıklar, olayın bu şekilde cereyan ettiğini göstermektedir. Bu durumda adı geçenin kastı, olsa olsa damadını dövmekten ve yaralamaktan ibaret sayılabilir.
Böyle bir saldırı karşısında kalan sanığın, bıçakla da olsa müessir fiil derecesini aşmayacak şekilde karşı saldırıya geçmesi olağan görülebilirdi.
Ancak, bozma ilamında değinildiği şekilde, eylemin ağır ve şiddetli tahrik olarak nitelenmesinde de isabet görülememiştir.
Sanık, kendi nefsine karşı vukubulan haksız bir saldırıya, o anda def etmek zorunluluğunun ortaya çıkardığı mecburiyetle işlediği bu suçta, zaruretin tayin ettiği sınırı aşarak eyleminde ileri gitmiş ve karşısındakini öldürmeksizin kurtulabileceği bir saldırı karşısında hasmını bıçakla öldürmüyştür. Bu nedenle TCK.nun 50. maddesinin gözönünde tutulması gerekirken bundan zuhul olunması isabetsizdir. (Oyçokluğu ile).