 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1971/384
K: 1971/420
T: 20.12.1971
DAVA : Dava konusu yazının Türkiye'deki bütün savcılara değil, özellikle İstanbuldaki basın savcılarına yöneltildiği, yazının içinde geçen ".. bir takım Babıali varakpareleri hakkında hiçbir tahkikat yapılmazken, savcıların kurbanı, bazı solcu gazeteler olmaktadır." sözünden açıkça anlaşılmaktadır. Kaldı ki, sanık İ.'de Ankara C.Savcılığından talimatla alınan 26.2.1968 günlü ilk ifadesinde "daha ziyade İstanbul ve ankara C.Savcılarının tenkit maksadiyle yazdım." demekte ve yazıdaki amacının bu olduğunu belirterek kastının şümulü sahasını savunmasında açıklamış bulunmaktadır. Daha sonraki ifadelerinde dahi buna uygun beyanlarda bulunmuştur. Şu hale göre sanığın genel anlamda bir savcılar topluluğunu değil, en azından İstanbul'da basın işleriyle görevli C.Savcılarını kestederek onlar için hakaret teşkil eden sözlerle hitapta bulunduğunun kabulü gerekir. Esasen direnme kararında, dava konusu yazıda hakaret niteliği bulunduğu açıkça belirtilmiştir.
Bu itibarla sanığın eyleminin, TCK.'nun 266. maddesinin 1. fıkrası delaletiyle 3. bendi ve bu bent dolayısıyla 268. maddenin son fıkrası hükümleri çevresinde mütalaası gerekir. 268. maddenin son fıkrasındaki (memur) tabiri, 266. maddenin 1. fıkrasına göre, maddenin 3. bendinde yazılı C.Savcılarını da kapsamaktadır.
Diğer yandan (Adalet Teşkilatı) C.M.U.K.'nun hükümleri karşısında C.Savcıları, teşkilatın, mahkemelerin esaslı ve ayrılmaz rükünleri olması bakımından genel olarak bütün savcılara matuf yazının adliyenin manevi şahsiyetini tahkir ve tezyif niteliğinde olduğuna dair ileri sürülen düşünce çoğunluk bulunmadığından varid görülmemiştir.
Suç tarihine, Adalet Bakanlığınca verilen kovuşturma izni sebebiyle dava süresinde hesaba katılmayacak günlerin toplamına göre, davacının 5680 sayılı Basın Kanununun 35. maddesinde belirtilen süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Bu bakımlardan bozma ilamına uyulması gerekirken dosyaya uymayan yetersiz gerekçelerle beraet hükmünde direnilmesi yasaya aykırı ve C.Savcısının temyiz itirazı yerinde görülmüş olduğundan her iki sanığı da kapsamak üzere hükmün bozulması gerekir.