 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1967/42
K: 1967/53
T: 27.02.1967
DAVA : Diplomasız ve fakat 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına İlişkin Kanuna göre belli şartlar altında çalışabilecek olan ruhsatnameli ebe sanık E.C.A. hakkında, müdahil SG.nin karısı P.G.'un muvafakatiyle ilaç ve alet kullanmak suretiyle çocuğunu düşürtüp ölümüne sebebiyet vermekten dolayı kamu davası açılmış ve yargılaması sonunda adli tıp morg ve kimyevi tahliller şubelerinin rapor ve mütalaaları da alındıktan sonra suçu sabit görülerek Türk Ceza Kanununun 468. maddesinin 2. ve son fıkralarıyla 472. maddenin 2. fıkrasıyla hükümlendirilmiş bulunmaktadır.
1219 sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının İcrası Tarzına İlişkin Kanunun 75. maddesinde; "Tababet ve Şuabatı Sanatlarının İcrasından mütevellir vekaimde, mahkemelerin muvafık görecekleri muhtebirin rey ve mütalaasına müracaat hakkındaki serbestileri baki kalmak şartıyla meclisi aliyi sıhhinin mütalaası istifsar edilir" denilmekte ve 1953 sayılı Umumi Hıfzısıhha Kanunun 10. maddesinde de (sıhhat ve içtimai meseleler hakkında rey ve mütalaasını beyan ve sıhhi ve içtimai hizmet ve muavenetlerine ait kanun, nizamname ve talimatnameleri birinci derecede tetkik eylemek ve Tababet ve Şuabatı Sanatlarının ifadan mütevellit adli meselelerde ihtibar vazifesiyle mükellef olmak üzere bir yüksek sıhhat şurası teşkil olunmuştur.) diye yazılıdır.
Mahal mahkemesi, adli ihtibaratta son merci olan adli tıp müessesesinin yukarıda işaret edildiği üzere morg ve kimyevi tahliller şubesinin mütalaalarını almış bulunmaktadır ve bunu yaparken yukarıda metni aynen yazılan 1219 sayılı kanunun 75. maddesinin saklı tuttuğu takdir serbestisine dayanmış ve olayın cereyan şekli ve fiilin mahiyeti merciinden alınan raporlarla tereddüde yer vermeyecek surette tesbit edilmiştir. Bu itibarla, C.Başsavcılığının, tebliğnamesindeki düşünceyi reddetmiş bulunan 1. Ceza Dairesinin itiraz konusu 19.8.1986 günlü kararında kanuna aykırı bir yön bulunmadığından itirazın reddine karar verilmesi gerekli görülmüştür.