 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1962/66
K: 1962/6
T: 01.02.1962
DAVA : M.E.yi dolandırmaktan sanık H.İ., A. ve O.B. ın haklarında yapılan yargılama sonunda: TCK.nun 503. ve 5435 sayılı Kanun hükmünce sonuç olarak altışar ay hapis ve üçer yüz lira ağır para cezalariyle hükümlülüklerine ilişkin Isparta Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 7.10.1961 gün ve 197/204 sayılı hüküm C.Savcılığının temyizi üzerine Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 22.11.1961 gün ve 3609/3626 sayılı ilamiyle bozulup yerine geri çevrilmekle,
İlk hükümde ısrarı kapsayan 30.12.1961 gün ve 302/277 sayılı son hükmün dahi incelenmesi C.Savcılığı ve sanıklardan H.İ. taraflarından süresinde verilen dilekçelerle istenilmiş ve temyiz şartı da yerine getirilmiş olduğundan dosya C.Başsavcılığının; hükmün bozulması istemini taşıyan 30.1.1962 gün ve 4/584 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okunup gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1 - Sanık H.İ., davacının parasını çalmadan önce uydurduğu yalanlarla onunla dostluk kurup yakınlığını kazanmış ise de, davacı bunların etkisi altında parasını kendisi sanığa teslim etmemiştir. Sanık H.İ., bir taraftan davacı ile dostluk gezisine çıkarken bir yoluyla haber vermiş olduğu suç arkadaşı O. da üstüne bir sigara paketi ile ikibuçuk lira yerleştirip hazırladığı bir kağıt paketini davacı ile sanık H.İ. yanlarından geçip ilerlerken yere bakmış, H. bunu almış, biraz sonra geri dönen O. (Bankaya yatıracağım, 4000 liralık paketimi düşürdüm, üstünde pul parası da vardı, bunu siz aldınız, çıkar cüzdanını kaç paran var göreceğim) diye davacıya yönelip onun cüzdanındaki parasını göstermesini sağlamıştır. Fakat işte bundan sonra, sanık H.İ., davacıdan sadece görmeleri için gösterdiği cüzdanını almış, içine bakıp geri verirken el çabukluğu ile cüzdandaki 193 liradan fazla parayı aşırmış, yerine kağıt yerleşmiştir.
Davacı parasının çalındığını sonradan öğrenmiştir. Davacının iddiası ve otelci Ş.S.in sözleri de bu yoldadır.
Davacı, sanık ve arkadaşının uydurmalarına ve tertiplerine kanarak parasını onlara isteğiyle vermemiş olduğu için eylem dolandırıcılık sayılamaz tersine olarak sanık H.İ. bakmak için istedikleri ve davacının bu maksatla gösterdiği cüzdanındaki paraları davacının şaşkınlığından faydalanarak el çabukluğu ile aşırıp yerine kağıt koydukları için bu eylem yan kesicilik yoluyla bir çalma suçu niteliği taşımaktadır.
2 - Gerçi sanık H.İ., savunmalarında, sözde parasını düşürdüğünü ileri süren O. kendisini yalancıktan karakola götürmek istemesi karşısında davacıyı bir kenara çekip (üstümde bu 4000 lirayı bulursalar kurtulamam, bunu sen al, sonra paylaşırız ama sen cebindeki parayı bana ver) dediği, onun da kanıp parayı kendisine verdiğini ileri sürüyorsa da iddia ve tanık sözleri karşısında bir itirazda bulunmamış, böylece bunların doğruluğunu kabul etmiş olmaktadır.
Mahkemenin, sanık H.İ.'in önce savunduğu gibi davacının parasını kendi eliyle çıkarıp bu sanığa vermiş olduğu şeklinde bir kabulüde yoktur.
3 - İşin oluşuna ve yapılan açıklamaya göre özel daire ilamının (1) sayılı bendiyle yapılan bozmaya uyulmayarak yazılı gerekçe ile eski hükümde ısrara karar verilmesi kanuna aykırıdır ve hükmün bozulmasını gerektirmektedir. Hüküm bu sebepten bozulunca da öteki bozmaya uyulmamış olmasının üstünde durulmasına yer görülmemiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan hükmün (tebliğname gibi) BOZULMASINA, 1.2.1962 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.