 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1970/15313
K: 1971/7715
T: 13.04.1971
DAVA : Davacı avukatı davalıya ait işyeri işçilerinden bir sigortalının hastalandığını ve Kurumca tedavi altına alınan işçi için 16.140.52 lira masraf yapıldığını ileri sürerek; bu sebeple uğranılan zararın davalıya ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
KARAR: Sabit olan dava uyarınca gerçekleşen 16.140.52. liranın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Dosya incelenerek temyiz isteğinin süresinde ve işina duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 6.4.1971 salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıda gönderilmiştir. Duruşma günü adına kimse gelmedi. Karşı taraf adına avukatı geldi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunun avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek bırakılan günde dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : 506 sayılı Sosyal Sigortalar kanunun 9 ncu maddesinde "işveren, çalıştırdığı sigortalıları, örneği kurumca hazırlanacak bildirgelerle en geç bir ay içinde kuruma bildirmeye mecburdur." denmekte; bunun izleyen 10 ncu maddenin 1 nci fıkrasında ise, bildirgenin bu süre içinde verilmemesi durumunda meslek hastalığından dolayı ilgililere gerekli sigorta yardımlarının Kurumca sağlanacağı belirtildikten sonra, son fıkrasında "... Kurumca yapılan ve ileride yapılması gerekli bulanan her türlü masrafların tutarı ile, gelir bağlanırsa bu gelirlerin 22 nci maddede sözü geçen tarifeye göre hesap edilecek sermaye değerleri tutarı, 26 ncı maddede yazılı sorumluluk halleri aranmaksızın işverene ayrıca ödettirilir." hükmü yer almış bulunmaktadır. Davacı, anılan hükümlere dayanarak, işbu davayı açmıştır.
Gerçi, 506 sayılı kanunun 10 ncu maddesinin son fıkrasına dayanan istek ve dava hakkının doğmaması, bildirgenin bir aylık kanuni süre içinde verilmemiş bulunması ön şartının gerçekleşmiş olmasına bağlıdır. Şu var ki maddenin bütün olarak incelenmesinden de anlaşılacağı üzere sosyal sigorta olaylarının bu sürenin bitiminden sonra meydana gelmiş bulunması gerekir. Zira, işveren, bir aylık süre içinde herhangi bir tarihte esasen bildirgesini verebilir ve bu durumda bir aylık süre içinde vuku bulmuş sigorta yardımından ötürü işveren 10 uncu maddenin son fıkrası gereğince sorumlu tutulamazdı.
Bu davada ise sigortalının 2.9.1965 tarihinde işe girdiği 6.9.1965 tarihinde hasta olup 11.9.1965 tarihinde de istifa ettiği iddia ve savunulmaktadır. Bu savunmanın tanıklanması durumunda sigorta olayının bildirge verme yükümüne ilişkin süre dolmadan meydana geldiğinin ve dolayısiyle bu madde gereğince işverenin sorumlu tutulamıyacağının kabulü gerekli olur.
Mahkemece bu yön üzerinde durulup gerekli inceleme yapılmaması, usule ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan hükmün gösterilen sebepten bozulmasına peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi.