 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1968/7
K: 1968/390
T: 08.06.1968
DAVA : Davacı tarafından davalıya karşı Ankara 1. Numaralı İş Mahkemesinde, 6186 sayılı Kanunun 10. maddesine göre verilmekte olan ikramiyenin 1964-1966 yıllarına ait olanlarının eksik ödendiğinden bunların tamamlanması istemiyle açılan davanın görülmesi sırasında davalı Genel Müdürlük vekilince ileri sürülen görev itirazının mahkemece reddedilmesi üzerine, Ulaştırma Bakanının dileği ile görev konusunun incelenmesi başkanunun Sözcülüğünce istenilmiştir.
İnceleme ve gerekçe: Uyuşmazlık Mahkemesinin, Başkan Recai Seçkin, Üye Nuri Ülgenalp, Sait Köksal, Semahat Tüzün, Mesit Akan, İbrahim Koloğlu ve Kazım Yenice'nin katıldığı 8.6.1968 günlü oturumunda dosya Raportörü danıştay Yardımcısı Semih Tekin Telli tarafından hazırlanan rapor ve dosyadaki kağıtlar okunduktan, başvurmanın usulünce yapıldığı ve süresinde olduğu anlaşıldıktan Başkanın Sözcüsü Vecihi Tönük'ün uyuşmazlığın giderilmesinin idari yargı yerine ait olduğu yolundaki düşüncesi dinlendikten sonra gereği görüşüldü:
Davacı, davalı idarede 4/10195 sayılı Kararname ile yürürlüğe konulan ve tek taraflı tanzimi hükümler getiren muayyen ve muvakkat müddetli işlerde çalıştırılan yevmiyeli teknik personele ait yönetmeliğe göre çalışmakta ve aralarında ayırca bir iş akdi bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, bu yönetmelikten doğduğundan idari yön göstermektedir.
KARAR : Yukarıda açıklandığı üzere taraflar arasındaki hukuki ilişkinin niteliği bakımından davada idari yargının görevli bulunduğuna ve Ankara 1 Numaralı İş Mahkemesinin 23/12/1967 günlü kararının kaldırılmasına Başkan Recai Seçkin ve Üye Mesut Akan'ın karşı oyları ile ve oyçokluğuyla 8/6/1968 gününde karar verildi.
KARŞI OY YAZISI :
Davaya temel olan (Yevmiyeli Teknik Personele ait Yönetmelik) hükümlerince çalıştıranla çalışan arasındaki hukuki ilişki bir özel hukuk sözleşmesidir. Davalı Genel Müdürlük ise 440 sayılı Yasa gereğince, kural olarak, özel hukuk hükümlerine bağlı bir iktisadi devlet teşekkülüdür.
Bu nedenle çoğunluk kararına karşıyız.