 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1968/11663
K: 1968/15858
T: 24.12.1968
DAVA : Davacı avukatı, müvekkillerinin murisi Nevi Akgül'ün davalıya
ait işyerinde işçi olarak çalışmakta iken, davalının kusurlu eylemi sonunda
meydana gelen bir işkazasında öldüğünü ve böylece ölenin desteğinden yoksun
kalan müvekkillerinin maddi ve manevi zarara uğradıklarını ileri sürerek,
70.000.-lira maddi ve manevi zararın davalıya ödetilmesini istemiştir.
KARAR : Kazanın meydana gelişinde ölen işçinin %100 kusurlu olduğu
gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDEN VE DURUŞMA İSTEYEN : Davacılar avukatı.
Dosya incelenerek temyiz isteğinin süresinde ve işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 17.12.1968 salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü tebligata rağmen taraflar gelmediğinden incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra bırakılan günde dosya inelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
YARGITAY KARARI : Davacılar , miras bırakanlarının işkazası sonucu ölmüş olduğunu bildirerek, maddi ve manevi tazminat istemişler; mahkemece, kusurun tamamının ölen işçiye ait bulunduğundan bahisle davanın reddi cihetine
gidilmiştir.
Hükme dayanak kılınan bilirkişi raporu, yeterli bulunmamaktadır. Gerçekten bilirkişi incelemesinde, işverenin koruma tedbiri alma ve işçinin ise bu tedbirlere uyma ödevlerinin neler olduğunu yürürlükteki mevzuat hükümlerine göre tesbit etmemiştir. İşin ve işyerinin durumuna göre tedbir alma ve alınan tedbirlere uyma ödevi bu şekilde belirtilmedikçe anılan ödevlerin yerine getirilip getirilmediğinin ve dolayısıyla kusur durumunun tesbiti imkanı söz konusu edilemez.
Bundan başka, bilirkişi raporu hazırlık sırasında alınan rapor ile tam bir çelişiklik göstermektedir. Bu çelişiklik, usulen giderilmemiştir. Hakimin Borçlar kanununun 53. maddesi hükmü gereğince bu raporla bağlı olmaması, iki
rapor arasındaki çelişiklik nedenleri, ilk raporun çürütülmesi anlamında son rapor da inandırıcı şekilde belirtilmiş bulunmadıkça, sözü edilen çelişkiliği giderme ödevini bertaraf etmez.
Mahkemece, bu yönler üzerinde gereği gibi durulmadan ve aksi düşüncenin kabulü durumunda da bunun sebepleri açıklanmadan yazılı şekilde hüküm tesisi usule ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden dolayı BOZULMASINA 24.12.1968 gününde oybirliğiyle karar verildi.