 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1967/8620
K: 1967/11393
T: 04.12.1967
DAVA: Davacılar, davalıların işçi olan miras bırakanları Muhittin Akçoranın Bayandırlık Müdürlüğü emrinde çalışmakta iken bir iş kazası sonuu öldüğünü iddia ederek, maddi ve manevi tazminat istemişlerdir. Davalılar, davanın Bayandırlık Bakanlığına yöneltilmesi gerektiğini ileri sürerek, husumet savunmasında bulunmuşlardır. Mahkemece, savunmaya uygun olarak, davanın husumet yönünden reddi cihetine gidilmiş; hüküm, davacı tarafa vekalet ücreti bakımından Köyişleri Bakanlığınca temyiz edilmiştir.
KARAR: 1- Dava, hukuki nitelikçe, destekten yoksun kalma tazminatiyle manevi tazminat isteğine ilişkindir. Esasen mahkeme hükmünde de davacıların isteği bu yolda nitelendirilmiş ve kanuni dayanak olarak Borçlar Kanununun 332. maddesi gösterilmiştir. Böyle bir davanın davalısı, anılan madde hükmünden dahi açıkça anlaşılacağı üzere işverendir.
Bayındırlık Müdürlüğünün 26.10.1965 günlü yazısında ölen işçinin davalılardan DSİ Genel Müdürlüğünün hizmetlisi olduğu yönü belirtilmiştir. İş sözleşmesi bahsi geçen genel müdürlükle yapılmış ve işveren olarak onun kabulü tabiidir. Bir işverenin işçisini bir başka işyerinde çalıştırtması, işverenlik sıfatını etkilemez. Gerek eski gerekse yeni iş Kanunlarımızın 1 inci maddelerinde öngörümüş olan işveren tanımı da bu ciheti doğrulamaktadır Muhakkak olan husus ise, işveren niteliğini edinmeyene BK. madde 332'ye dayanan bi davanın yöneltilemeyeceğidir.
Hiç şüphesiz, ölen işçiyle genel müdürlük arasındaki iş sözleşmesine son verilerek işçi, yeni bir iş sözleşmesi ile Bayındılık Bakanlığına bağlanmışsa, bu durumda, işverin sıfatı Bayındırlık Bakanlığı yönünden söz konusu olacaktır. Mahkeme işçinin, bir protokolla Bayındırlık müdürlüğü emrine verilmesinden böyle bir ihtimalin varlığını öngörmekteyse, bu hususu araştırması gerekir. Oysa, herhangi bir araştırmada bulunmamış, ara kararına rağmen protokolu getirip incelememiştir.
Mahkemece, açıklanan yönler üzerinde gereği gibi durulmak ve aksi görüşe varılması durumunda bunun gerekçeleri gösterilmek gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi, usule ve yasaya aykırıdır.
2- Kabul bakımından kendisini yargılamada vekille temsil ettiren Genel Müdürlük yararına vekalet ücreti takdir edilip edilmeyeceği konusunda hüküm tesis olunmaması da kezalik usule aykırıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, 4.12.1967 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.