 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1967/7687
K: 1967/9130
T: 06.10.1967
DAVA VE KARAR: 1- Davacı Karayolları İdaresi, şoförü davalıdan, yaptığı kaza sebebiyle gerek ödemek zorunda kaldığı tazminat tutarını ve gerekse kendi aracında meydana gelen hasar bedelinin tahsilini istemiştir.
Dosyadaki belgelerden anlaşıldığı üzere Karayolları İdaresine ait ve davalının sevk ve idaresinde bulunan taşıt aracı ile özel idareye ait taşıt aracı çarpışmışlardır. Her iki taşıt aracı hasara uğramıştır. İki idare arasında çıkan uyuşmazlık mahkeme yolu ile incelenmiştir. Kazayı müteakip yerinde kusur yönünden bir inceleme yapılmıştır. İncelemeyi yapan bilirkişilerden biri Karayollarının diğeri de özel idarenin çalıştırdığı kimsedir. 3. bilirkişi ise trafik polisidir.
Bu kurulun verdiği raporda her iki idare şoförünün %50 oranında kusurlarının bulunduğu yazılıdır.
Hakem yolu ile görülen birinci davaya katılan davalı şöför, anılan rapora itiraz etmiştir. Hakem, itirazı incelemek için trafik komiserinin bilgisine başvurmak zorunluluğunu duymuştur. Trafik komiseri, kazanın oluş şekline ve yol durumuna göre davalı şöförün geçiş üstünlüğüne sahip olduğunu bildirmiş, fakat kusur yönünden bir bilgi vermemiştir. Hakem, tarafların şöförlerinin % 50 kusurlu olduklarını kabul ederek tazminatın bu oranda ödenmesine karar vermiştir.
Karayolları İdaresi, gerek ödediği miktarın ve gerekse kendi aracında meydana gelen (zarara ilişkin) tazminatın davalıdan tahsilini istemiştir.
Gerçekten az önce yapılan açıklamadan da anlaşılacağı gibi, kazayı müteakip yapılan keşifte bilirkişilerin ikisi özel idare ve karayollarının çalıştırdığı kimselerdir. Ve bu kurulun verdiği raporun yetersiz olduğu hakem marifetiyle bilgisine başvurulan trafik komiserinin verdiği bilgiden de açıkça anlaşılmaktadır.
O halde, evvelki davada yapılan bilirkişi raporunun birinci hakem davasında taraflardan olmayan davalıyı bağlamayacağı ve belirtilen sebeplerden de yetersiz olduğu kabul edilerek ve tarafların iddia ve savunmaları gözönünde tutularak, gerekirse delilleri toplandıktan sonra seçilecek üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna kusur yönünün incelettirilmesi ve her iki rapor arasında aykırılık görülürse bilirkişilerden bunun nedenleri ve gerekçeleri sorulması ve bu suretle varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmesi gerekir.
Mahkemenin, bu yönü gözönünde tutmaksızın eksik soruşturma ile isteğin davalıdan tahsiline karar vermesi, usule ve kanuna aykırıdır.
2- .........................
SONUÇ: Temyiz edilen kararın birinci bentte yazılı sebepten BOZULMASINA, 6.10.1967 gününde karar verildi.