 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1967/13901
K: 1968/8494
T: 31.05.1968
DAVA : İş kazasının vuku bulduğu dosyadaki belgelerden anlaşılmaktadır.
4772 sayılı Kanunun 56. maddesine göre iş kazasını tesbit etmek, zabıtaya ve Sigorta Kurumuna bildirmek yükümlülüğü davalı işverene aittir.
Bu yüzden davalı işletme, kaza ile ilgili dosyaya sahip bulunmaktadır.
KARAR : İş kasası sebebiyle açılan maddi ve manevi tazminat davası üzerine, davalı işveren vekilinin müdebbir bir vekil olarak dava dilekçesinde gösterilen bilgilerle yetinmemesi, anılan belgeleri inceleyerek kaza, kaza tarihi hakkında gerçek bilgileri edinmesi gerektir. Buna rağmen davalı vekili zamanaşımı savunmasında bulunmamıştır. Böylece iş kazasının meydana geldiği tarihten başlayarak 10 yıl geçtikten sonra davanın açıldığını bilecek durumda olan davalı vekilinin yargılamanın sonuna doğru zamanaşımı savunmasında bulunmuştur. Böylece iş kazasının açıldığını bilecek durumda olan davalı vekilinin yargılamanın sonuna doğru zamanışımı savunmasında bulunması mümkün değildir. Nitekim davacı vekili, savunmanın genişletilmesine rızası olmadığını açıkça bildirmiştir.
O halde dava dilekçesinde iş kazasının tarihi yanlış gösterilse bile açıklanan nedenlerle davalı zamanaşımı savunmasını süresinde yapmak
zorundadır.
Öteyandan davalı, deliller için defi hakkını saklı tuttuğunu bildirmiştir. Bundan zamanaşımı savunmasını ileride yapacağım anlamı çıkmaz. Esasen bu şekilde bir saklı tutmanın da zamanında yapılmayan zamanaşımı savunmasını ileride dermeyan etmek hakkını vermez.
Mahkemenin bu yönleri gözönünde tutmaksızın kaza tarihinin dava dilekçesinde gösterildiği gibi 28.1.1955 değil, 28.1.1954 tarihinde vuku bulduğu sigorta dosyasından anlaşıldığı ve davalının da defi hakkını saklı tuttuğu gerekçesiyle süresinde yapılmayan ve itiraza uğrayan zamanaşımı savunmasını kabul ederek davayı reddetmesi usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen kararın gösterilen sebepten BOZULMASINA, 31.5.1968 tarihinde karar verildi.