 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1967/139
K: 1967/2148
T: 20.04.1967
DAVA VE KARAR: Davanın konusu, işgüvenliği kurallarına aykırı davranış yüzünden meydana gelen zararların ödetilmesi isteğine ilişkindir.
1- ......................................
2- Gerçekten mahkeme, iş kazasının oluşunda kusur oranlarını tesbit etmek üzere bir avukat, bir mühendis ve bir de doktordan müteşekkil üç kişilik bir bilirkişi kuruluna inceleme yaptırmıştır.
Bilirkişi kurulu birlikte sebebiyet verme konusunda bir fikir birliği halinde bulunmamışlardır. Ezcümle mühendis bilirkişi, kazanın meydana gelişinde işverenin % 70 ve davacının ise % 30 oranında kusurlu olduklarını ifade etmiştir.Buna karşı avukatla doktor ise ortak raporlarında davacının % 10 ve davalının da % 90 oranında kusurlu bulunduklarını belirtmişlerdir. Görüşlerdeki bu tefavüt sebebiyle davalı taraf, meselenin bir kerede Teknik Üniversitede incelenmesini istemiştir. Hiç şüphesiz mahkeme, bir ilke olarak bilirkişi düşüncesi ile bağlı değildir. Ancak işin özelliği ve teknik bilgiye ihtiyaç göstermesi bakımından bir bilirkişi incelemesine lüzum duyulmuştur. Hakkaniyetli bir sonuca ulaşmayı hedef tutmuş olması itibariyle bu gibi meselelerde bilirkişi düşüncesine başvurmakta zorunluk da vardır. Mahkeme de bu düşünceden hareket ederek kusur oranlarını tesbit etmek işini bilirkişilere tevdi etmiştir .
Bilirkişilerin ayrı hukuki sonuçlar doğuran görüş ayrılıkları bilimsel bir tahlile tabi tutulmadan bir tarafın kanısı diğerine tercih edilmiştir. Oysaki İşçilerin Sağlığını Koruma ve İş Emniyeti Tüzüğündeki kurallar gözönünde tutularak düzelenmemiş olan raporları, kesin bir belge niteliğinde kabule imkan yoktur. O halde, özel bilgiyi gerektiren bu meselelerde, anılan tüzük hükümlerine de vakıf bir bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılıp varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmek gerekir. Mahkemenin yetersiz bilirkişi raporuna dayanarak hüküm tesis etmiş olması yasaya ve usul hükümlerine aykırıdır.
3- Davacı yıllık kazancının 14400 lira olduğunu kabul etmiştir. Mahkemenin 14436 lira üzerinden hesabı yapan bilirkişi raporunu benimseyerek tazminat tutarını hüküm altına almış olması, istek sınırlarının aşılması bakımından H.Y.U.K. nun 74 üncü maddesine uygun bulunmamıştır.
4- Bir iş kazası yüzünden açılan tazminat davasının hukuki sebebi, Sosyal Sigortalar Kanunu hükümlerince sağlanan haklar dışındaki zararın ödetilmesi ilkesine dayanır. Ancak malullüğe isabet eden tazminat tutarı tesbit edildikten sonra birlikte sebebiyet verme hali gözönünde tutulup gerçek zarar bulunmak ve en sonunda sigortaca yapılan tediyeler toplamından indirilmek gerekir.
Mahkemenin ilk önce sigorta ödemesini tazminat tutarından çıkarmış olması yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, 2, 3, 4 üncü bendlerinde gösterilen sebeplerden BOZULMASINA, 20.4.1967 gününde karar verildi.