 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1967/11738
K: 1968/565
T: 09.01.1968
DAVA : Davacı Sendika, özel hakem kuruluna açtığı işbu davayla, özet
olarak, taraflar arasında düzenlenmiş toplu iş sözleşmesi gereğince yapılması gerekli zammın uygulanmasını istemiştir. Buna karşılık davalı işveren
sendikası, gene özet olarak, özel hakem kurulunun ancak sözleşmenin uygulama ve yorumuna ilişkin hususlarda çıkacak uyuşmazlıkları karara bağlıyabileceğini, oysa dava konusu uyuşmazlılığın bu nitelikte ve
dolayısıyla özel hakem kurulunun çözümlüyebileceği bir nizam bulunmadığını,
iş değerlendirme sisteminin henüz tamamlanmadığı, tamamlandıktan sonra bu
sistem uyarınca verilecek olan zamların sözleşmede tesbit edilen tarihe göre uygulanacağını bildirerek davanın reddini talep etmiştir. Özel hakem
kurulunca, uyuşmazlık yetkisi içinde görülerek, yevmiye dört lira ücret
zammının uygulanmasına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz
edilmiştir.
KARAR : Davacının isteği, hukuki nitelikçe toplu iş
sözleşmesinin işçi ücretlerine zam yapılmasıyla ilgili 25, (d) 1. maddesinin kendi anlayışı çevresinde uygulanması talebine ilişkindir. Bu yolda bir
isteğin anılan maddenin yorumu ve uygulanmasıyla ilgili bulunduğu
şüphesizdir. Öbür yandan, Üst Kurulca karara bağlanmayan uyuşmazlıkların
çözümü için özel hakeme başvurulabileceği ve Üst Kurulun toplu iş
sözleşmesinin yorum ve uygulamasından doğacak çekişmelerin şikayet kademeleri yoluyla çözümlenmemesi
durumunda incelemek yetkisine sahip bulunduğu, toplu iş
sözleşmesinin 17. maddesi hükmü gereğidir. Olayda sözü edilen prosedüre
uyulduğu anlaşılmaktadır. Şu hale göre uyuşmazlık, özel hakem kurulunun yeti alanı içinde bulunmaktadır.
Bundan başka, hakem kararları ancak HUMK.'nun
533. maddesinde sınırlı olarak gösterilen sebeplerin varlığı halinde
bozulabilir. Gerçi, sözü edilen maddede hakemlerin yetkileri içinde
bulunmayan bir konu hakkında karar vermeleri bozma sebebi olarak öngörülmüştür. Ne var ki 519. madde bu hükmün kapsamına dahil
bulunmamaktadır. Gerçekten bu konuda bozmayı gerekli kılacak yön, yetki
hususunda çıkan uyuşmazlığın mahkemeye sunulmamış olması değil, hakeme açılan davanın hakemlerin yetkileri içinde bulunmaması noktasıdır. Yoksa, aslında
hakemlerin yetkisi içinde olan bir dava, sırf bu davanın hakemler
aracılığıyla çözümlenmiyeceği hususunda mahkemeden bir karar alınmadı diye,
bu davaya ilişkin hükmün Yargıtay'ca bozulmasına Usul hükümleri ve özellikle tahkim müessesinin mahiyeti cevaz vermez. Diğer temyiz itirazları da 533.
maddede gösterilen sebeplerden hiç birine uymamaktadır. O halde, temyiz
itirazları reddolunmalı ve hüküm, onanmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerden dolayı temyiz olunan hükmün ONANMASINA, 9.1.1968 tarihinde karar verildi.