 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1966/12273
K: 1966/11611
T: 15.12.1966
DAVA : Dava, grev kararı uygulayan işçi Sendikasının, bu greve katılmayan işçilerin çalışma serbestisini ihlal maksadiyle işyerine ham ve iptidai madde girmesine engel olduğu ileri sürülerek vaki muarazanın önlenmesi isteğinden ibarettir.
Mahkeme, muarazanın önlenmesi isteğinin, 275 sayılı Yasa hükümlerine uygun bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddeylemiştir.
Buna karşı işveren, mahkeme kararının, kanuni gerektirici sebeplere dayanmadığını ileri sürmüştür.
KARAR : Gerçekten işyerinde greve katılmayan işçiler bulunduğu konusunda bir uyuşmazlık yoktur. Öteyandan 275 sayılı Kanunun 25 nci maddesinde, hiç bir süretle istihsal veya satışa matuf olmamak kaydiyle :
a) Niteliği bakımından sürekli olmasında teknik zaruret bulunan işlerde faaliyetin devamlılığını ;
b) İşyeri güvenliğinin, makina ve demirbaşlarının, ham, yarı mamul ve mamul maddelerin bozulmamasını sağlayacak sayıda işçinin greve katılmayacağı yazılıdır. Ancak; işverenin isteği, anılan maddede yazılı işçilerin, istihsal veya satış faaliyetlerini devam ettirme maksadına yönelmiş değildir. Az önce de işaret edildiği gibi işyerinde greve katılmayan işçiler vardır. Bundan başka 275 sayılı Yasanının 24. maddesine göre, işveren, greve katılmayan işçileri çalıştırıp çalıştırmamakta serbesttir. Bundan başka anılan maddenin 1. fıkrası işyerinde grevin uygulanmaya başlamasıyle birlikte işçilerin işlerinden ayrılmak zorunda oldukları hakkında emiredici bir hüküm koymuştur. Hiç şüphesiz grev hürriyeti ilkesine bağlı bir haktır. Ancak; bu hakkı kullananların, greve katılmayanları çalışmaktan menetmeleri kanunen yasaktır. 275 sayılı Yasanın 31 nci maddesinde, kanuni ve grev kararına uyulmasını sağlamak için cebir, şiddet ve tehdit yollarına başvurmaksızın propaganda yapmak ve kendi üyelerinin grev kararına uyup uymadıklarını denetlemek amacıyle, işyerinde grev ilan etmiş olan işçi teşekkülünün, işyerinin giriş ve çıkış yerlerine, kendi mensupları arasından en çok ikişer grev sözcüsü koyma yetkisine sahip bulunduğu belirtilmiştir. Bununla beraber sözü geçen maddenin son fıkrasında, çalışma serbestliğinin her halde saklı olduğu bir kere daha teyit edilmiştir. O halde; işverenin isteği, anılan maddelerin kapsadığı hukuki prensipler gözönünde tutulmak suretiyle tahlil ve mütalaa edilmek gerekir.
Greve katılmayan işçilerin fabrikadaki normal faaliyetin devamlılığını sağlayacak bir sayıda bulunmamış olmaları, kanunun yapılmasını yasak ettiği hareketlere meşruluk karekteri izafe edemez. Mahkemece bu hukuki esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı sebep ve düşüncelerle isteğin reddi yasaya ve usule aykırıdır ve davacı tarafın temyiz itirazı bu bakımdan yerindedir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, 15.12.1966 gününde oybirliği ile karar verildi.