 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1972/4296
K: 1972/3706
T: 19.10.1972
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı izalei şuyu davasına dair karar, davalı vekili avukat S.A. tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, taşınmaz mal ortaklığının giderilmesi isteminden ibarettir. Mahkemece, satış sureti ile ortaklığın giderilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu yer, davalıya ait eski bir bina iken, yıkılıp yerine yeni bir apartman yapılmıştır. Davalı duruşmada kat mülkiyetine çevrilmesini istemiş, mahkemece bozmaya uyularak verilen 10.2.1969 tarihli kararla taşınmazın kat mülkiyetine çevrilmesine karar verilmiş, davacılar vekilinin temyizi üzerine Dairece 12.6.1969 gün ve 1355/2617 sayılı kararı ile 634 sayılı Kanunda gösterilen belgeler tamamlanarak ve paylar denkleştirilerek ve gerekirse ivaz ilave edilerek tasarruf şeklinin kat mülkiyetine çevrilmesinin mümkün olup olamayacağının tapu işlerinden anlayan bilirkişiler marifetiyle keşif yapılarak tespit edilmesi sebepleriyle karar bozulmuş ve mahkemece bozmaya uyularak bilirkişiden alınan rapor gereğince anagayrimenkulün bir kısım bölümlerinin tamamlanmamış olmasından, kat mülkiyetine çevrilemeyeceği nedeniyle taşınmazın satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiştir. Ancak, taşınmaz malın tamamı aslında davalı V.B.M.'nın iken, müteahhit olan davacılara iki bağımsız bölüm (daire) karşılığı 2/3 payını verdiği ve yapı tamamlandıktan sonra taşınmaz mal, kat mülkiyetine çevrilerek iki dairenin davalıya verileceği hususunda tarafların anlaştıkları 19.7.1971 tarihli resen satış vadi sözleşmesinden anlaşılmıştır.
Davacılar bu yolda taahhüt altına girmiş olduklarına ve son bozmada işaret edildiği üzere gerekli işlem yapıldıktan sonra taşınmazın kat mülkiyetine çevrilmesi gerekli iken ve bozmaya uyulmuş olmasına rağmen anagayrimenkulü tamamlamamaları davacıların kusuru olduğuna ve davacılar bu hususu yerine getirmediklerine göre, davanın reddine karar verilmesi gerekirken bundan zuhul olunması, usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ : Son hükmünde açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), 19.10.1972 tarihinde oybirliği ile karar verildi.