 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1972/20
K: 1972/825
T: 11.10.1972
DAVA : Davacı, davalının kiracı sıfatıyla işgal etmekte bulunduğu dükkanı satın aldığını, bu dükkanda kendi işini devam ettireceğinden bahisle davalıya dükkanı tahliye etmesi için ihtarname tebliğ ettiği halde tahliye etmediğinden davalının mecurdan tahliyesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece verilen, davanın kabulüne ilişkin kararın davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesince (yerinde yapılan keşifte davacıların kiracı bulundukları dükkan, dava konusu kiralanandan davacıların yaptıkları şekercilik işine uygun olduğu ve davacıların tahliye tehdidi altında bulunmadıkları anlaşılmıştır. Bu durumda red kararı verilmesi gerekirken bundan zuhul olunması yolsuzdur) gerekçesiyle bozulmuş ve mahkemece bazı sebep ve düşüncelerle önceki hükümde direnilmesine karar verilmiştir.
Anayasanın 36. maddesinin birinci fıkrasında, herkesin mükiyet hakkına sahip olduğu açıklandıktan sonra ikinci fıkrasında bu hakkın ancak kamu amacıyla, kanunla sınırlanabileceğine işaret edilmiştir.
Olayla ilgili gayrimenkul kiraları hakkındaki 6570 sayılı Kanunun 7. maddesinin d bendinde aynen (gayrimenkulü Medeni Kanunun hükümlerine göre iktisap eden kimse kendisi veya eşi veya çocukları için tamamen veya kısmen mesken olarak ve yine kendisi veya eşi veya çocukları için bir meslek veya sanatın bizzat icrası maksadıyla işyeri olarak kullanma ihtiyacında ise iktisap tarihinden itibaren bir ay zarfında kiracıya keyfiyetten ihbarname ile haberdar etmek şartıyla 6 ay sonra tahliye davası açabilir) denilmektedir. Bu kanun, Borçlar Kanununun kiraya müteallik hükümlerine, uygulandığı yerlere münhasır olmak üzere yeni hükümler getiren sosyal, ekonomik zaruretleri gözönünde tutan bir amme kanunudur ve mülkiyet hakkını kamu yararı amacıyla sınırlamış bulunmaktadır. Bu itibarla davacının mücerret dava konusu dükkanı satın alarak mülkiyetine geçirmiş olması ve bu dükkana ihtiyacı olduğunu ileri sürmesi mecurun tahliyesi için kafi bir sebep teşkil etmez. Kanunda sözü edilen (ihtiyaç) kelimesi, gereklilik, çaresiz kalıp isteme manasındadır. Davacının iş yeri olarak kullanma ihtiyacında bulunduğunun, başka bir deyişle çaresiz kalıp isteme manasındadır. Davacının iş yeri olarak kullanma ihtiyacında bulunduğunun, başka bir deyişle çaresiz kalarak tahliye isteğinin ve tahliye tehdidi altında bulunduğunun veya boşaltılması istenen yerin halen kirası altında bulunan yere nazaran daha elverişli olduğunun sübutu lazımdır. Davacının gerçek ihtiyacı ve tahliye tehdidi altında bulunduğu hususundaki delilleri sorulup toplanmamıştır. 6570 sayılı Kanunun yukarıda açıklanan vaz'ı sebebi gözönünde tutulmadan ve eksik inceleme ile davanın kabulü yolsuz ve özel daire bozma ilamına uyulması gerekirken eski hükümde direnilmesi yasaya ve usule aykırıdır. Direnme kararının bozulması gerekmektedir.
SONUÇ : Davalının temyiz itirazlarının kabulüne ve direnme kararının yukarıda yazılı nedenlerle HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 11.10.1972 gününde oybirliğiyle karar verildi.