 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
6. Ceza Dairesi
E: 1969/4725
K: 1969/5192
T: 20.09.1969
DAVA : Sanıklardan Mehmet Güçlü akabi hadisesinde, jandarmaya verdiği ifadesinde hırsızlığa karar veren sanıkların kendisine müracaatla aç kaldıklarını ve taksi ile Yalova'ya götürmesini oradan tel çalacaklarını bildirmeleri üzerine evvela kabul etmediğini ve fakat sonra razı olup beş kişi birlikte Yalova'ya oradan da çınarcığa gittiklerini diğer sanıkların evvelce ceryanı sonrada telleri kesdiklerini kendisininde civarda arabayı yıkadığını bir müddet sonra geldiğinde kesilen dokuz kangal teli arabasına yüklediklerini ve Üsküdar'a geldiklerinde yakalandıklarını ve bu hadiseden evvelce Ümraniye'de 13 kilo kadar tel çalıp birlikte taksime götürdükleri söylemiş ve diğer sanıklarda bu ifadeyi teyit eder mahiyette beyanda bulunmuşlardır.
Duruşmadaki Hasan Karaca'nın hırsızlığı yalnız başına yaptığı yolunda verdiği ifade samimiyetten uzak görülmüştür.
TCK.nun 64. maddesinde (bir kaç kişi bir cürüm veya kabahatin icrasına iştirak ettikleri takdirde fiil irtikap edenlerden veya doğrudan doğruya beraber işlemiş olanlardan her biri o fiile mahsus ile cezalandırılır) denilmektedir.
Her ne kadar suçu doğrudan doğruya beraber işleyen aillerin hareketleri mahiyetleri itibarile feri isede, maddi şekilleri ve fiilin işlenmesinde hem zaman oluşları bakımından asli bir iştirak faaliyeti halinde tezahür eder.
Filhakika suçu doğrudan doğruya beraber işleyen kimseler suçu meydana getiren hareketleri icra etmişlersede irtikap edenle birlikte suçun tahakkukuna iştirak etmişlerdir. Bunlar fiilin icrasında doğrudan doğruya müessir olan faaliyette bulunmuşlardır.
Olayda ise yukarıda izah edildiği üzere evvelce hırsızlık yapacakları hususunda sanık Mehmet Güçlü'den gayri sanıklar anlaşmışlar keyfiyeti Mehmet'e bildirmişler oda bu anlaşmayı kabul ederek bunlarla beraber Yalova Çınarcığa gelmiş tellerin kesilmesini beklemiş ve beraber yüklüyerek satılmak üzere İstanbul'a götürmüşler bu hareketleri suçun unsuru ve nede şiddet sebebi değilsede suçun icrasında doğrudan doğruya müessir olacak faaliyetlerdir.
Bu itibarla suçun doğrudan doğruya beraber işleyenlerin faaliyeti mahiyeti itibarile feri gibi gözükmesine rağmen her iki tarafın hareketi bir kül teşkil etmesi bakımından asıl olarak kabulü gerekmektedir. Buna göre sanık Mehmet Güçlü hakkında 64. maddenin tatbiki icap ederken 65. maddenin uygulanması.