 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1972/16426
K: 1974/1516
T: 26.03.1974
DAVA : Davacılar avukatı; müvekkillerinin davalıların haksız eylemi yüzünden 6000 lira zarara uğradıklarını ileri sürerek alınmasını istemiştir.
KARAR : Yapılan yargılama sonunda; sabit olmayan davanın reddine karar verildiğine ilişkindir.
Temyiz eden ve duruşma isteyen: Davacılar avukatı.
1 - Uyuşmazlık işgal tazminatından doğmuştur. Davacılar küçük yaşta iken babalarının ölümü yüzünden yararlanmadıkları yerin davalıların elatması nedeniyle gelirini elde edemediklerini ileri sürerek mahsul bedeli istemişlerdir. Her ne kadar çekişmeli yer tazminat istenen dönemde boş kalmış ve ekilmemiş ise de şayet davalı davacıların ekme girişimlerini 5917 sayılı Yasaya göre önlememiş olsa idi davacılar buradan yararlanacaklardı. Çünkü toplanan delillere, tanık ve bilirkişi sözlerine göre çekişmeli yer dört yanı arkla çevrili ve kuru mahusul dahil her türlü ekime elverişlidir. O halde davacıların davalarında ileri sürdükleri olay yorum yoluyla ve Medeni Yasanın 4. maddesine göre elatmanın önlenmesi nedeniyle uğranılan zarar olarak kabul edilmek gerektir. Mahkemenin olayları ileri sürülüş biçimini gözetmemesi bozma nedenidir.
2 - İşgal zararı gelir getirebilecek bir yerin işgali nedeniyle maliklerin o yerden olağan biçimde yararlanmaması yüzünden mal varlığındaki artışa engel olarak nitelenir. Bu engel olmanın sağladığı mal varlığına girmeyen çoğalma en az kira, en çoğu da tam gelir yoksunluğu olarak değişebilir. Davaıcılar tam gelir istemişlerdir. Davalı yerden hiç yararlanmamıştır. Tazmin yükümlülüğü davalının yararlanmasına göre hesaplanmaz. Çünkü giderinin amacı elatma olmasaydı malikin mal varlığı ne durumda olacak idi ise o durumun sağlanmasıdır.
3 - Davacıların tapusu babalarında kalmış ve 319 tarihlidir. Tanık sözlerine göredavalı değirmeni sonradan almış ve yer tapusunun dışında davacılarıntapusu içinde bulunmuştur. Her tapu sahibi tapusunun sınırları bakımından her zaman iyi niyetli sayılmaz. Kendisinden beklenen özeni göstermeyen kişi iyi neyetli sayılamaz. Davalı küçüklükleri sebebiyle davacıların yararlanamadığı yerin gerçetne kenditapusu içinde girdiği konusunda kendi yetişme seviyesinde dahi losa bir araştırma yaptığını, yanlış da olsa bu yerin tapusu içinde kaldığı kanısına uluşsa bu takdirde iyi niyetli sayılır. O zaman Medeni Yasanın 970. maddesi hükmünce kendisinden işgal tazminatı istenemez. Fakat davalının iyi niyetli olduğu hakkında hiçbir delil yoktur. Mahkeme davalının iyi niyetli olduğunun dililini göstermemiştir. Her iki tarafındığı tapuda miktar yoktur. Fakat cephe dapularını sınırlarını bilmektedir İçtihadı Birleştirme Kararının amacı olan iyi niyetin bu olayda gösterilen biçimde inclenmemiş olması bozma nedenidir.
4 - Elatma kararının ilişkin bulunduğu yer bu davanın konusu olan yerin dışındadır. O halde kesin hüküm de davalı iyi neyetli kabul edilse bile iyi niyet bu davanın konusu için delil sayılmaz. Bu yön dahi gözetilmelidir.
5 - Davacı tanıkları (S), (M), (B) ve (A) davalı tanıklarının sözlerine ve keşif sonundaki raporu göze tazminata hükmedilmemesi bozam nedenidir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin harcın istek halinde geri verilmesine 26.3.1974 gününde oybirliğiyle karar verildi.