Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E:1972/14458
K:1974/822
T:21.02.1974
* ZİLYETLİK
* MÜLKİYETİN TESCİLİNİ İSTEME HAKKI
* KARARININ NİTELİĞİ BELİRLEYEN VE İHDAS HÜKÜMLERİ
* ZİLYETLİĞİN SAVUNMAYA KONU EDİLEBİLECEĞİ DURUM TESCİL OLANAĞININ SINIRI
* ZAMANAŞIMI İLE İKTİSABIN OLANAKSIZLIĞI
* DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ
* ZARARIN HESAP TARZI
1 - Medeni Yasanın 639. maddesi uyarınca bir taşınmazın yirmi yıl aralıksız ve çekişmesiz malik sığ atiyle kullanılmasının sağladığı hak mülkiyet hakkı olmayıp (mülkiyetin kendi adına tescilini isteme hakkı) dır. Tescil ilamı mülkiyeti saptamayıp (ihdas) eder. 766 Sayılı Yasanın 92. maddesine bu tescil isteme hakkının savunma yoluyla ileri sürebileceğinin benimsenmesi - genel esası değiştirmeyen bir istisna hükmü olup belediye sınırları içinde uygulanmaz.
2-Uygulama olanağı bulunan durumlarda 766 Sayılı Yasanın 33. maddesinin tescil için benimsediği miktar toprak ve tarım reformu konusundaki 1617 Sayılı Yasa ile geriye doğru yürür biçimde yirmi dönüme indirilmiştir.
3-Kayıp kişilerden hazineye kalan tapulu yerler zaman aşımı ile kazanılamaz.
4-Tescilin olanak kazandığı durumlarda 20 yılın dolduğuna ilişkin delillerin değerlendirilmesinde yanlışlığa düşme bozma nedenidir.
5-Taşınmazın tapu kaydının başkası adına gereksiz geçirilmesi değil, ondan iyi niyetli kişiye geçişi gerçek malikin mülkiyetini sona erdirir, mal varlığından eksilme bu iktisabın sonucu olduğuna göre o gündeki değer malikin zararıdır. o halde giderin gereksiz tescil veya çok daha sonraki değere göre değil iyi niyetli kişiye geçiş günündeki değer tutarında hesaplanması gereklidir.
Davacılar avukatı, davalıların haksız işlemleri sonucu müvekkillerinin 72.000 lira zarara uğradıklarını ileri sürerek alınmasını istemiştir. Karar: Yapılan yargılama sonunda: davacıların 70.000 lira zarara uğradıkları bilirkişi raporu ve belgelerle sabit olduğundan bu paranın davalılardan ortaklaşa ve mütesaviyen alınarak davacılara ödenmesine karar verildiğine ilişkindir.
Temyiz eden ve duruşma isteyen: Hazine.
Temyiz eden: Belediye avukatı:
İşin duruşmaya bağlı olduğu anlaşılarak ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde temyiz eden hazine adına avukat E. Ü. gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşuldu:
1 - Uyuşmazlık, davacının zaman aşımı ile iktisap ettiğini iddia ettiği Belediye sınırları içinde kalan 12 hektar yerin 11.9.1963 de Hazine adına tescilinden sonra bunun 7 dekarlık bölümü 7367 Sayılı Yasa uyarınca davalı Belediyeye devredilmesi sonunda Belediyece 31.5.1966 da Milli Eğitim Bakanlığına satılması itibariyle 72.000 lira tutarındaki yer değerinin ödetilmesi isteğinden doğmuştur. Davacı kazanma zaman aşımı süresince bu yeri kullanıp etrafını duvarla çevirdiğini (ahır ve merek) yaptığını ileri sürmektedir. Böylece uyuşmazlık zilyetlik yolu ile iktisaba dayanıp davalı hazinenin 1963 yılında çıkarttığı tapunun kendi mülkiyet hakkını halde uğratıp zarar verdiği esasına dayanmaktadır. Oysa Medeni Yasanın 639. maddesi hükmünce 20 yıl aralıksız ve çekişmesiz malik sıfatı ile kullanmanın sağladığı hak mülkiyet hakkı olmayıp mülkiyetin tescilini isteme hakkıdır. Mülkiyet tapu siciline kayıtla veya kaydın gerektiğine ilişkin ilamın kesinleşmesi ile kazanılır. Zaman aşımı ile kazanılan hak tescili isteme hakkı olup mülkiyetin kendisi değildir. 639. madde hükmünce verilen ilam mülkiyetin doğduğunu değil mülkiyetin kendisine verilmesine isteme hakkının doğduğunu ve istekli yararına mülkiyeti kazandırıp tesis ve ihdas ettiğini açıklar. Başka bir deyimle tescil ilamı, hakkı tesbit değil ihdas eder. 0 halde davacının doğmuş bir mülkiyet hakkı yoktur. 766 Sayılı Yasanın 92. maddesinde bu hakkın savunma yolu ile ileri sürülebileceği benimsenmiş ise de bu hak arazi kadastrosunun uygulandığı yerlere ilişkin olup ilçe Belediye sınırları içinde olduğu uyuşmazlık konusu olmayan yer için özellikle tapulamanın başladığı anlaşılmayan yerlerde bu kuralın uygulanması olanağından söz edilemez. Bütün bunların dışında 766 Sayılı Yasanın 33. maddesi hükmünce daha önceleri 20 dönüm sınırı ile kayıtlı bulunan vergi kayıtsız tescil isteme hakkı 100 dönüme çıkarılmış ise de davacının ileri sürdüğü fark ve davalının dayandığı tapu tek parça halinde 100 dönümü aşkın 12 hektar olması itibariyle tanınması olanağını belli koşulların sübuta ermesine bağlıdır. Bu yönler ispatlanmamıştır. Bütün bunların dışında toprak ve tarım reformu ön tedbirleri hakkındaki 19.7.1972 gün ve 1617 Sayılı Yasanın 20. maddesi ile bu miktar yine 20 dönüme indirilmiş olup ek maddesi ile 33. madde hükmünü geriye doğru yürür biçimde değişmiştir. Bu yürütme yalnız ayın hakkında açılmış bulunan davalara uygulanmaz. 0 halde mahkemenin davacının ihdas edilmiş bir mülkiyet hakkı bulunmadığı gözetmeden davayı kabul etmiş olması anılan esaslara aykırı olup bu nedenle dava red edilmelidir.
2 - Davacı çekişmeli taşınmaz mal dışında kalan 90 metrekare genişliğindeki bir yere tapu ile sahiptir. Tapusunun sağı envali metruk eden 78 nolu, solu keza envali metruken 82 nolu hane harabesi, önü ve arkası yol ile çevrilidir. Anlaşıldığına göre davacı kendi tapulu yerinin kıyısında bulunan kayıp kişilere ilişkin yerleri çevirerek temellüke kalkışmıştır. Oysa kayıp kişilerden hazineye kalan yerler tapulu ise bu yerler zaman aşımı ile kazanılamaz. İçtihadı Birleştirme Kararı buna engeldir. 0 halde davacının tapusunun el değiştirme kayıtları ne varsa tapudan metruk malları kayıtları celp edilerek yerinde uygulama yapılmaması benimsenme biçimi bakımından bozmayı gerektirir.
3 - Davacı, zilyetliğini ispat için ikisi duruşmada 5 tanık dinletmiştir. Duruşmada dinlenenler D. A. ve K. Ş. davacı K. nin çekişmeli yeri 1944 yılında t. Adan aldığını açıklamışlardır. Keşifte dinlenen tanık Asker Y. yeri, davacının 30 - 35 yıl evvel satın aldığını 1972 yılındaki tanıklığında bildirmiştir. Tanık N. S. davacı K. nin bu yerin 1938 de duvarla çevirip zilyedi olduğunu açıklamıştır. Oysa satıcı olduğu bildirilen t. A. tanıklığında uyuşmazlık konusu yeri bir köylü olan ve 3 yıldan beri zilyet bulunan H. İ. den satın alıp bir yıl kullandıktan sonra 1947 de davacıya sattığını bildirmiştir. Böylece tanıklardan hiçbirisinin açıklaması ötekini tutmamaktadır. Davacıya asıl satıcı olan t. nin açıklaması doğru sayılsa bile 20 yıllık zilyetliğin ay ve gün itibariyle ikmal edilip edilmediği ispatlanmış olmaz. Hesaba göre zilyetliğin ihdası H. t. nin eli ile 1944 te veya 943 de olup Hazine tapusu 11.9.1963 olduğuna göre 20 yılda 35 F tamamlandığı ispatlanmıştır. Oysa davanın kabulü için bu yönünde ispatlanması zorunludur. Bu yönlerin düşünülmemesi dahi benimsenme biçimi yönünden bozmayı gerektirir.
4- Davacı yerin yeni maliki Milli Eğitim Bakanlığının iyi niyet sahibi olduğunu davasının esasında benimseyerek bu tazminat davasını açmıştır. 0 halde iyi niyet sahibi kişinin iktisabı tarihi olan 31.5.1966 da mal davacının mefruz mülkiyetinden çıkmıştır. Bu dava tazminat davasıdır. 0 halde zarar yerin mal varlığında çıktığı ileri sürülen zarar günündeki değere göre hesaplanmak gerekir. 0 halde mahkemenin 12.6.1972 günlü keşifte bilirkişilerin dava günü olan 27.6.1970 günündeki rayice göre biçtikleri değer üzerinden tazminatı hesaplanmış ve hüküm altına alınması dahi benimseme biçimi yönünden bozma sebebidir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın gösterilen nedenlerle bozulmasına, ve davalılardan Hazine yararına takdir edilen 850 lira duruşma avukatlık parasının davacılara yükletilmesine, peşin harçların istek halinde geri verilmesine 2 1.2.1974 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini