 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Ceza Dairesi
E: 1971/574
K: 1971/1209
T: 06.04.1971
DAVA : 1- Mahkeme kararının, tazminatın reddine ilişkin kısmında, dilekçenin resmen evli olduğu, eşini Almanya'da öldürtmekten dolayı Alman Kanunlarına göre iki sene hapis cezasına mahkum edilmiş olduğu ve kendisi için TCK.nun 5. maddesinin uygulanması gerekirken ceza tertibine yer olmadığına karar verilmiş ise de; davacının tutuklu kalması işlediği adam öldürmek suçunun neticesi olup (Haksız bir tutuklama olmadığı) cihetle 466 sayılı Kanun gereğice tazminat isteğinin reddine karar verildiği açıklanmıştır.
Mahkum müdafii müvekkilinin Alman Mahkemesince karısını öldürmekten dolayı mahkumiyetine hükümedilip ceza infaz olunmuş bulunmasına göre TCK.nun5. maddesinin uygulanamayacağını ve tazminata hüküm edilmesi gerekeceğini ileri sürmüş ise de;
2- TCK.nun 5. maddesi gereğince Devletin yabancı memlekette suç işleyen yurttaşını cezalandırması, suç failine göre kişisellik ilkesinin ve egemenlik hakkının tabii bir sonucudur. Yabancı memlekette hüküm verilmiş olması halinde Türkiye'de yeniden yargılama yapılmaması ancak ve mutlaka müsbet bir Türk Hukuku hükmü ile mümkündür. Halbuki TCK.nun 5. maddesinde veya Türk Kanunlarının hiçbirinde böyle Türk Devletinin egemenlik yetkisine giren yargı hakkını kısıtlayıcı bir hükme yer verilmemiştir. Nitekim Çağdaş Batı Ceza Kanunlarında, Yabancı memlekette yargılanıp mahkum edilen vatandaşa ülkesine döndüğünde uygulanacak hükümler açıkça gösterilmiştir. Mesela Fransız Ceza Usulü Kanununun 7. maddesinin 2. fıkrasına göre yabancı memlekette kesin bir mahkumiyete uğrayan ve bu cezası infaz edilen vatandaş için Fransa'da takibat yapılmaz. Yine İsviçre Ceza Kanununun 3. maddesinde de yabancı memlekette kesin hükümle mahkum edilen ve cezası da infaz olunan vatandaş İsviçre'de yeniden yargılanır ve ancak İsviçre Hakimi çekilen cezayı hüküm edeceğe cezadan mahsup eder (GÖZÜBÜYÜK, Devletlerarası Ceza Hukuku, Ankara, 1959, S.32.22).
Devletler arasında, milli yargı hakkını karşılıklı olarak sınırlayıcı anlaşmalar olmadıkça aynı suçtan dolayı iki defa yargılanmama (Non bis in idem) kuralı münhasıran milli ülkede uygulama değerine sahiptir (Donnedieu de Vabres, Lesprincipes Modernes du Droit, penal internatinational, Paris S. 28,29, mot 28).
Nitekim 18 Mart 1968 tarih ve 1034 sayılı Kanunla onanmış olan (Ceza işlerinde Karşılıklı Adli Yardım Avrupa Sözleşmesi)nin 1. maddesinin 2. bendinde (işbu sözleşme tutuklama ve mahkumiyet kararlarının yerine getirilmesinde...uygulanmaz) denilmek suretiyle Türk Yargı hakkının hiçbir suretle sınırlandırılmadığı da açıkça teyit edilmiştir. (Resmi Gazete 16.10.1968 sayı 13028). Görülüyor ki Türk hukukunda, yabancı memlekette bir Türk'e karşı cürüm işleyen vatandaşın Türkiye'de TCK.nun 5. maddesindeki şartlara uygun olarak yargılanmasını önleyen milli hiçbir hukuk hükmü mevcut değildir.