 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Ceza Dairesi
E: 1971/2372
K: 1971/2391
T: 17.06.1971
DAVA : 1- Nisbi harç hüküm edilmemesi ve 6136 sayşılı Kanuna göre tayin edilmiş olan para cezasının infazına karar verilmemesi kanuna aykırı ise de; aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi sayılmamıştır.
2- Aralarında mevcut geçimsizlik sebebiyle sanığın hadise gecesi başlayan münakaşada izinsiz taşıdığı tabancasıyla ateş ederek eşi Ünzile'yi karnından ve sağ gözünün altından girme kurşunlarla yaralayıp kasten öldürmüş olduğu tevil yollu ikrarı, kamu tanığı H.Ç. ve diğerlerinin birbirini tamamlayan anlatımları ile sair toplanan delillere göre, suçlarının sübutu kabul, soruşturmadan edilenilen sonuçlara uygun olarak vasfı tayin, cezayı azaltıcı sebebin mahiyet ve suçun işlendiği ve hükmün verildiği zamanda cezai ehliyete sahip olduğu takdir edilmiş, verilen hükümde usul ve kanuna aykırı bir cihet görülmemiştir.
3- Her ne kadar sanığın fiili işlediği zamanda akıl hastalığı veya akli maluliyete tutulmuş olması itibarıyla cezai ehliyeti olmadığı savunulmuş ve Bakırköy Akıl ve Sinir Hastalıkları Sağlık Kurulu'nun 29.8.1968 tarihli raporunda sanığın (suç zamanında psikoz içinde olduğu ve bunun epileptik mahiyette olabileceği ve bu akıl hastalığının tesiri altında suçu işlediği ve TCK.nun 46. maddesi gereğince cezai ehliyet olmadığı) bildirilmiş ise de;
a) Psychos ruh tababetinde ruh faaliyetinde düzensizlik yaratan ruh hastalığı olup ruhi yapıda düzensizlik olan maluliyet - infirmite - mahiyetinde olmamasına ve ayrıca ruh hastalığı - psyhoses- nın (genel ruh hastalığı -psychoses generalisees-) veya (esaslı ruh hastalığı -Psyhoses essentielles-) şekillerinde iki türlü olup (Larouse medical, Paris 1952, SH. 912) bahse konu kurul raporu bu tıbbi bulgu ve teşhisten ve yoksun ve müphem mahiyet taşınmasına,
b) Sanığı müşahade altında tutan ve tıbbi muayenesini toplu halde yapan Adli Tıp Kurumu Adli Tıp Meclisinin 28.10.1968 tarihli raporunda, sanığın (ceza ehliyetine müessir olabsilecek bir akıl hastalığı tesbit edilmediği, suçu işlediği sırada TCK.nun 46 veya 47. maddelerine uyar şekilde bir akıl hastalığı bulunmadığı) bildirilmiş, aynı meclisin 19.12.1969 tarihli ek raporunda da sanığın cezai ehliyetine müessir olabilecek bir tıbben bir zaruret bulunmadığı açıklanmış olmasına ve kaldı ki, cezai mesuliyetsizlik için akıl hastalığı yeter olmayıp ayrıca bu akıl hastalığnın aynı zamanda sanığın şuurunu ve hareket serbestisini kaldıracak mahiyette bulunması da zaruri olmasına göre sanığın ve duruşmada müdafiinin işaret edilen hususlarda ilişen temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddiyle hükmün tebliğnamedeki mütalaa gibi (ONANMASINA), depo parasının gelir kaydına, oybirliği ile karar verildi.