 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Ceza Dairesi
E: 1970/2331
K: 1970/2769
T: 10.10.1970
DAVA : 1 - Toplanan delillere göre sanıklar Ömer ile İsmail için Mahkumiyetlerine ait hükümde bir isabetsizlik görülmediğinden müdahilin itirazlarının reddile bu sanıklara ait hükmün (ONANMASINA),
2 - Evvelki hüküm dairece incelenerek 19.6.1966 tarihli otopsi raporunda asfiksili ölümlerde bulunması gereken arazlardan bahsedilmemiş ve iç organların ve beynin normal görünüşte olduğu bildirilmiş bulunmasına, ilk soruşturmada ve keşif sırasında dinlenen tanıklardan bir kısmı öldürülenin kavga aralandıktan sonra mecalsiz ve koltuklarından tutulmak suretiyle bir kaç adım yürütüldüğünden bahsetmiş olmalarına göre dosyanın Adli Tıp Meclisine gönderilerek afsiksili ölümlerde cesedin dış görünüşünde ve iç organlarında bulunması gereken arazlar mevcut olmasa da ölümün asfiksiden husule gelmiş olabilip olamayacağının ve asfiksili ölümlerde elle gırtlağı sıkılarak boğulan kimsenin birkaç adım yürütülebilip yürütülemiyeceğinin sorulması ve alınacak tıbbi mütalaaya göre bir karar verilmesi hususlarından bozulmuş, bu defa mahkemece bozmaya uyularak işaret edilen hususlar Adli Tıp meclislerinden sorulmuş 5.1.1970 tarihli meclis çoğunluk mütalaasında netice olarak (ölümün el ile boğma sırasında asfiksi ile olmadığı, müessir fiil sonrası travma şoku e vagal - refleks inzimamı ile meydana gelmiş olacağı) bildirilmiş, adı geçen meclis iki üyesinin azınlık tıbbi görüşü de (sanığın durumunun, çoğunluk mütalaasının aksine, TCK.nun 451 veya 452/2. maddeleri fıkralarına mümas olmadığı boyun üzerine şiddetli bir tazyik ve tesir yapılmış olmasından sonra inhibitisin veya şokun varit olamayacağı, ölümün sanığın fiili ile doğrudan doğruya bir illiyet bağı bulunduğu) şeklinde açıklanmış Meclisin bir üyesi Adli Tıp uzmanı ise (boğaz sıkılarak asfiksiden öldüğünün kesin delilleri bulunmadığı, ancak şok inzimamı ile ölümün TCK.'nun 451 veya 452/2. maddelerine mümas olmadığı)nı bildirmiştir.
3 - Adli Tıp Meclisinin çoğunlukla verilen tıbbi mütalaasında netice olarak (Ölenin müessir fiile maruz kaldığı, boğazının hoyratça sıkıldığı, bu sebeple yüzde, alında, sağ göz kenarında ve burunda ezik yara husule geldiği boyunda, her iki tarafta cilt üzerinde ve cilt altında adale içinde ekimoz husule geldiği) belirtildikten hemen sonra ne gibi tıbbi bulgular ve sebeplerden ileri geldiği fenni ve tıbbi verilere göre açıklanmadan (bu sırada "Sub-exalia"nın ve buna inzimam eden "Vegal Refba - Travma şoku, neticesinde öldüğü) ileri sürülmüş olmasına göre tahmine dayanan çoğunluk mütalaası esas alınarak sanığın iradesi dışında inzimam eden bir halin mevcut olduğunu gösteren fenni tıbbi delil olmadan TCK.'nun 452. maddesinin 1. fıkrası yerine 2. fıkrasının uygulanmış olması,
Kanuna aykırı müdahilin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görüldüğünden sanık Mehmet Külük'e ait hükmün bu sebepten dolayı (BOZULMASINA), 10.10.1970 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.