Adi Kefalet • Adi Kefilin Sorumluluğunun Koşullari
Ekleyen: Av.tayfun Eyilik | Tarih: 25-12-2006 | Kategori: İçtihat | Not

YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ

E: 2003/10819 K: 2004/346 T: 20.01.2004

Adi Kefalet • Adi Kefilin Sorumluluğunun Koşullari

(BK m. 486)

Özet:Adi kefilin borçtan sorumlu tutula­bilmesi, asıl borçlunun iflas etmesi veya ona karşı başlatılan icra takibinin sonuçsuz kal­ması ya da asıl borçlu hakkında Türkiye’de icra takibi yapılmasının imkansız hale gelme­sine bağlıdır.

Bu koşulların gerçekleştiği kanıtlanma­dıkça, borcun kefilden tahsil edilmesine ka­

rar verilemez.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması so­nunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kıs­men reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılardan TK tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi gereği düşünüldü.


 

KARAR

Davacı, davalılardan EK'ya ödünç para verip, karşılığında iki adet se­net aldığını, bu senetleri diğer davalıların da kefil olarak imzaladıklarını, davalıların borçlarını ödemediklerini yapılan takibe de itiraz ettiklerini ileri sürerek itirazın iptaline, % 40 tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalılar, davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, davaya konu senetlerin kambiyo senedi vasfında olma­yıp, adi senet niteliğinde bulunduğu, Ancak altındaki imzaların inkâr edilmediği bu nedenle senetlerde imzaları bulunan kefillerinde sorumlu bulundukları gerekçe gösterilerek kefiller TK ve VK yönünden davanın kabulüne, diğer davalı asil borçlu EK borca itiraz etmediğinden bu dava­lı yönünden karar ittihazına yer olmadığına karar verilmiş, hüküm, dava­lılardan TK tarafından temyiz edilmiştir.

Davada dayanılan her iki senedin de kambiyo senedi vasfında olma­dığı ve temyiz eden davalının da davalılardan EK’nin borcuna adi kefil ol­duğu mahkemenin de kabulündedir. BK. 486. maddesi hükmünce adi kefilin borçtan sorumlu tutulabilmesi, asıl borçlunun iflas etmesi veya ona karşı başlatılan icra takibinin semeresiz kalması veya asıl borçlu hakkında Türkiye’de icra takibi yapılmasının imkânsız hale gelmesi şar­tına bağlıdır. Davacı, az yukarıda açıklanan bu şartlarının gerçekleştiği­ni iddia ve ispat etmiş değildir. Bu durumda mahkemece, temyiz eden da­valı yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken BK. 484. mad­desine aykırı bir şekilde senette gösterilen miktar da aşılmak suretiyle ya­zılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın dava­lı Talip Kara yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesi­ne, 20.01.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.


(*) Gönderen Av. Hulki Özel Mersin Barosu