T.C. Yargıtay Onbirinci Hukuk Dairesi
Esas No: 2001/2366 Karar No: 2001/3127 Tarihi: 05.04.2001
• Emredici Kural
• Anonim Şirket Yönetim Kurulunun Toplantı ve Karar Yeter Sayısı
ÖZET:
Yönetim kurulu üye sayısı, 5, 7 ve 9... kişi olarak belirlenen davalı şirket anasözleşmesi ile, TTK.nun 312. maddesinde açık ve emredici bir şekilde öngörülen "üç kişilik" asgari sayının üstüne çıkıldığı; aynı Yasanın 330/1 maddesinde öngörülen "aksinin anasözleşme ile kararlaştırılabileceği" hükmünden yararlanıldığı; böylece toplantı yeter sayısı, "yarıdan bir fazlası" ilkesine aykırı olarak "çoğunluk", yani "yarıdan fazla" ilkesinin benimsendiği anlaşılmıştır. Bir ana sözleşme ile değiştirilemeyecek olan emredici husus, şirketin çoğunluk ile yönetilmesine ilişkin ana kuraldır. Davanın dayanağı olan anasözleşmede, bu emrediciliğe aykırı bir hüküm bulunmamaktadır.
(6762 s. m. 312, 330/1)
T.C. Yargıtay Onbirinci Hukuk Dairesi
Esas No: 2001/2366 Karar No: 2001/3127 Tarihi: 05.04.2001
• Emredici Kural
• Anonim Şirket Yönetim Kurulunun Toplantı ve Karar Yeter Sayısı
ÖZET:
Yönetim kurulu üye sayısı, 5, 7 ve 9... kişi olarak belirlenen davalı şirket anasözleşmesi ile, TTK.nun 312. maddesinde açık ve emredici bir şekilde öngörülen "üç kişilik" asgari sayının üstüne çıkıldığı; aynı Yasanın 330/1 maddesinde öngörülen "aksinin anasözleşme ile kararlaştırılabileceği" hükmünden yararlanıldığı; böylece toplantı yeter sayısı, "yarıdan bir fazlası" ilkesine aykırı olarak "çoğunluk", yani "yarıdan fazla" ilkesinin benimsendiği anlaşılmıştır. Bir ana sözleşme ile değiştirilemeyecek olan emredici husus, şirketin çoğunluk ile yönetilmesine ilişkin ana kuraldır. Davanın dayanağı olan anasözleşmede, bu emrediciliğe aykırı bir hüküm bulunmamaktadır.
(6762 s. m. 312, 330/1)
TAM METİN:
Taraflar arasında görülen davada (Nevşehir Asliye ikinci Hukuk Mahkemesi)nce verilen 21.12.2000 tarih ve 2000/390-2000/358 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı, ortağı bulunduğu davalı anonim şirket ana sözleşmesinin yönetim kurulunun toplantı nisabını düzenleyen 8. maddesinin TTK.nun 330. maddesine aykırı ve kanunen geçersiz olduğunu ileri sürerek, bu hükmün iptalini ve yedi kişilik yönetim kurulunun nisap sağlanmadan 8.12.2000 tarihinde toplanarak aldığı kararların geçerli olmadığının tespitini talep etmiştir.
Davalı vekili, mevcut ana sözleşme hükmünün yasaya uygun ve geçerli olduğunu savunarak, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, TTK.nun 330/1. maddesi uyarınca toplantı nisabının yönetim kurulu üye tam sayısının yarısından bir fazlası davalı şirket ana sözleşmesinin 8/5. maddesindeki yönetim kurulunun yedi kişilik olması halinde, toplantı yeter sayısının dört, beş kişi olması halinde ise yeter sayının üç olmasının öngörüldüğü hükmün geçerli olduğu, bu hükmün toplantı yeter sayısının yarıdan bir fazla olması gerektiğine ilişkin yasa hükmüne aykırılık taşımadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava konusu olan uyuşmazlık, anonim şirketlerde yönetim kurulu toplantısında yasada öngörülen toplantı yeter sayısının ana sözleşme değişikliği ile azaltılıp, azaltılamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Bu hususu düzenleyen TTK.nun 330/1. maddesinde toplantı yeter sayısı, ana sözleşmede aksine hüküm olmadıkça yönetim kurulunun üye sayısının en az yarısından bir fazlası alınarak açıklanmıştır. Oysa, davalı anonim şirket ana sözleşmesinin 8/5. maddesinde, 3 kişilik bir yönetim kurulu öngörülmemiş, en az 5, en çok ise 9 kişilik yönetim kurulu üyelerinin bu kurulda görev yapabileceği öngörülmüştür. Keza, aynı maddede 5 kişilik yönetim kurulunun 3, 7 kişilik yönetim kurulunun 4 ve nihayet 9 kişilik yönetim kurulunun ise, 5 üyenin katılımı ile toplanabileceği kabul edilerek, TTK.nun 330/1. maddesinde öngörülen "yarıdan bir fazla" ilkesinden ayrılmıştır.
Davacı taraf, ana sözleşmenin bu hükmünün TTK.nun 330. maddesinin emredici hükmüne aykırı olduğunu ileri sürerek, batıl olması sebebiyle yönetim kurullarının ancak yasada öngörülen yeter sayı ile toplanabileceğini ileri sürmekte, davalı taraf ise, anılan yasadaki aksine sözleşme yapılabileceği hükmünden istifade ile ana sözleşmesinin bu hükmünün geçerli olduğunu savunmaktadır.
Bu durum karşısında, TTK.nun 330/1. maddesi hükmünün emredicilik vasfı ile yine bu maddede yer alan "Esas mukavelede aksine hüküm olmadıkça" ibaresinin bu nitelikteki hükümle nasıl bağdaştırılacağının irdelenip, yorumlanmasını gerektirmektedir. Ne varki, bu inceleme ve yorum yapılırken bu madde sadece tek başına değil, anonim şirketlerde yönetim kurulu üye sayısını belirleyen aynı Yasanın 312. maddesi hükmü ile birlikte ele alınarak değerlendirilmesi zorunludur. Zira, bu kurulun oluşumunu düzenleyen anılan maddenin ilk fıkrasında, yönetim kurulunun en az, 3 kişiden oluşacağı belirtilerek bu husus açık ve emredici bir şekilde hükme bağlanmış bulunmaktadır. Bu durumda her iki hükmün birlikte değerlendirilmesinde, TTK. 330/1. maddesindeki emredicilik vasfının 3 kişilik yönetim kurulu bakımından öngörüldüğünün kabulü gerekmektedir. Diğer bir değişle, anonim şirket ana sözleşmesinde yönetim kurulu üye sayısı asgari olan 3 kişi olarak belirlenmişse, bunun aksine ana sözleşme de yapılamayacağından, toplantı yeter sayısının da yarıdan bir fazlası kuralı uyarınca 3 olacağı kuşkusuzdur. Böyle değilde, dava konusu uyuşmazlıkta olduğu gibi ana sözleşme ile yönetim kurulu üye sayısı 5, 7 ve 9 ... kişi olarak belirlenerek TTK.nun 312. maddesinde belirlenen asgari sayının üzerine çıkıldığında, TTK.nun 330/1. maddesinde öngörülen aksinin ana sözleşme ile kararlaştırılabileceği hükmünden yararlanılarak, toplantı yeter sayısının "yarıdan bir fazlası" ilkesine aykırı olarak çoğunluk, yani "yarıdan fazla" ilkesinin benimsenebileceğinin ve bu benimsemenin emredici hükme aykırılık teşkil etmeyeceğinin kabulü şirketler uygulamasında şirketin çalışabilirliği bakımından menfaatler dengesine uygun düşeceği gibi, yine şirketler hukukundaki ana prensip olan "çoğunluk kararı ile yönetilme" ilkesine de ters düşmeyecektir. Zira, bir ana sözleşme ile değiştirilemeyecek olan emredici husus, şirketin çoğunlukla yönetilmesine ilişkin ana kuraldır. Davanın dayanağı olan ana sözleşmede ise bu emrediciliğe aykırı bir hüküm bulunmamaktadır.
O halde, yukarıda açıklanan ilkelere uygun olarak kurulan mahkeme kararına yönelik yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun görülen mahkeme kararının (ONANMASINA), 3.240.000.-lira temyiz ilam harcından peşin harcın mahsubu ile temyiz edenden alınmasına, 5.04.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.