Menfi tespit davası • direnme
ÖZET: Yargıtay’ca bozulan karardan sonra bozma
gerekçelerine dayalı olarak oluşturulan karar, yeni bir karar
olup, direnme kararı olarak değerlendirilemez.
Dosya’nın Y.H.G.K.’ya değil, ilgili daireye gönderilmesi gerekir.
YHGK E: 2010/11-357 K: 2010/390 T: 14.07.2010
Taraflar arasındaki "menfi tespit ile itirazın iptali" davalarından dolayı
yapılan yargılama sonunda; Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesince asıl
davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen 26.10.2007 gün
ve 2006/199 E., 2007/523 K. sayılı kararın incelenmesinin davacı-karşı
davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin
20.05.2009 gün ve 2008/2072 E., 2009/6037 K. sayılı ilamı ile;
(...Davacı vekili, müvekkili tarafından elektronik cihaz sigorta sözleşmesi ile
sigortalı davalıya ait MR cihazında hasar meydana geldiğini, hasar bedeli
olarak 4.048 TL ödeme teklifinin davalı tarafından kabul edilmediğini ve
Yargıtay Kararları
249
müvekkili hakkında 20.897,21 TL takip başlatıldığını ileri sürerek, müvekkilinin
davalıya borçlu olmadığının tesbitini talep ve dava etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili, hasar bedelinin 17.905 TL olduğunu savunarak,
asıl davanın reddini, karşı dava olarak da, hasar bedelinin tahsili için
başlatılan takibe davacı-karşı davalının haksız ve kötü niyetli olarak itiraz
ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davacıdan tahsilini
talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına
göre, hasarın poliçe teminat kapsamı içinde bulunduğu gerekçesiyle, asıl
davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulü ile, 16.114,50 TL üzerinden
takibin devamına ve %40 icra inkar tazminatının davacıdan tahsiline karar
verilmiştir.
Kararı, davacı-karşı davalı vekili temyiz etmiştir.
Asıl dava, elektronik cihaz sigorta sözleşmesine dayalı tazminat için
başlatılan takip nedeniyle borçlu olunmadığının tesbiti, karşı dava ise, anılan
sigorta sözleşmesi nedeniyle tazminat alacağı için başlatılan takibe yapılan
itirazın iptali istemine ilişkindir.
Somut olayda, davalıya ait MR cihazı kesintisiz güç kaynağının
kullanılması kaydı ile elektriksel nedenlerle meydana gelen hasarları da
kapsayacak şekilde davacı tarafından sigorta teminatı altına alınmış, 5.7.2005
tarihinde cihazın final stage elektronik kartı arızalanmış ve davacı tarafından
arızanın anılan karttaki malzeme yorgunluğu nedeniyle meydana geldiği ve bu
nedenle teminat kapsamı dışında olduğu iddia edilerek, davacı tarafından
hasar bedeli ödenmemiştir.
Mahkemece tayin edilen bilirkişiler tarafından hazırlanan raporda,
hasarlanan elektronik kart için malzeme ömründen ve mekaniksel bir ömürden
bahsetmenin mümkün bulunmadığı, arızanın MR cihazının elektrik
dalgalanmasından korunmuş olmaması nedeniyle meydana geldiği, poliçe özel
şartında ise elektriksel arızaların kesintisiz güç kaynağının bulundurulması
halinde teminat kapsamında sayıldığı, ancak kesintisiz güç kaynağının
bulunmaması nedeniyle oluşan hasarın teminat kapsamı dışında olduğu
belirtilmiştir.
Mahkeme ise gerekçesinde, davacının hasar bedelini ödememe sebebi
olarak MR cihazının elektronik kartının ömrünü tamamladığı ve bunun da
teminat kapsamı dışında olduğu olgusuna dayandığı, ancak alınan bilirkişi
raporunda elektronik karttaki arızanın malzeme ömrünün tamamlanmasından
değil, elektrik akımının dalgalanmasından meydana geldiğinin tesbit edildiği,
davacının ise hasarın teminat dışı olduğuna ilişkin bu durumu savunma olarak
öne sürmediği, bu durumda arızanın elektronik kartın ömrünün tamamlanması
nedeniyle meydana gelmediğinin belirlenmesi karşısında davacının hasar
bedelini ödemekle yükümlü olduğu gerekçesiyle, yazılı şekilde hüküm tesis
edilmiştir.
İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 85 • Sayı: 2 • Yıl: 2011
250
Oysa, davacı vekili tarafından verilen replik dilekçesinde her ne kadar
hasarın elektronik kartın ömrünü tamamlaması nedeniyle meydana geldiği,
bunun da teminat kapsamı dışında bulunduğu belirtilmiş ise de, davalı
tarafından başlatılan takibe yapılan itirazdan sonra davacı iş bu davayı
açmakla, rizikonun her yönü ile baştan beri teminat dışı olduğunu iddia etmiş
olup, mahkemece, davacının bu yöndeki iddialarının araştırılması
gerekmektedir.
Bu itibarla, mahkemece, davaya konu MR cihazında meydana gelen
arızanın sigorta özel ve genel şartları değerlendirilerek teminat kapsamı içinde
olup olmadığı, davalı-karşı davacının güç kaynağı bulundurup
bulundurmadığının gerektiğinde yerinde yapılacak keşif ile belirlenerek
oluşacak sonuca göre bir hüküm verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı
yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması
gerekmiştir...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan
yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı-karşı davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz
edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği
görüşüldü:
Asıl dava, icra takibine konu alacaktan dolayı borçlu bulunulmadığının
tespiti; karşı dava ise, itirazın iptali ve takibin devamı istemlerine ilişkindir.
Yerel mahkemece; davacı-karşı davalı sigorta şirketi tarafından elektronik
cihaz poliçesi ile sigortalanan cihazın parçasında metal yorgunluğundan
dolayı hasar meydana geldiği savunmasına dayandığı, ıslah edilmeyen bu
savunmasının aksinin bilirkişi raporu ile kanıtlandığı gerekçesiyle menfi
tespit davasının reddine, itirazın iptali davasının ise yine bilirkişi raporu
uyarınca kısmen kabulüne karar verilmiş, davacı-karşı davalı sigorta şirketi
vekili tarafından temyiz edilen karar Özel Daire tarafından yukarıda yazılı
gerekçelerle bozulmuştur.
Bozmadan sonra yerel mahkemece bu kez; davacı-karşı davalının ödeme
definde bulunduğu ve sigorta eksperi raporu ile tespit edilen miktarı ödeme
teklifinde bulunduktan sonra hasarın tamamının kapsam dışı olduğu
olgusuna dayanamayacağı, ayrıca cihazın güç kaynağı ile kullanıldığının ilk
kararda da belirtildiği ve bu yönde ileri sürülen delillere itiraz olmadığı,
davacı-karşı davalı savunmasının dayandığı metal yorgunluğu hususunun
gerçekleşmediğinin kanıtlandığı gerekçeleriyle, ilk kararda direnildiğini
ifadeyle önceki karar yönünde hüküm kurulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu’ndaki inceleme sırasında öncelikle; temyize konu
kararın direnme kararı mı yoksa yeni bir hüküm mü olduğu dolayısıyla
temyiz incelemesinin Özel Dairece mi Hukuk Genel Kurulu’nca mı, yapılacağı
ön sorun olarak ele alınmıştır.
Yargıtay Kararları
251
Bilindiği üzere, direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için;
bozulan ilk kararda yer verilmiş olan hususların direnmeye konu edilmesi ve
gerekçenin ancak yine ilk kararda yer alan ana çerçeveden çıkılmadan, ilk
gerekçeyi güçlendirmeye yönelik yasal sınırlar içinde kalınarak genişletilmiş
olması ile bozmadan sonra bozma içeriğinden esinlenilerek bir araştırma
yapılmaması veya ilk karardan farklı bir karar verilmemesi gerekmektedir.
İlk kararda hiç yer verilmemiş değerlendirmelerin bozmadan esinlenilerek
ve bozmada işaret olunduğu şekilde yapılmış olması durumunda ortada bir
direnme kararının bulunduğundan söz edilemez.
Somut olayda Yerel mahkemece direnme olarak adlandırılan kararda ilk
karar gerekçesinde yer almayan; ödeme definde bulunanın hasarın tümden
kapsam dışı olduğu iddiasına dayanamayacağı, hasarı sigorta kapsamına
alan güç kaynağının varlığının tartışıldığı, mevcudiyetinin belirlendiği ve
aksinin savunulmadığı, cihazın güç kaynağına ilişkin delillere itiraz
edilmediği, davacı-karşı davalı savunmasının dayandığı metal yorgunluğu
hususunun gerçekleşmediğinin kanıtlandığı, gerekçelerine dayandırılmıştır.
Kararda yer alan bu gerekçeler ilk kararda yer almadığı gibi, yasal
sınırlarda bir genişletme olarak da kabul edilemez. Karar bu haliyle, bozma
kararından esinlenerek oluşturulan yeni gerekçelere dayalıdır.
Bu durumda, ortada varlığından söz edilebilecek bir direnme kararı
mevcut olmayıp, bozmadan önce verilen ilk kararda dayanılmayan, bozmadan
sonraki kararda dayanılan açıklanan hususların irdelendiği yeni bir hükmün
bulunduğunun kabulü gerekir.
O itibarla, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için
dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklandığı üzere, davacı-karşı davalı vekilinin yeni hükme
yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 11. HUKUK DAİRESİNE
GÖNDERİLMESİNE, 14.07.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.