Gemi Sicili • Gemi ipotegi • Yargi Yetkisi • Uluslararasý Uyusmazlik
Ekleyen: Av.tayfun Eyilik | Tarih: 16-06-2011 | Kategori: İçtihat | Not
YARGITAY 11. HUKUK DAiRESi
E: 2003/12816 K: 2004/7692 T: 12.07.2004
Gemi Sicili • Gemi İpoteği • Yargi Yetkisi • Uluslararası Uyusmazlik
(2004 SK m.45; 5718 SK m.27; 6762 SK m.844, 866/2; 1086 SK m.21)
Özet: M/V G... S. Gemisi’nin ipotekle temin edilmış davalı alacağından dolayı ilamsız takip
yapılarak neticede açık arttırma suretiyle satılmasına karar veren Güney Afrika Mahkemesi’nin
kararını, Türk mahkemelerinin iptal etmek gibi bir yetkisi bulunmadığından,
mahkemece bu yönde tesis edilen yetkisizlik kararına yönelik davacı vekilinin temyiz
itirazlarının reddi gerekmıştir. Bir geminin sicilindeki kaydına göre
mülkiyetinin ve kaydının tespiti de Türk mahkemelerinin yetkisinde olan bir husus
olması nedeniyle, mahkemenin bu konuda yetersizlik kararı vermesi doğru değildir.
Ancak, davacının dilekçesinde açıkladığı gibi, gemi yararının olmadığından davasının
reddine karar verilmek gerekirken, yetki yönünden reddi yerinde değilse de sonucu
itibarıyla doğru bulunmuştur.
Taraflar arasında görülen davada istanbul Asliye 2. Ticaret Mahkemesi’nce
verilen 12.05.2003 tarih ve 2002/1627-2003/597 sayılı kararın
Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmış ve temyiz
dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için
Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya
içersindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup,
incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkiline ait ve halen istanbul Gemi Sicili’ne kayıtlı
“M/V G.... S.” Gemisi’nin davalı tarafından kredi sözleşmesine istinaden
Güney Afrika Mahkemesi’nde cebri icra yolu ile 18.04.2000 tarihinde açık
arttırma ile satıldığını, davalının sicilde ipoteği bulunmasına rağmen iiK’in
45. maddesi gereğince cebri icra muamele ve satiş işlemlerini tamamla-
Yargıtay Kararları 3351
Gönderen: Av. Sema YERLiKAYA
madan başka bir devletin mahkemelerinde satiş yapamayacağını, bu
nedenle yapılan Satışın gemi siciline ve mülkiyetin değişmesine bir etkisinin
olmadığını ileri sürerek M/V G.... S. Gemisi’nin mülkiyetinin müvekkili E.
Denizcilik ve Ticaret A.fi’ye aidiyeti ile Türk Gemi Sicili’ne kayıtlı olduğunun
tespitine, kesinleşmemiş ve ipotekle teminat altına alınmış bir alacaktan
dolayı ilamsız takip yapılamayacağından Güney Afrika’da yapılan Satışın
iptaline, taleplerin kabul görmemesi halinde şimdilik 100.000 USD’lik
zararlarının faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve
dava etmıştir.
Davalı vekili, müvekkilinin Almanya’da mukim yabancı bir banka
olduğunu, Türkiye’de şubesi ve ikametgahının bulunmadığını, taraflar
arasında Türk mahkemelerinin yetkisi hakkında bir anlaflma da olmadığını,
bu nedenle mahkemenin yargı yetkisinin bulunmadığını, davaya konu gemi
Satışının Güney Afrika Cumhuriyet Mahkemesi’nde görüldüğünü, yargılama
sürecinin bir kısmının bitip, bir kısmının halen derbest olduğunu
savunarak, davanın öncelikle yetki yönünden reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, iddiaya
konu cebri icra sonucu usulsüz ve haksız satişın yapıldığı yer ve bunun
sonucu oluşan zararın meydana geldiği yerin Güney Afrika Cumhuriyeti
olduğu, MÖHUK’un 27. maddesinin gönderisi ile HUMK’un 21. maddesi
nazara alındığında davada mahkemenin yetkisinin bulunmadığı gerekçesiyle
davada Güney Afrika Cumhuriyet mahkemeleri yetkili olduğundan
mahkemenin yetersizliğine karar verilmıştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmıştir.
Davacı davasında özetle, Güney Afrika’da cebri icra sonunda açık
arttırma ile satılan M/V G.... S. Gemisi’nin satişının iptaline, mülkiyetinin
E. Denizcilik ve Ticaret A.fi’ye aidiyeti ile Türk Gemi Sicili’ne kayıtlı
olduğunun tespitine; taleplerinin kabul görmediği takdirde şimdilik
100.000 USD’lik zararlarının davalıdan tahsiline karar verilmesini
istemıştir.
M/V G.... S. Gemisi’nin ipotekle temin edinilmiş davalı alacağından
dolayı ilamsız takip yapılarak neticede açık arttırma suretiyle satılmasına
karar veren Güney Afrika Mahkemesi’nin kararını, Türk mahkemelerinin
iptal etmek gibi bir yetkisi bulunmadığından, mahkemece bu yönde tesis
edilen yetkisizlik kararına yönelik davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi
gerekmıştir.
TTK’nın 866/2. maddesine göre, bir Türk Gemi Sicili’ne kayıtlı bulunan
gemi üzerindeki mülkiyetin iktisap ve ziyası Türk Kanunlarına tabidir. Keza
aynı Kanunun 844 maddesi de gemi, sicilinde malik olarak kayıtlı bulunan
kimseyi, geminin maliki olduğu yolunda bir karine oluşturmuştur. Davacı-
3352 iSTANBUL BAROSU DERGiSi • Cilt: 84 • Sayı: 5 • Yıl: 2010
nın dilekçesinde, davaya konu edilen geminin halen sicilinde E. Denizcilik
ve Ticaret A.fi. adına kayıtlı olduğunun belirtilmış olması ve yukarıda
değinilen maddeler karşısında M/V G.... S. Gemisi’nin davacı mülkiyetinde
olduğunda kuşku yoktur. Bir geminin sicilindeki kaydına göre mülkiyetinin
ve kaydının tespiti de Türk mahkemelerinin yetkisinde olan bir husus
olması nedeniyle, mahkemenin bu konuda yetersizlik kararı vermesi doğru
değildir. Ancak, davacının dilekçesinde açıkladığı gibi, gemi yararının
olmadığından davasının reddine karar verilmek gerekirken, yetki yönünden
reddi yerinde değilse de sonucu itibarıyla doğru bulunmuştur.
Yukarıda değinildiği gibi, gemi halen davacı adına istanbul Gemi
Sicili’nde kayıtlı bulunmasına, davalının Güney Afrika Mahkemesi’nce
geminin satişı nedenine dayanarak, geminin sicilinde terkin veya üzerinde
herhangi bir mülkiyet değişikliği talebinde bulunmamış olmasına göre
gerçekleşen bir zarar da bahse konu olması sebebiyle tazminat isteminin
zamansız olması sebebiyle reddine karar verilmek gerekirken, bu konuda
da yetkisizlik kararı verilmesi hatalı ise de, sonucu itibarıyla doğru olan
hükmün onanması gerekmıştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı davacı vekilinin temyiz
itirazlarının (1) no’lu bentteki sebeplerden reddine, (2) ve (3) no’lu bentlerdeki
sebeplere ve sonucu itibarıyla doğru olduğundan hükmün
ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2.200.000 lira temyiz ilam harcının
temyiz edenden alınmasına, 12.07.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay Kararları 3353