Tasarrufun İptali Davası Davanın Ön Koşulu Tasarrufun İptali Davalarında
Ekleyen: Av.tayfun Eyilik | Tarih: 14-12-2009 | Kategori: İçtihat | Not
YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ
E: 2008/2594 K: 2008/3948 T: 14.07.2008
Tasarrufun İptali Davası  Davanın Ön Koşulu  Tasarrufun İptali Davalarında
Borçlunun Mal Beyanı
(2004 SY m. 277, 278)
Özet: Tasarrufun iptali davasının açılabilmesi için; bir icra takibi bulunmalı ve borçlu
hakkında alınmış kesin veya geçici aciz vesikası olmalıdır. Bu hususlar davanın dinlemesi
için ön koşuldur. Borçlunun mal beyanında haczi kabil malının olmadığını beyan etmesi karşısında tasarrufun iptali davası için gerekli koşulun oluştuğu kabul edilmelidir.
 
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, davalı borçlu İlyas'ın boşanma davası sonucu hüküm altına alınan tazminat  borcunun tahsilini karşlıksız bırakmak amacıyla İstanbul G. H. Ç. mevkii 215 ada 2 parselde 3. kat 11 nolu bağımsız bölümün 1/ 2 hissesini 14.08.2000 tarihinde kardeşi davalı Hanife'ye sattığı nı belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptalini talep etmıştır. Davalı İlyas, davacı ile ortak olduğu şirketin borçları nedeniyle davalı Hanife'den para aldığını, ödeyemeyince borçlarına mahsuben dava konusu taşınmazı kardeşi Hanife'ye devrettiğini, tasarrufun boşanma davası ndan önce yapıldığını, aciz belgesi sunulmadığını davanın iki yıllık süre
içinde açılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı HaniŞ vekili, aciz belgesi sunulmadığını davanın İİK’in 278. maddesinde öngörülen süre içinde açılmadığını belirterek davanın reddini istemıştır.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre, Bakırköy 3. İcra Müdürlüğünün 2002/3659 esas sayılı takip dosyasında borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmediğini, takibin kesinleştirilmediği ve aciz vesikasının ibraz edilmediği anlaşılmış olmakla davanın dava şartı yokluğundan dolayı
reddine karar verilmİş hüküm davacı tarafından temyiz edilmıştır. Dava İİK'in 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilİşkindir. Bu tür davaların dinlenebilmesi için davadan önce başlatılmış bir icra takibinin varlığı bu takibin (davadan önce veya dava sırasında) kesinleşmesi  ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin varlığı
gerekli olup bu hususlar davanın dinlenmesi için ön koşuldur. Somut olayda davacı, davalı borçlu aleyhine boşanma davası sonucu hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminat alacağı için Bakırköy 3. İcra Müdürlüğünün 2002/3659 esas sayılı dosyasıyla; icra takibi yapmış; 2002/3659 sayılı takip dosyasındaki alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak tasarrufun iptalini istemİştir. Bakırköy 3. İcra Müdürlüğünün 2002/3569 esas sayılı takip dosyası kapsamından 12.08.2002 tarihli icra emrinin ve yenileme talebinin davalı borçluya 24.09.2007 tarihinde tebliğ edildiği ve davalı
borçlunun 25.09.2007 tarihinde mal beyan dileçesi verdiği anlaşılmaktadır. Mal beyanında hacizi kabil malmında bulunmadığını bildirdiği görülmüştür. Bu durumda borçlu davalı hakkındaki icra takibinin kesinleştiğinin kabulü gerekir. Mahkemece Tarafların delilleri toplanarak İIK'in 277 ve mütaakip maddeleri gereğince yasa hükümleri gözönünde bulundurulmalı toplanacak deliller sonucuna göre hüküm verilmelidir.
sONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları nın kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davacıya geri verilmesine 14.07.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.